Evlilik Terapisi
Evlilik terapisi; evlilik ilişkisini; evliliğin her iki tarafı (kadın ve erkek) açısından da; daha doyum verici hale getirmek için gerçekleştirilen bir psikolojik yardım (psikoterapi) sürecidir.
Çift Terapisi
Kişilerin evlilik içinde kendi cephelerinde yaşadıkları sorunları bir çift olarak konuşabilmeleri; tartışabilmeleri ve anlaşamadıkları konusunda bile anlaşabilmeleri aslında o evliliğin hala yaşadığının ve nabzının hala vurduğunun göstergesidir. Bünyede can vardır; sadece belirli konularda bünye hassaslaşmış ve düğüm olmuştur.
Kişiler kendilerini kendi pencerelerinden dışarıya çıkaramadıkları için veya herkes kendi temelindeki kişilik problemlerini evliliğinin içine farkında bile olmadan döküp saçtığı için evlilik bünyesi çalışmaz hale gelmiştir.
Evlilik sorunları genelde ya evlilikleriyle ilgili kişilerin kişisel beklenti sorununa; ya kişinin gözünün önünde cereyan eden önceki aile modelinin bugünkü evlilikte yaptığı tahribata; ya evlilik yaşam modelini bilmeme sorununa; ya kişilik problemi hastalığına ya da evlilik virüsleri dediğimiz belirli virüsleri evliliğin kapmasına bağlı olarak doğmaktadır.
Her şekilde de evlilik eğer çift olarak tedaviye geliyorsa bu iyi bir temelin var olduğunu göstermektedir. Belki bu temelin üstüne bina yanlış çıkılmıştır; belirli tuğlaların hatta duvarların yerlerinin değişmesi gerekiyordur. İşte evlilik terapisti kişilerle beraber her tuğlanın yerini tek tek tartışır ve aslında evliliğin asıl su alan yerini kişilere çoğunlukla sürpriz bir şekilde fark ettirir. Bir sonraki adımda ise yol haritası çizilir; herkesin kendi dairesinde yapacağı ödevler belirlenir ve herkes evliliği adına kendi rolünü adım adım yeniden düzenler. Bütün bu süreç ve süreç içindeki tıkanma noktalarının aşılması terapistin yargılamayan ama “aynalayıcı” eşliğinde yürütülür. Ve bir noktadan sonra kişiler öyle bir tedavi hızı alırlar ki terapist desteği olmadan “iç terapi” dediğimiz kendi başlarına yürüttükleri tedaviyle yola devam ederler. Ve çiftlere evliliklerine dair öyle bir özgüven gelmiştir ki artık; ne sorun karşılarına çıkarsa çıksın yine bir çift olarak çözebileceklerine dair eşsiz bir evlilik yeteneği kazanmışlardır. Bu yetenek çiftlere sorun çıkmasından korkmama cesareti ve bir adım ötesinde de sarsılmaz bir huzur sağlayacaktır.
Bireysel Evlilik Terapisi
Evlilik iki ayrı dünyanın bir düdük sesiyle birbirine karışması hengamesidir. Üstelik bu karışma plansız olur. Sizin dışınızdaki aklınızın bile ucundan geçmeyeceği pek çok etken artık hayatınızın bir parçası olmuştur. Bu bazen kayınvalide; bazen erkek kardeş; bazen yemek tercihleri; bazen sosyallik düzeyi; bazense temizlik alışkanlıklarıdır. Size bir kutuyla evlendiğinizden ve matruşkalar gibi her gün içinden size uymayan yeni bir şey çıkacağını söylesek aşık olduğunuz o kutudan korkar hale gelirsiniz değil mi?
Ancak korkmak değil; hayatınızda ne düzeyde olduğunu o zamana kadar çok fazla test etme imkanınızın olmadığı “uyum yeteneğinizi” devreye sokmak önünüzdeki en şık çözümdür çoğunlukla. Buna karşın uyum yeteneği sihirli bir değnekle kazanacağınız bir şey değildir; çiftler olarak çeperinizi büyütmeyi ve diğerini de bütünüyle içine alacak bir yapıyı psikoterapi süreciyle adım adım kazanabilirsiniz.
Psikoterapi süreci içinde yadırgadıklarınız; hazmedemedikleriniz; eleştirileriniz hepsi bir çift terapisi stratejisiyle karşı taraf ve sizin için anlamlandırılacak ve en zıt renklerin bile enfes portreler haline gelebildiği bir evlilik sanatkarlığı başlayacaktır. Aslında sizin kişilik ve hayata karşı adaptasyon yeteneğinizin bir üst seviyeye çıkması için de bulunmaz bir fırsattır bu. Evlilik sizin uyum yeteneğinizi geliştirir; uyum yeteneğiniz de hayatla başa çıkma tarzınızı profesyonelleştirir. Yeter ki uyum problemleri; kronik hastalıklara dönüp evlilik toprağınızın altında gizlice büyüyüp seneler sonra bahçenizin ortasında nereden geldiğini anlamadan altında ezildiğiniz bir yabani ağaç haline gelmesin.
Çift Terapisi
Kişilerin evlilik içinde kendi cephelerinde yaşadıkları sorunları bir çift olarak konuşabilmeleri; tartışabilmeleri ve anlaşamadıkları konusunda bile anlaşabilmeleri aslında o evliliğin hala yaşadığının ve nabzının hala vurduğunun göstergesidir. Bünyede can vardır; sadece belirli konularda bünye hassaslaşmış ve düğüm olmuştur.
Kişiler kendilerini kendi pencerelerinden dışarıya çıkaramadıkları için veya herkes kendi temelindeki kişilik problemlerini evliliğinin içine farkında bile olmadan döküp saçtığı için evlilik bünyesi çalışmaz hale gelmiştir.
Evlilik sorunları genelde ya evlilikleriyle ilgili kişilerin kişisel beklenti sorununa; ya kişinin gözünün önünde cereyan eden önceki aile modelinin bugünkü evlilikte yaptığı tahribata; ya evlilik yaşam modelini bilmeme sorununa; ya kişilik problemi hastalığına ya da evlilik virüsleri dediğimiz belirli virüsleri evliliğin kapmasına bağlı olarak doğmaktadır.
Her şekilde de evlilik eğer çift olarak tedaviye geliyorsa bu iyi bir temelin var olduğunu göstermektedir. Belki bu temelin üstüne bina yanlış çıkılmıştır; belirli tuğlaların hatta duvarların yerlerinin değişmesi gerekiyordur. İşte evlilik terapisti kişilerle beraber her tuğlanın yerini tek tek tartışır ve aslında evliliğin asıl su alan yerini kişilere çoğunlukla sürpriz bir şekilde fark ettirir. Bir sonraki adımda ise yol haritası çizilir; herkesin kendi dairesinde yapacağı ödevler belirlenir ve herkes evliliği adına kendi rolünü adım adım yeniden düzenler. Bütün bu süreç ve süreç içindeki tıkanma noktalarının aşılması terapistin yargılamayan ama “aynalayıcı” eşliğinde yürütülür. Ve bir noktadan sonra kişiler öyle bir tedavi hızı alırlar ki terapist desteği olmadan “iç terapi” dediğimiz kendi başlarına yürüttükleri tedaviyle yola devam ederler. Ve çiftlere evliliklerine dair öyle bir özgüven gelmiştir ki artık; ne sorun karşılarına çıkarsa çıksın yine bir çift olarak çözebileceklerine dair eşsiz bir evlilik yeteneği kazanmışlardır. Bu yetenek çiftlere sorun çıkmasından korkmama cesareti ve bir adım ötesinde de sarsılmaz bir huzur sağlayacaktır.
Bireysel Evlilik Terapisi
Evlilik iki ayrı dünyanın bir düdük sesiyle birbirine karışması hengamesidir. Üstelik bu karışma plansız olur. Sizin dışınızdaki aklınızın bile ucundan geçmeyeceği pek çok etken artık hayatınızın bir parçası olmuştur. Bu bazen kayınvalide; bazen erkek kardeş; bazen yemek tercihleri; bazen sosyallik düzeyi; bazense temizlik alışkanlıklarıdır. Size bir kutuyla evlendiğinizden ve matruşkalar gibi her gün içinden size uymayan yeni bir şey çıkacağını söylesek aşık olduğunuz o kutudan korkar hale gelirsiniz değil mi?
Ancak korkmak değil; hayatınızda ne düzeyde olduğunu o zamana kadar çok fazla test etme imkanınızın olmadığı “uyum yeteneğinizi” devreye sokmak önünüzdeki en şık çözümdür çoğunlukla. Buna karşın uyum yeteneği sihirli bir değnekle kazanacağınız bir şey değildir; çiftler olarak çeperinizi büyütmeyi ve diğerini de bütünüyle içine alacak bir yapıyı psikoterapi süreciyle adım adım kazanabilirsiniz.
Psikoterapi süreci içinde yadırgadıklarınız; hazmedemedikleriniz; eleştirileriniz hepsi bir çift terapisi stratejisiyle karşı taraf ve sizin için anlamlandırılacak ve en zıt renklerin bile enfes portreler haline gelebildiği bir evlilik sanatkarlığı başlayacaktır. Aslında sizin kişilik ve hayata karşı adaptasyon yeteneğinizin bir üst seviyeye çıkması için de bulunmaz bir fırsattır bu. Evlilik sizin uyum yeteneğinizi geliştirir; uyum yeteneğiniz de hayatla başa çıkma tarzınızı profesyonelleştirir. Yeter ki uyum problemleri; kronik hastalıklara dönüp evlilik toprağınızın altında gizlice büyüyüp seneler sonra bahçenizin ortasında nereden geldiğini anlamadan altında ezildiğiniz bir yabani ağaç haline gelmesin.