Uyku; organizmanın çevreyle iletişiminin; değişik şiddetlerde uyaranlarla geri döndürülebilir biçimde; geçici; kısmi ve periyodik olarak kaybolması durumu olarak tanımlanabilir. Bir başka deyişle; uyku; şuurun askıya alındığı ancak beyin aktivitesinin devam ettiği ama hatırlanamadığı ve bu sırada gerek vücut ve gerekse beyinde yenilenmenin meydana geldiği kaçınılmaz ve hayati bir bilinç durumudur. Uyku farklı dönemlerden oluşan; tekdüze olmayan bir süreçtir.
Uykunun evreleri gece içinde belli bir sıra ve düzen içinde birbirini izler. Uyku; hızlı göz hareketlerinin olduğu REM (Rapid Eye Movement: REM ) ve hızlı göz hareketlerinin olmadığı NREM (Non –Rapid Eye Movement: NREM ) uyku evrelerinden oluşur. Uykunun bu evreleri tüm memelilerde ve kuşlarda var olup; birbirinden ve uyanıklıktan kesin sınırlarla ayrılmaktadır. Memeliler için temel ihtiyaç olan uykunun ne işe yaradığı yüzyıllardır araştırmacıların konusu olmuştur. Çok farklı bir bilinç hali olarak düşünülen rüyaların neden ve nasıl çıktığı merak edici bir unsur olmuştur. Uyku; genlerden ve hücre içi mekanizmalardan; davranışı ve bilişsel işlevleri kontrol eden sinir ağlarına kadar biyolojik yapıyı kontrol eden ve etkileyen bir durumdur. Sağlıklı kişilerde uyku; özellikleri bakımından oldukça fazla değişiklik gösteren çevreye yanıt vermekten ve algıdan giderek uzaklaşmayla olan bedensel bir fonksiyondur.
Moleküler genetik; nörofizyoloji; beyin görüntülemedeki son gelişmeler uyku ve rüyanın nörobiyolojisiyle ile ilgili çalışmalar yapılmış; uyku sırasında sinir sisteminde işleyişindeki değişmelerin beyin ve zihin arasındaki ilişkiyi anlamada kolaylık sağlayacağı düşünülmüştür.
İlk defa 200 yıl kadar önce David Hartley in rüyanın bellekte çok önemli rolü olduğunu iddia etmesinin ardından uyku ve belleğin rüya üzerine ne gibi etkileri olabileceği araştırılmıştır. Hayvan ve insan üzerinde yapılan uyku çalışmalarında; uykunun sağlamış olduğu belleğin düzenlenmesi ve kalıcılaşmasındaki rolüne işaret edilmiştir ( Ertuğrul; Rezaki; 2004).
Bilinçli olma halinin değişimi olan uykuda; eskiden bilinenin tam tersine nöronal aktivitede azalma olmayıp sadece nöronal aktivite biraz daha farklı bir şekil almaktadır (Abdülkadiroğlu; Bayramoğlu; İlhan; 1997).
Uyku kesinlikle monoton ve pasif bir süreç değildir. Kendi içinde bir düzeni olan etkin ve oldukça değişken bir süreçtir. Bu uyku süreci içerisinde hızlı göz hareketlerinin olduğu REM ve bu göz hareketlerinin olmadığı NREM olmak üzere iki dönemden oluşmaktadır. NREM dönemi de kendi içinde 4 e ayrılır. NREM evre 1 ve 2 yüzeysel uyku; NREM evre ise 3 ve 4 ise derin uykudur ( Ursavaş ; Ege ; 2004 ).
NREM Döneminde;
1) Yüzeysel uyku (1.dönem ve 2. dönem): Uyku uyanıklık arasındaki geçici dönemdir ve bu sırada insanlar kolaylıkla uyandırılabilir. Uyku başlangıcından itibaren yalnızca birkaç dakika sürer. Uyanıklıktan uykuya geçişi sağlar.
2) Derin uyku (3.dönem ve 4.dönem): Bu sırada insanın uyandırılması için daha şiddetli bir uyaran gerekir. Bu dönemin en önemli özelliği büyüme hormonu salgılanmasıdır. Protein sentezi artar; metabolizma yavaşlar; solunum sistemindeki aktivitelerde genel olarak azalma dikkati çekmektedir. Bu yüzden anabolik dönem de denir. Yaşanılan bu değişmeler bedensel dinlenmeyi ve yenilenmeyi sağlar.
REM Döneminde ;
Uykunun NREM ve REM dönemleri; gece boyunca döngülü biçimde sürer gider. NREM 1;2;3 evreleri ve bunu takiben ortaya çıkan REM uyku evresine ‘uyku siklüsü’ adı verilir. Sağlıklı bir kişide; uyku süresinin uzunluğuna bağlı olarak bir gecede 4–6 uyku siklüsü yaşanır. Bu evrede rüya görülür. Hızlı göz hareketleri vardır. Diğer uyku evrelerinin aralarında kalır.
Solunum ve göz kasları dışında iskelet kaslarında tonus kaybı oluşmaktadır. Bu sırada hızlı göz hareketleri başlar; bilişsel ve fizyolojik aktivitelerde artış gözlenir. Seçici olarak REM ortadan kaldırıldığında; bir sonraki gün insanların neredeyse bir önceki gecenin eksikliğini tamamlarcasına yoğun REM uyudukları dikkat çekmiştir (Özgen ; 2001).
Uykuyla ilgili bazı genellemeler yapılabilir;
*Uyku NREM ile başlar; ilk NREM-REM döngüsü; yaklaşık 60-100 dakika sürer. İkinci ve sonraki döngüler de 90- 120 dakika civarındadır. NREM ve REM uykusu sürekli birbirini takip eder.
*Sağlıklı erişkinlerde gecenin ilk 1/3’ünde derin uyku (NREM 3) baskın durumdayken; gecenin son 1/3’ünde REM uykusu baskındır.
*Uyku dağılımını etkileyen en önemli faktörlerden biri de yaştır. Yeni doğan döneminde uykudan uyanıklığa geçiş sırasında REM uykusu eşlik eder. Ayrıca NREM-REM değişimleri yetişkenlerdeki gibi 90 dakika da bir değil; 50-60 dakikadadır.
*Toplam uyku periyodundan gece uyanıklık süresi %5 daha azdır (Pıçak; İsmailoğulları ; Mazıcıoğlu ; Üstünbaş ; Aksu ; 2010).
KAYNAKÇA
Abdulkadiroglu; Z.; Bayramoglu; F.; & Hhan; N. (1997). Uyku ve uyku bozukluklari. Genel Tip Dergi; 7(3); 161-6.
Ertuğrul; A.; & Rezaki; M. (2004). Uykunun Nörobiyolojisi ve Bellek Üzerine Etkileri. Türk Psikiyatri Dergisi; 15(4); 300-308.
Özgen; F. (2001). Uyku ve uyku bozuklukları Psikiyatri Dünyası; 5; 41-48.
Pıçak; R.; İsmailoğulları; S.; Mazıcıoğlu; M. M.; Üstünbaş; H. B.; & Aksu; M. (2010). Birinci basamakta uyku bozukluklarına yaklaşım ve öneriler. Turkish Journal Of Family Medicine And Primary Care; 4(3).
URSAVAŞ; A.; & EGE; E. (2004). Uyku Apne Sendromu ve Trafik Kazaları. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi; 30(1); 37-41.