Vajinismusun birden fazla nedeni olabilir; en sık görülen nedeni ilk ilişkide aşırı derecede acı ve ağrı duyulacağı ve kanama olacağı korkusudur. Toplumumuzda kız çocukları cinselliği ayıp; günah; yasak olarak algılayarak; kendi bedenleri ve cinsel organları konusunda neredeyse hiç bilgi edinemeden büyümektedirler. Ailelerin bu konuda bilinçli davranmamaları vajinismusu tetiklemektedir. Buna kızlık zarı ile ilgili abartılı ve yanlış inanışlar da eklenince ilk gece sorun çıkması kaçınılmaz olmaktadır.
Vajinismusun ülkemizde görülme sıklığı %10dur yani 10 kadından biri bu problemle karşı karşıya; ancak toplum arasında çok konuşulan; paylaşılan bir durum olmadığı için insanlar kendilerini eksik; yetersiz ve başarısız hissediyorlar. Bu da kısır bir döngüyü tetikliyor; kadınlar yardım almaktan çekiniyor; ilişkileri kötü gitmeye başlıyor ve sıkışmış kalmışlık hissiyatıyla tüm hayatlarını kendilerine ve eşlerine zindan etmeye başlıyorlar.
Kadının vajinismusu yaşaması için mutlaka bir taciz ya da tecavüz öyküsünün olması gerekmiyor. Yine de birçok vakanın küçüklükte özellikle yakın aile çevresindeki ağabey ya da amca olarak bilinen kişilerden fiziksel ya da sözel cinsel ima içeren davranışlara ya da görüntülere maruz kalmış olduğunu terapi sürecinde öğrenmekteyiz. Danışanın çocukluğunda yaşadığı bu talihsiz olaylar duygusal anlamda yer etmekte ve onun ileriki yaşlarda cinsel yaşantısını olumsuz etkilemektedir.
Vajinismusun tedavisi cinsel terapi ile %100 mümkündür. Cinsel terapi sürecinde özellikle vajinismusun sadece kadının sorunu olarak değil çiftin ortak sorunu olarak algılanması ve çiftin cinsellikle ilgili bakış açılarının ve yanlış inanışların giderilip yerine doğru bilgilerin verilmesi üzerinde duruyoruz. Bilişsel yeniden yapılandırma adını verdiğimiz bu sürece; bir takım evde uygulanan ödevleri de dâhil ettiğimizde sorun kısa sürede çözülüyor.
Kızlık zarını aldırmak vajinismusu tedavi etmez. Normal şartlarda kızlık zarı cinsel ilişkiye bir engel teşkil etmez; kadının korkusu giderilmeden sadece kızlık zarının alınması faydalı olmayacaktır.
Vajinismus cinsel terapiyle tedavi edildikten sonra tekrarlamaz. Eğer kadın korkularıyla tam olarak yüzleşmiş; cinselliği korkulacak ve kaçınılacak bir şey olarak değil zevkin ve sevginin paylaşımı olarak algılamaya başlamışsa vajinismusun tekrarlaması gibi bir durum söz konusu olmaz.
Vajnismuslu kadınlar tedaviye başvurma konusunda oldukça dirençliler ve çoğu zaman yıllar geçtikten sonra ve çocuk sahibi olmaları konusunda çevreden gelen baskıya artık dayanamaz duruma gelince tedaviye geliyorlar.
Vajinismus her eğitim ve kültür seviyesinden kadında ortak olarak yaşanan içsel bir korkudur. Özellikle üniversite mezunu hatta doktora düzeyinde eğitim almış kadınlarda vajinismus görülmekte ve tahmin edilenin aksine bu kadınlar tedaviye de daha çok direnç göstermektedirler.
Vajinismus kader değildir ve %100 tedavisi olan bir hastalıktır. Bunun için doğru zamanda ve doğru yerde olduğunuzdan emin olduğunuzda kısa sürede bu problemden kurtulmanız mümkündür. Yapmanız gereken tek şey bunun için eşinizle iş birliği yapıp bir randevu almaktır; başladıktan sonra sürecin ne kadar keyifle geçtiğine şaşırırsınız ve kısa sürede hayatınızdaki değişimlere inanamazsınız. Çünkü vajinismus bir semboldür ve sizi başka şeylerden koruyordur; nelerden koruduğunu fark ettiğinizde özgürleşir ve yetişkin bir birey olarak cinselliği yaşamanın hazzına varırsınız. Bu sizin en doğal hakkınızdır ve evliliğin de en temel bileşenlerinden biri cinsel birlikteliktir.