Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi (Tldp)

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi (TLDP)

Günümüzde diğer psikoterapi süreçlerinin yerini; olabilecek en büyük değişimi değil; mevcut kaynaklarla en hızlı ve kısa sürede ulaşılabilecek en büyük değişimi gerçekleştirmeye yönelik kısa süreli ya da süresi sınırlı psikoterapiler almaya başlamıştır. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapiler çok iyi neticeler verebilmektedir. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi; genel çerçevesi psikodinamik olmakla birlikte nesne ilişkileri ve kendilik psikolojisi kuramlarını içine alan; ilişkisel ve duygu odaklı yaklaşımları; bilişsel davranışçı yaklaşımda harmanlayan bütüncül ve esnek bir psikoterapi yöntemidir. Araştırmalar ayaktan tedavi gören hastaların büyük çoğunluğunun tedavileri için kısa süreli tedavileri seçtiklerini saptanmıştır. Danışanlarımız çoğu kez duygusal acılarının bir an önce bitmesi ihtiyacındadır. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi bu danışanlar için idealdir. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi’de başlangıç; orta ve son yapılandırması bulunduğundan danışanlar tedaviyi sonlandırmaya daha istekli olmaktadırlar. Terapiyi sonlandırmak için belli bir zaman verilmesi; hastaların terapiye bağımlı olurum korkularını azaltmakta; terapiyle ilgili endişelerini gidermektedir.
Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi; sınırlı odak ve sınırlı hedef vardır. Bu süresi Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi’yi açık uçlu psikoterapi veya psikoanlizlerden ayıran en önemli özelliktir. Odağımızdaki esas döngü; döngüsel maladaptif örüntü (DMÖ) formülasyonuyla saptanır. Kısa Süreli dinamik psikoterapilerin diğer özellikleri; zaman konulması; terapötik anlaşma; hemen müdahale; planlanmış bitiş zamanı; iyimserlik ve sözleşmedir. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi’de maksimum seans sayısı 20-24’tür. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi süreye duyarlı; etkin zamanlı; uygun maliyetli yönleriyle öne çıkar. Ego gücü; motivasyonu ve nesne ilişkileri yüksek düzeyde olan danışanlar Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi’den daha hızlı yararlanabilirler. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi çocukluk anıları; davranışın bilinçdışı belirleyicileri; çelişkiler; aktarım gibi temel psikanalitik kavramlar üzerine kurulmuş olsa da; metapsikolojik modellere ya da Odipus kompleksi gibi çıkarımsal kavramlara girmez. Hastanın güçlü yönleri vurgulanarak terapötik süreç gerçeğe dayalı tutulur. Şimdi ve burada ilişkisine konsantre olunur. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi’de psikoterapistler en az radikal müdahaleyi tercih eder; gelişimsel yetişkin bakış açısına sahiptir; bazı psikoterapi modellerindeki sonsuzluk kavramını kabul etmez; yaşam gerçekliğini ve günlük hayatı her zaman psikoterapide olmaktan daha önemli görür. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi temel prensibi; terapist ile danışan arasında gelişen ilişkiyi kullanarak; danışanın kendisiyle ve diğerleriyle olan etkileşiminde değişiklik sağlamaktır. Esnek bir yaklaşım sağlayan Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi zor hastaların tedavisinde de rahatlıkla tercih edilebilir. Kişilik bozukluklarında ve kronik kişiler arası ilişki ve iletişim problemlerinde oldukça etkili bir psikoterapi yöntemidir. Kısa süreli dinamik psikoterapide semptomlar üzerinde durulmaz. Amaç kişinin kendisiyle ve başkalarıyla ilişki kurma şeklini değiştirmek yani kişinin karakter yapısında değişikliğe gitmektir. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi psikolojik farkındalığa sahip; yeni fikirlere açık; iç gözlem yapabilen; şikayetlerini sınırlayabilen; değişim için motivasyon sahibi; kendine karşı dürüst; tedavinin sonuçlarına dair gerçekçi beklentileri olan danışanlarda kısa sürede gelişme sağlanmasını sağlar.
Kısa Süreli dinamik psikoterapi modernist görüşe sahip olup olaylara kişilerarası perspektiften bakar. Kişiler arası problemlerde de; doğumdan sonra yaşayabilmek için belli bir süre bakım veren kendilik nesnemizle “güvenli bağlanma” ilişkisi kurma ihtiyacımızın temel bir önemi vardır. Kendimize bakış açımız ve kendimizi nasıl hissettiğimizin; başkalarına nasıl davrandığımız ve dünyayla olan ilişkimizin altında bu yatmaktadır. Bireyin çocukluk çağında; ebeveynlerine güvenli bağlanması anksiyetenin olumsuz etkilerini değiştirmekte; sağlıklı gelişimi güçlendirmektedir. Bu dönemde kodlanan deneyimsel ve bilişsel şemalar binanın temelini oluşturmakta; bu alt yapı kişinin ileri dönemlerindeki kişiler arası ilişkilerinde duygusal bağı koruma ve sürdürmekte birincil rolü almaktadır. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapide; bu sürecin belli bir noktada bitmediği; bireylerin diğerleriyle etkileşimi sırasında dinamik olarak değiştiğine inanılır.
Kişinin ilişkisel özellikleri yaşamın ilk yıllarında şekillense de; kişinin bu tarzı sürdürüyor olması onun güncel yetişkin yaşamıyla pekişmektedir. Örneğin; çocukluğunda güvensiz bağlanma ilişkisinin sonucu olarak; boyun eğici bir yaklaşım geliştiren bir danışan; yetişkinlik döneminde de hayatına yanlış; otoriter; dogmatik; cezalandırıcı kişileri davet etmekte; bu döngüsel ilişki tarzını terk edememektedir. Bu tarz; karşısındaki insanları daha baskın ve zorbaca davranmaya yöneltmekte; bir kısır döngüye girilmektedir. Bu tepkilerle karşılaşan danışan kendini alıştığı ortamda hissetmekte; ancak psikolojik dengesi bozulmakta; içindeki huzursuzluk büyümektedir. Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi bu temelde çalışır ve bugüne vurgu yapar. Erken dönemde yerleşen bozuk etkileşimler bugün de korunuyorsa; kişi bunu bugün değiştirmelidir. Geçmişteki çelişki ve acı gerçeklerin ortaya çıkarılmasına zaman harcamak yerine bugün üzerinde çalışılmalı ve hızla sonuca gidilmelidir.

Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi bu yönleriyle; psikolojik sorunların tedavisinde hızlı ve ekonomik çözümler sunmakta ve sıklıkla tercih edilir hale gelmektedir.