Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Travma ve İyileşme

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Travma kelimesi ilk olarak Antik Yunan’da zırhları delinmiş ve yara almış askerler için kullanılmıştır. Yani kişiyi koruyan fiziksel savunmaların zarar görmesine ve bu yüzden kişinin yaralanmasına karşılık gelen bir kullanımı olmuştur. Psikolojik olarak travmadan söz ediyorken de aslında; ruhsal olarak yara almaktan ve bu yara ile ne yapacağımızı bilmediğimiz bir durumdan söz ediyoruz. Travmada bir yara ve bu yaralanmaya karşın bizi koruyan baş etme yöntemlerimizin yeterli koruma sağlayamadığı bir durum vardır.

Travmayı mevcut bilgilerimiz ile anlamlandıramayız. Bazı açıklamalar artık yeterli değildir. Kendimiz ve hayat hakkında sahip olduğumuz varsayımlar tahrip olmuştur. “Bunlar neden başıma geldi?”;”neden ben?”;“ne yapacağım şimdi”; “ya bir daha olursa?” gibi sorular bir süre cevapsız kalır. Mevcut psikolojik yapımız yeterli düzeyde başımıza geleni açıklayamaz ve yara bizim için bu noktada daha da derinleşir. Öfke; çaresizlik; yalnızlık deneyimlenebilir. Kendimizi rahatlatmak ve birisi tarafından rahatlatılmak bu noktada zor olabilir. Bu anlamda travma geçmişte yaşanmış kötü bir olaydan daha fazlasıdır. O an anımsanırken; o olay hatırlanırken zorlayıcı birçok duygu içinde bulunulan zamanda tekrar canlanır. Psikolog Santiago Delboy’un aktardığı gibi; travma hatırlanmaz; tekrar canlanır. Travma o an gözlemlenebilen sonuçlarıyla; bilinçli ve ya bilinçdışı ona yüklediğimiz anlamlarıyla; bedenimizde ve zihnimizde bize hissettirdikleriyle o anda deneyimlenir.

Bu zorlayıcı deneyimleri anlamakta ve aktarmakta zorlanabiliriz; zira travmatik deneyimi dile aktarmak zordur. Çünkü travma yaşayanı böler. Bir yan öfke; çaresizlik hisseder; bir yan bu acı bitsin ister; bu yüzden kaçar; bastırır; yok saymak ister. Ancak bölünmüş yan bizi bir noktada acıdan korusa da; dile gelmeyen travmatik anılar bugün bir şekilde canlanır ve bizi kısıtlamaya devam edebilir. Travmanın bugün bizimle nasıl kaldığı terapinin de önemli sorularındandır.

Travma bugünü nasıl etkiler? Savaş; deprem; kaza gibi olaylar travmatik olabilecek anılarken; tekrar tekrar yaşanmış duygusal yaralanmalar da travmatik anılar olabilir. Bir çocuk olarak ihtiyaç duyduğumuzda ebeveynimiz tarafından görülmemiş; duyulmamış olabiliriz. Üzüldüğümüz; bazı şeyleri önemsediğimiz için utandırılmış; abartıyor bulunmuş ve duyulmamış olabiliriz. Bir çocuk olarak dünyanın ihtiyaçlarımızı; kırgınlıklarımızı paylaşabileceleğimiz bir yer olmadığını öğrenmiş olabiliriz. Bugün susarak; paylaşmayarak; belki yakın ilişkilerden uzak kalarak kendimizi güvende; sevilen; değerli hissedebileceğimiz etkileşimlerden uzak tutuyor olabiliriz. Böylece o çocuğun yalnızlığı yetişkin hayatında da sürüyor olabilir.

Travmatik anıların açtığı yaralar nasıl sağaltılabilinir? Travmayı bir tanık eşliğinde konuşmak; aktarmak; anlamlandırmak travmayı iyileştirmenin yollarından biridir. Kişi anlatır; anlatırken anlam bulmak için karşısındakine bakar; orada bir işaret; bir anlam arar. Dinleniyor mu?; ne zaman suçlanacak? kötü mü bakılacak; ne zaman yüz çevirecek? Terapist veya iyi bir tanık dinler; anlamaya çalışır; orada durur; zor bir deneyimdir; onunla kalır eşlik eder. Kişi aktardıkça ve aktardığı kabul edildikçe travma daha anlamlanır. Anlamlandırıldıkça sembolize edilir; yani dile dökülür. Böylece travmatik anı eski rahatsız edici yapısını kaybeder; elbet kaybolmaz ama eskisi kadar zor değildir. Böylece bölücü yapısı olan travmatik anı; kişinin öyküsüne dahil olur.

Kaynakça
Delboy.; S. (2017). Trauma is an Experience; Not an Event. Retrieved from https://pro.psychcentral.com/trauma-is-an-experience-not-an-event/0014844.html.
Tummey; R.; & Turner; T. (eds.) (2008). Critical Issues in Mental Health. Basingstoke: Palgrave.