Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Mutlu Evliliğin Sırları ve Çözüm Önerileri

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
İnsanlar yalnız yaşayamayan; başkalarıyla iletişim kurmak zorunda olan ve yakın ilişki arayan sosyal canlılardır. Yakın ilişki kurma bireylerin sevgi; bağlanma; güven; aşk; gibi duygusal ihtiyacıyla beraber cinsellik; fiziksel temas gibi fizyolojik ihtiyacının karşılandığı bir ilişki olarak tanımlanabilir. Önceden; insanlar arsında kurulan bağın en önemli sebebine açlık; susuzluk; cinsellik gibi temel içgüdülerinin karşılanması olarak bakılıyordu. Bu görüşe göre insanlar; fiziksel ihtiyacı kim tarafından karşılanıyorsa o kişiye bağlanıyordu. Ancak Harry Harlow’un 1971’de maymunlar üzerinde yaptığı çalışma; aslında anne-çocuk arasındaki ilişkide; sevginin ve güvenli bağlanmanın ne kadar önemli olduğunu bize kanıtladı. Harlow; maymunlarla yaptığı deneyde; iki sahte maymun anne düzeneği hazırlayıp; yavru maymunları annelerinden ayırarak sahte annelerin yanına koydu. Sahte anneden birisi tellerle çevrilidir ve bu anneye maymunların süt ihtiyacını karşılayacakları biberon yerleştirilir. Diğer anne maymun ise; yumuşak kumaşla kaplı ancak yavru maymunların beslenme ihtiyacını karşılamadığı bir düzenekten oluşmaktadır. Sonuca bakıldığında yavru maymunların; biberonlu anneyi sadece karınları acıktığında tercih edip; karınları doyduktan sonra yumuşak anneye sarıldıkları gözlenmiştir. Harlow bu deneye bakarak; sadece fizyolojik ihtiyacın anne-bebek arasındaki bağlanmayı açıklamak için yetersiz kaldığını; sevginin ve bağlanmanın yemek yiyerek değil dokunma ile gerçekleşebileceği sonucuna ulaşmıştır.

İnsanlar ilk ilişkilerini anne/ona bakım veren kişi ile kurarken daha sonra çevresiyle ilişki kurma ihtiyacı hisseder. Ergenlik dönemine geldiğinde ise karşı cinsle ilişki kurmaya başlar ve yetişkin döneminde de yakın ilişki kurduğu kişi ile evlenmek ister.

Evlilik; bir kişinin yaşayabileceği ve kişinin hayatını önemli ölçüde etkileyecek olan deneyimlerden birisidir şüphesiz. Evlilik ile ilgili yapılan tanımlamalara bakıldığında Rauch evliliği; kişilerin belirli kurallar çerçevesinde gönül bağıyla birbirlerine bağlı olmaları diye ifade etmiştir (Rauch; 2004). Özuğurlu ise evliliği; farklı motivasyonlarla iki bireyin yaşamı paylaşmak; soyu devam ettirmek gibi sebeplerle bir araya geldiği ilişki biçimi olarak tanımlamıştır (Özuğurlu; 2013). Bizim toplumumuz gibi olan toplumlarda inancı; değerleri ve sosyokültürel yapıları sebebiyle; cinselliğin evlilik ile birlikte meşrulaştığını düşünürsek; evliliğin önemli nedenlerinden birisinin de cinsel doyum ve üremenin gerçekleşmesi olarak söyleyebiliriz.

Bireylerin evlenme ile ilgili üç temel motivasyonu vardır (Boran; 2003).
1. Biyolojik Motivasyon: Üreme arzusu; cinsel haz; beraberliğini ve kendini koruma arzusudur
2. Psikolojik Motivasyon: Arzu duyduğu karşı cins tarafından beğenilme; sevilme; sevme; kendi çocuklarıyla beraberliğin devamından duyduğu güven ve hazdır.
3. Sosyal Motivasyon: Toplumun beklentilerine uymanın verdiği rahatlıkla beraber toplumda kazanılan saygınlık hazzı ve güvendir.

Yukarıda da bahsedildiği gibi insanlar sevme; sevilme; aşk; bağlılık; güven; çocuk sahibi olma; cinsellik; toplumsal normlara ve değerlere uyma; kabul görme; saygınlık kazanma; aile olmayı isteme gibi nedenlerden dolayı evlenirler. Elbette ki kişiler; evlendikleri zaman mutlu olacaklarını düşünerek evlenirler. Peki mutlu evlilik ne demektir? Mutlu evliliği belirleyen faktörler nelerdir?

Tolstoy Anna Karenina adlı kitabında ‘bütün mutlu aileler birbirine benzer ancak her mutsuz ailenin kendine özgü mutsuzluğu vardır der. Buradan hareketle; mutlu evlilik kavramını açık bir şekilde çerçeveleyebilirken; mutsuz evliliğinse birçok sebebi bulunmaktadır. Mutsuz evliliğin sebeplerine bakıldığında; kıskançlık; aldatma; alkol ve madde kullanımı; ekonomik problemler; cinsel problemler; görev paylaşımının olmaması; geniş aile problemleri; sorumluluk almama; duygusal boşanma; beklentilerin örtüşmemesi; problem çözme becerisinin olmaması olarak söyleyebiliriz. Evlilik duyumunun ve evlilik uyumunun olduğu çiftlerde ise mutlu evlilikten bahsedebiliriz.

Mutlu evliliği belirleyen en önemli iki ana etken vardır. Bunlar; evlilik doyumu ve evlilik uyumudur.

Evlilik uyumu; farklı kişiliğe sahip eşlerin günlük yaşamın değişen koşullarına uymaları; çatışmalarını uzlaşma içinde çözmeleri; birbirleriyle iyi iletişim içinde olup mutlu olmak ve ortak hedeflere ulaşmak için birbirlerini tamamlamaları olarak ifade edilmektedir (Spanier; 1976).

Evlilik doyumu ise eşlerin birbirlerine karşı gösterdikleri sevgi biçimi; cinsel doyum; iletişim biçimi gibi içsel süreçlerin yanında; verilen kararlarda eşitlik ve problemleri paylaşma gibi dışsal etmenlerden elde edilen tatmin olarak ifade edilmektedir (Sokolski&Hendrick; 1999).

Evliliğinizde uyumu ve doyumu yakalayabilmek için ve mutlu bir evliliğe sahip olabilmek için aşağıda işinize yarayacağını düşündüğüm kısa çözüm önerileri yazdım. Faydalı olmasını temenni ederim.

MUTLU EVLİLİK İÇİN ÖNERİLER
• Eşinizi anlamak için dinleyin söylediklerini çürütmek için değil.
• Beklentinizi açık; net ve kısa cümlelerle ifade edin.
• Ben dili kullanın; sen ile başlayan cümleler suçlayıcı olduğundan çatışmayı artırır.
• Var olan problemde ‘benim payım ne?’ sorusunu sorun; hatanızı bulun ve davranışınızı değiştirmeye çalışın.
• Suçlamak yerine sorumluluk alın.
• Değişime önce kendinizden başlayın. Ben değiştim şimdi de o değişsin gibi rekabete girmeyin. Karşınızdakini değiştirme gücünüz; kendinizi değiştirme gücünüzün yanında çok düşük kalır; bunun farkında olun.
• Birbirinizi değiştirmeye çalışmayın.’BİZ’ kavramını :’BEN’ kavramına dönüştürmeyin.
• Eşinizi değil sorunu karşınıza alın; böyle yaparak beraber hareket etmiş olup çatışmayı azaltabilirsiniz.
• İlişkinizde espri ve mizahi tarafınız olmasına özen gösterin.
• Evlilikte birliktelik ihtiyacı kadar bireysellik ihtiyacı da gereklidir. Eşinizin bireysel zaman harcaması; sizi sevmediği anlamına gelmez.
• Eşinizle birlikte yapmaktan keyif aldığınız aktiviteler bulun ve yapın.
• Sorunu ilişkinizde ya da evliliğinizde arayın; eşinizde değil.
• Duygunuzu ifade edin ve gösterin. Unutmayın öfkelenmek değil öfkenizi nasıl gösterdiğinizdir önemli olan.
• Sevgi ve aşk; cinselliğin haz garantisidir; sevdiğiniz adamla/kadınla evlenin.
• Cinsel ilişkinizde arzu ve isteklerinizi ifade etmekten çekinmeyin.
• Evlilik bir dans gibidir; zaman zaman birbirinizin ayağına basabilirsiniz. Zamanla basmamayı ve uyum içinde ritm tutarak dans etmeyi öğreneceksiniz.
• Akıl okumayın. Ben ne diyeceğini biliyorum; aklından geçeni biliyorum demek yerine söz hakkı tanıyın ve iletişimin önünü kesmeyin.
• Sürekli geçmişe yönelik ifadeler kullanmayın. Şimdi ve buradaki ilişkinize yatırım yapın.
• Affedici olun; affetmek geçmişe yönelik değil geleceğe yönelik bir yatırımdır ve en önemlisi kendiniz için yaptığınız bir şeydir.
• İlerde şöyle yapsaydım evliliğim kurtulur muydu demek yerine şuan yapın. Geçmişi geri getiremezsiniz.
• Birine tekrar güvenmek istiyorsanız ona tekrar güvenmeyi istemeniz ve bir şans daha vermeyi denemeniz gerekir.
• Evliliğinizde yaşadığınız problemlerden dolayı destek almaktan çekinmeyin.

Unutmayın İlişki Emek Değil Özen İster …

Uzm. Klinik Psikolog
Handan ERDOĞAN

Kaynaklar
Amato; P.R. & Rogers; S.J. (1997). A longitudinal study of marital problems and subsequent divorce. Journal of Marriage and the Family; 59; 612-624.
Boran; F. (2003). Aşk ve evlilik. İstanbul: Eplison
Sokolski; D. M. & Hendrick; S. S. (1999). Fostering Marital Satisfaction.
Spanier; G. B. (1976). Journal of Marriage and the Family; Vol. 38; No. 1.
Özuğurlu; K. (2013). Evlilik raporu. İstanbul: Altın Kitaplar.