Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kaprisli Sevgililer

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Son zamanlarda birçok erkek danışanımdan ve çevremden duyduğum bir söz öbeği var: “Türk Kızı Kaprisi”. Korkarım yakında literatüre de geçecek. Erkeklerin çoğu partnerlerinin çok kaprisli olduğundan ve olur olmaz yere onlara “trip attığından” yakınıyor. Trip demişken bu kelimenin Türkçe olmadığını ve TDK’da yer almadığını belirtmekte fayda var. “Kapris” modern ilişkilerinin en büyük problemi haline dönüştü. Bu konuyu başlıklar halinde incelemeye çalışalım.

Kültürel bir Olgu

Sanki kapris yapmak sadece Anadolu kızlarına mahsusmuş gibi bir algı var. Abartıldığı kadar olmasa da bu algıda gerçeklik payı olduğunu kabul etmemiz lazım. Kapris yapma kültürel bir olgu. Hatta bu yazıyı yazmadan kapris yapma ile ilgili uluslararası makalelerden bir araştırma yapayım dedim. Hatırı sayılır bir şey bulamadım. Batı kültürlerinde doğrudan iletişim; bizim gibi doğu kültürünün hâkim olduğu toplumlarda ise dolaylı iletişim kullanılır. Her ne kadar batı kültürüne geçiş aşamasında olsak da hala ruhumuzda doğunun esintileri dolaşıyor. Bekliyoruz ki; biz açıkça söylemeden karşımızdaki kişi bizi anlasın ve beklentilerimize uygun cevap versin. Başka bir deyişle; zihnimizi okusun. Eğer biz beklentimizi doğrudan dile getirirsek; aramızdaki duygusal bağın anlamsızlaşacağına inanıyoruz. Dolayısıyla; eğer değer verdiğimiz kişi beklentilerimizi yerine getirmez ise; ona doğrudan söylemek yerine kapris yaparak ona bir nevi ipucu veriyoruz. Yani onunla akıl oyunları oynuyoruz. Aslında kapris yapma karşıdaki kişi için bir lütuf. Eğer ipuçlarını takip edip şifreyi çözmeyi başarır ise ilişki çok daha sağlamlaşır. Ancak; ipuçlarını çözemezse; eyvah ki ne eyvah!

Peki neden bu kaprisi daha çok kadınlarımız yapıyor? Birincisi; kadınların zihin yapıları daha karmaşık. İkincisi; kadınlar daha doğuştan itibaren daha kapalı ve daha korumacı yetiştiriliyorlar. Bir erkek çocuğa sunulan özgürlük kızlara sunulmuyor. Ve onlar da istediklerine dolaylı yollardan ulaşmak üzere savunmalar geliştiriyorlar. Üçüncüsü; kapris yapma davranışı nesilden nesle aktarılıyor. Mesela; anne kocasına kapris yaparak hem çocuğuna örnek oluyor hem de çocuğuna kapris yaparak ona bunu dolaylı yoldan öğretiyor.

Manipülasyon: Kontrol ve Güç Elde Etme

Bazen kapris yapma ilişkide gücü elinde tutma aracı olarak kullanılabiliyor. Kapris yapan kişinin partneri onu kaybetmekten korktuğu; kendini suçlu hissettiği veya huzursuzluk istemediği için kaprisli kişinin taleplerini yerine getiriyor. Bu sistemin işlediğini gören kaprisli partner; artık sıklıkla kapris yapmaya başlıyor. Kapris yaptığı zaman edindiği gücün hazzına kapılıyor. Bazen kapris yapmadan da halledebileceği durumlarda bile otomatik olarak kaprisi devreye sokuyor. Zaman içerisinde partneri ilişkide yoğun boğulma ve sıkılma duyguları içinde yüzüyor. Eğer sağlıklı bir ruhsal yapıya sahip ise; kaprisli kişinin kaprisini daha fazla çekmeyi reddediyor. Bağımlı bir kişilik ise ömür boyu kapris çekebiliyor.

Anlaşılmama

Özellikle bireysel terapilerde ve çift terapilerinde duyduğum genel bir ifade olan “anlaşılmamak” kişiyi kapris yapmaya itiyor. Derdini açıkça ifade etse bile kendini anlamayan partnerine kapris yaptıktan sonra dinlenildiğini gören kişi anlaşılma umuduyla bu yola başvuruyor. Muhtemelen defalarca kapris yapmasına rağmen yine anlaşılmayan kişi partnerinin onu “bir gün” anlayacağına inanarak kaprisli davranışlarını sürdürüyor. Çok çaresiz hissediyor ve son umudu olan “kapris” de işe yaramaz ise kendisini aşırı derecede değersiz hissedip ilişkinin devamını sorgular hale geliyor. Öte yandan; kaprise maruz kalan kişi partneri haklı olsa bile sırf onun kaprisli davranışları yüzünden ona karşı agresif davranışlar sergiliyor. Bu bir kısır döngü oluyor.

Bağlantı Kurma

Bazı çiftlerin arasındaki iletişim yetersiz kalıyor. Partnerlerden biri kapris yaparak karşıdaki ile bağlantıda kalmaya çalışıyor. Örneğin; eşi pek konuşmayan; kendisiyle yeteri kadar vakit geçirmeyen bir kişi; eşine kapris yaparak onunla zaman geçirmiş oluyor. Çoğu zaman bu davranışın nedeninin farkında olmuyor. Çift kapris yapılan konu üzerine odaklansa da aslında derinlerdeki temel amaç aralarındaki bağlantıyı sürdürmek oluyor.

Partneri Test Etme

Değersizlik duygusu ve özgüveni düşük olan kişiler partnerlerinin sevgisini hissedebilmek için onu kaprisli davranışları ile test edebilirler. Partnerleri testten geçebilirse; bu sevildiklerine ve değerli olduklarına dair bir kanıt oluşturacaktır. Testten geçemeyen partnerler başka bir teste tabi tutulacak ve testten geçene kadar kaprisli davranışlar devam eder. Muhtemelen; partnerleri bir süre sonra bu davranışlara dayanamayarak tepki gösterir. Tepki gören kişi sevilmediğini ve değerli olmadığını kendi kendine onaylamış olur.

Yansıtmalı Özdeşim

Bir savunma mekanizması olan yansıtmalı özdeşim kişileri kapris yapmaya itebilir. Kötü hisleri ve iyi hisleri kendi içinde aynı anda barındıramayan ve kötü duyguları kendi içinde doğal yollardan eritemeyen kişiler; kötü duyguları başka bir insana yansıtılırlar. Bu kişiler genelde onların nazlarını çekebilecek; yakın kişiler olur. Kaprisli davranışlar kapris yapılan kişiyi olumsuz etkiler. Kapris yaparak kişi içindeki kötüyü karşı tarafa atmış olur. Bir süre sonra kendisi rahatlarken; partneri rahatsızlanacaktır. Mesela; sevgilisi ile ilgili olmayan herhangi bir konuda sıkkın olan bir kadın; sevgilisine bir yem atar. Bir alışveriş merkezinde gezerken oldukça pahalı olan ayakkabıları göstererek “Bunlar nasıl?” diye sorar. Partneri “Çok güzeller tatlım. Ancak sence de biraz pahalı değiller mi?” cevabını verir. Kadın “Ne yani? Bu ayakkabıları giymeye layık değil miyim?” der ve suratını asar. Kadının aslında canı başka bir konu ile ilgili sıkkın iken; alakasız bir konuda sevgilisini tahrik ederek ona surat asar. Sonunda; sevgilisi günü canı sıkkın ve mutsuz bitirirken; kadın rahatlamış olur.

Peki; bu konuda neler yapabiliriz?

Partnerinizi etkili bir şekilde dinleyin. O konuşurken ona vereceğiniz cevabı hazırlamak yerine; onun ne dediğine odaklanın.
Açık ve doğrudan iletişim kurun.
Karşınızdakinin zihninizi doğru okumasını beklemeyin. Beklentinizi ona açıkça ve kibarca ifade edin.
Karşınızdakinin zihnini okumaya çalışmayın. Aklınıza takılan bir şey varsa ona doğrudan sorun.
Çaresiz hissettiğiniz noktada bir psikologdan destek alabilirsiniz.