Ailelerin kendilerini en çaresiz hissettiği durumlardan birisi de çocuğunun öfke krizine girmesidir. Küçük yaşlarda dil gelişiminin tamamlanmamasıyla birlikte daha sık yaşanır. Nedensiz ağlamalar; bağırmalar; tekme; vurma; itme davranışları gösterirler. Daha çok 1-4 yaş arasında yaşanan bu krizler kendini ifade edememenin de nedenidir.
Beyin gelişimi 20-25 yaşına kadar devam etmektedir. Mantıksal düşünme becerilerinden frontal lob sorumludur. 1-4 yaş arası çocukları düşündüğümüzde duygularımızdan sorumlu olan limbik sistem devrededir. Limbik sistem; duygularımızla hareket etmemize; davranışın sonucunu düşünmemize; dürtüsel davranışlarda bulunmamıza neden olmaktadır. Çocukların dürtüsel davranışlarını düşündüğümüzde bile bile yapmadıklarını da anlamış oluruz. Çocukların frontal lobu henüz gelişmemişken davranışlarının mantığını anlamalarını ya da mantık sorularına cevap vermelerini bekleyemeyiz. Örneğin; “neden bu çikolatayı yedin?” gibi sorunun onda cevabı yoktur. Dürtüleriyle hareket edip yemiştir. Çocuğunuza sorduğunuz mantıksal soruların cevaplarını henüz cevaplayacak bilişsel işlevlere sahip değildirler.
Duygularına yönelin! Mantığına değil!
Öfke krizleri esnasında çocuğunuza yönelttiğiniz sorular onları daha da sinirlendirmektedir. İnsanların beyni duygularla dolu olduğunda mantıklı konuşamaz ve mantıklı cevaplar veremez.
“Neye ihtiyacın var?”
“Neden ağlıyorsun?”
“Benimle konuş”
“Bana ne olduğunu anlat” gibi sözcükler öfke krizlerini durdurmanın tersine şiddetlendirir. Bu ifadeleri kullandığınızda beynin mantıksal kısmıyla konuşmuş olursunuz. Bu nedenle; birbirinizi anlamakta zorlanırsınız. Sorduğunuz soruların cevabı için henüz beyin gelişimi hazır değildir. Siz sordukça çocuğunuzun öfkeli davranışları da artabilir. Çünkü anlaşılmadığını hissedebilir.
Öfke krizinin durdurulmasının en iyi ve en kolay yolu; onların duygusal beyinleriyle bağlantı kurmaktır. Çocuğunuzun o an için işleyen beynine yönelik sözcükler ya da davranışlarda bulunduğunuzda sakinleşmesi kısa sürecektir. Bunun için çocuğunuzun durumuna bakın. Nasıl hissettiğini fark edin ve geri yansıtın.
“Ooo; şu an çok sinirlendin”
“Oyuncağın kırıldığı için çok üzüldün”
“Çook kocaman kızdın” gibi çocuğunuzun duygularını fark ettiğinizi hissettirir. Bu ifadeler söylenirken bazı çocuklar konuşmadan kafa sallayabilir. “Evet; canım çok yandı.” gibi ifadelerde de bulunabilir. Onun içinde bulunduğu duruma ve beyin gelişimine uygun yaklaşımlarda bulunun. Sizi dinlemediğini hissedebilirsiniz. Öfke krizinde olsa da kulaklarının sizde olduğunu unutmayın. Sadece mantıksal sorular sormayın yeter. Bu süreçte soru sormak işe yaramamaktadır. Onu anladığınızı hissettiren duygularını yansıtacak ifadelerde bulunun. Zor bir süreç olsa da yılmayın.
Dokunsal temas koruyucudur...
Öfke krizi yaşandığında sarılmak ya da dokunmak bazı çocuklarda olumlu etki gösterse de bazı çocukları da rahatsız etmektedir. Çocuğunuzun o andaki tepkisine göre hareket edebilirsiniz.
Çok soru öfkeyi arttırır!
Çocuğunuza soru sormaya sakinleştikten sonra başlayabilirsiniz. Sakinleşmeden hiçbir soru sormayın. Önemli olan tehlikede hisseden çocuğunuzu güvende hissettirip; sakinleştirebilmek olmalıdır. Çocuğunuz öfkelendiğinde belirli mesafede durmak istiyorsa izin verin. Ceza olarak başka odada tek başına bırakmayın. Yakınınızda tutun ve sadece sessizce durun. Unutmayın; siz sakin olursanız çocuğunuz sakinleşebilir. Sizde onunla bir öfkelenip; bağırıyorsanız ya da şiddet uyguluyorsanız çocuğunuz daha şiddetli davranışlar gösterecektir.
Ses tonunuza dikkat!
Çocuğunuz öfkelendiğinde ya da bağırdığında sesinizi yükseltmeyin. Özellikle alçaltın. Onu şaşırtın. Duygu sözcükleriyle bağ kurmaya çalışın. Boy seviyesine inin. Sakin kalabilmeniz için derin nefes alın. Sakinleşme becerilerinizi geliştirin. Çocuğunuzun yaş dönemi özelliği olarak zor bir dönemden geçtiğini ve ileride bu yaşananların kazanımları olacağını unutmayın.
Beynini şaşırtın!
Çocuklarınızın öfkelenmesi devam ediyorsa onu şaşırtın! Öfkelenmesine odaklanmaktansa modunu değiştirmeyi deneyin. Bir anda ışıkları açıp; kapayın. Eşinizle komiklikler yapıp; oyun oynayın. Evin gündemini değiştirin. İkinizde çocuğunuza gerekli ilgiliyi gösterdikten sonra herkes kendi işine gücüne dönsün. Ancak zarar verici davranışları varsa gözünüzle uzaktan takip edin.
Düşünmesini sağlayacaklar oyunlarla modunu değiştirin.
“Mavi olan 5 şeyi bul!”
“Şu anda duyduğun “3 şeyi söyle”
“Şu anda zıplayabileceğin yeri göster”
“Dokunmak istediğin 3 şeyi seç” gibi düşünmesini sağlayacak sorularda etkili olabilmektedir. Basit sorular olmasına dikkat edin.
Yaratıcılığınızı kullanın.
Mizah duygunuzu çokça kullanın. Kahkaha; stresi azaltan en önemli etkenlerdendir. Eşinize komiklikler yaparken çocuğunuzun göz ucuyla takip ettiğini fark edebilirsiniz. Eğlenceli şarkılar açabilirsiniz. Özellikle çocuğunuzun en sevdiği parçalar dinleyebilirsiniz.
Çocuğunuzla ne çok ilgilenin ne de az ilgilenin. Her çocuğun yapısına göre davranış şekillerimiz değişebilir. Her yöntem her çocuğa ya da anne babaya uymayabilir. Önemli olan deneme yanılma yöntemiyle kendi yönteminizi yaratabilmektir.