Travma aniden ortaya çıkan ve benliğimizin zorlantı ile karşı karşıya kaldığı bir olaydır.
Travma özneldir; kişiye özeldir.
bir insanın kaldırabileceği hatta basit bir olay gibi gördüğü bir durum diğer insan için büyük bir travma yaratabilir.
Travmayı alan kişide; her travmanın açılımı ve içeride parçalanması dediğimiz bir durum vardır.
Bu kişinin o ana kadar ki sosyal öğrenmeleri; aile yapısı; kişilik örgütlenmesi; ego düzenekleri; sosyal çevresi gibi özellikler travmayı alma ve devamında yapacak ve yaşayacaklarında büyük önem arz eder.
travma da kişi üç tavır alabilir; 1 Savaşır
2 Kaçar
3 Donakalır
Kişinin burada nasıl davranacağı ise yukarı da saydığım özelliklerle iç içedir.
Beyin saniyeler içinde durumu kontrol eder ve kaçabilecek mi yoksa savaşmaya gücü yeterli mi bunu kontrol eder.
Olası durumdan kaçarak; saklanarak ya da savaşarak kaçamayacağına doğru ya da yanlış kanaat getirirse o zaman benliğin kendini savunma ve koruma mekanizmalarından en önemlilerinden biri devreye girer.
Dissosiasyon; çözülme; ayrışma...
kişi kendi bedeninden çıkmış ve o anda olanlar ona olmuyormuş gibi hissederek adeta bedenini terk etmiş gibi bir duygu ve düşünce birliği içine girer.
Bu benliğin kendini savaşamadığı ve kaçamadığı durumlarda koruma biçimidir.
Ortada bir sıkışma ve çaresizlik vardır. An da olan kişinin kaldırabileceğinden çok daha fazladır. Süren travmalarda dissosiasyon daimilik kazanabilir ve kişinin çok kullandığı bu savunma mekanizması psikoza girmesine sebep olabilir.
Bu nedenle bir insan; özellikle de çocuklar ve gençler travmadan söz ettiklerinde mutlaka ciddiyetle ele alınmalı ve tedavi edilmelidir.
Hiçbir şey insanın ruh ve beden sağlığından daha fazla önem arz etmez.
Özellikle aile içi ensest üstü kapatılmaya çalışılan bir olgudur.
Aynı zamanda süren bir travma olma özelliğini de taşır; yani tehdit kişi açısından devamlı bir hal almış ve yalıtma; dissosiasyon gibi mekanizmalar sürekli devrede tutulmaktadır.
Bu durumda kişinin önünde travmanın şiddetine göre; borderline kişilik örgütlenmesinden; dissosiatif kişiliğe kadar bir yelpaze açılabilir. küçük yaşta alınan travmalar daha tehlikelidir çünkü; Kişiliğin en önemli çekirdekleri 0-3 yaş arası atılmakta ve ergenliğin bitimine kadar da filiz vermektedir.
Travma alan kişi en iyi ihtimal ile Travmatikdir ama gelişim dönemleri ve başta yazdığım etmenler de göz önünde bulundurularak kişilik de hafif ya da ağır düzeyde bozulmalar olması ihtimali yüksektir.
Asla ihmal edilmemelidir.
Duygusal kilitlenmeler çözümlenmediği taktirde; kişi bunları ömür boyu taşır ve bastırma yoluyla unutmayı tercih ederse de nereden geldiğini bilmediği baş ağrıları; rüyalar (kabus); anlık öfke patlamaları; dünyadan uzaklaşma ya da kendini travma benzeri durumların içine atma gibi semptomlar geliştirebilir.
DİSSOSİASYON: Egoya zor veya katlanılamaz gelen düşünce ve duyguların; bağlı
oldukları olay veya yaşantılardan koparak bilinç alanından uzaklaştırılması; bunların
zaman zaman ayrı bir şekilde faaliyete geçmesi için özerkleşmeleri ve egoyu
etkilemeleri durumudur. Amaç egoyu rahatsız eden çatışma ve bunaltıları bertaraf
etmektir.
Bir başka şekilde dissosiasyon; acı veren bir an; olumsuz düşünce veya duygularla
baş edebilmek için kişisel kimlik duygusunun değişmesi veya bunaltı yaratıcı
durumdan uzaklaşma amacıyla bilinç durumunun değiştirilmesi veya kişinin
duyarlılığının ayrışması durumudur.
Bir düşüncenin zihin bütünlüğünden ayrılarak otomatik veya bağımsız bir davranış
ortaya çıkardığı dissosiyatif nevroz vakalarında görülen unutmalar; bayılma nöbetleri
uyurgezerlik gibi belirtiler dissosiasyona örnek verilebilir.
dissosiatif kişilik örgütlenmesi ise bu belirtilerden bazılarını veya hepsini ve daha fazlasını içinde barındıran çoklu kişiliğe kadar açılan farklı bir yelpazedir.
bu örgütlenme de sadece dissosiatif füg ün varlığı da yeterli değildir.
1 Bu benim başıma gelmedi!
2 Bu neden benim başıma geldi? (Benim suçum)
3 Herkesin başına gelebilirdi (Benim suçum değil)
4 Bununla baş edebilir miyim?
5 Benim suçum değil; olayın ya da kişinin suçu.
6 Herkesin başına gelebilirdi; özellikle seçilmiş biri değilim.
7 Bütün insanlar ve dünya kötü değil.
8 Bununla baş edebilirim... Güzel şeyler yaşayacağıma inanıyorum... Hayat devam ediyor...
Ego güçlenir; bakış açısı keskinleşir ve değişir; travma çözümlenir.
Çözülen travma artık eski şiddetini yitirir ve kişilik sağlamlaşır.