Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

İlişkilerde Çatışma Çözümü

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Çatışma çözümü için neler yapılmalı diye sormadan önce; çatışmanın ne olduğu ve hangi durumlarda ortaya çıktığını irdelemek kesinlikle daha etkili bir yöntem olacaktır. Çatışma; çoğunlukla “zıtlık”; “çekişme”;”farklılık” gibi olumsuz anlamlarla anılır ve kişisel gereksinimlerle ilgili olarak kişinin kendi içinde/kendiyle olabileceği gibi başkaları ile olan ilişkilerinde de görülür (Adams ve Lenz; 1999). Hemen hemen her ilişkide çatışma kaçınılmazdır bu sebeple İlişkinin sağlıklı olması için sorunu doğru tespit edebilmek; tanıyabilmek ve gerektiğinde sahiplenebilmek önemlidir. Sorunu tanıyabilmek ve gerektiğinde sahiplenebilmek için “Davranış Dikdörtgeni” yöntemi kullanılabilir.

Davranış dikdörtgeni bir kişinin söylediği; yaptığı; söylemediği ve yapmadığı herşeyi kısaca tüm davranışlarını kapsar. Davranışlar bölgesi ise; karşımızdaki kişinin bizim için sorun teşkil eden veya etmeyen davranışlarını anlamak için kullanılır. İlişkide olunan kişinin “kabul edilebilir bölgeye” düşen davranışları bizim için sorun yaratmaz olumlu ve nötr duygulara sebep olur. Altta kalan “kabul edilemez bölgeye” düşen davranışlar ise gereksinimlerimizi karşılamamızı engeller; olumsuz duygulara yol açar yani “sorunlu bölgedir”.

Başkalarının davranışlarını kabul etme ve etmemeyi etkileyen üç temel faktör vardır. Bunlardan ilki kişinin kendisidir. Kişinin mizacı; uyum ve kabul düzeyi gibi kişilerarası farklılıklara yol açan faktörlerin yanında davranışın yapıldığı andaki fizyolojik ve psikolojik durumumuz aynı davranışa farklı zamanlarda farklı tepki vermeye yol açar. İkincisi ise çevredir; davranışın yeri ve zamanı onu algılama ve değerlendirmemiz üzerinde oldukça etkilidir. Üçüncü faktör ise öteki kişidir; karşıdaki kişinin kişiliğinden ve ona dair duygularımızdan etkilenerek aynı davranışı gösteren farklı kişilere farklı tepkiler verebiliriz. Bu üç faktör birbiri ile sürekli etkileşim içindedir. Bu yüzden Davranış Bölgesi dikdörtgeninin kabul edilebilir-kabul edilemez davranış sınırı da sürekli değişim halindedir; psikolojik-fizyolojik durumumuza; çevremize ve etkileşimde olduğumuz kişiye göre kabul düzeyimiz sürekli olarak artar veya azalır (Adams ve Lenz; 1999).

Davranış dikdörtgeninin çatışma çözümündeki yeri ise sorunun kime ait olduğunu belirlerken kullanılmasından gelir. Sorunu sahiplenme veya sorunun kime ait olduğunun belirlenmesi çatışma çözümünde oldukça önemlidir. Çoğu kişi gerek gereksinim gerekse değer çatışmalarında problemin çözümü için her yolu denediğini; karşı tarafından laf anlatılmaz umutsuz bir vaka olduğunu düşünür. Oysa denenen genellikle kişinin kendi karşılanmamış gereksinimleri için karşı tarafı değişmeye zorlaması; eleştirmesi gibi yollardır. Bunlar çatışmayı çözmez; aksine daha da alevlendirebilir. Sorunu sahiplenme tam da bu noktada devreye girer. Örneğin eşinizin sürekli evi dağıtıyor olması aslında onun değil; sizin probleminizdir çünkü eşiniz dağınıklıktan rahatsızlık duymaz; eşinizin evi dağıtıyor olmasından rahatsız olan sizsinizdir. Bu durumda çözüm için gerekli adımı sizin atmanız gerekmektedir (Lerner; 2013).

Sorun Nerede?
Sorunun kime ait olduğunu tespit ederken; aşağıdaki dört kategori kullanılabilir.
1.Sorun Onun
2.Sorun-Yok
3.Sorun Sizin
4.Sorun İkinizin

Sorunun hangi bölgede olduğunun tespiti; çatışmanın çözümü için atılacak ilk adımdır. Sorunun kime ait olduğunun tespitinin ardından; gerekli çözüm basamaklarına geçilebilir. Aşağıdaki öneriler; çatışma çözümü için yardımcı araçlar içermektedir.

Sorun Sizin
• Yüzleşme becerilerini kullanın.
• Gereksinimlerinizin karşılanma sorumluluğunu üstelenin
• İletişimi siz başlatın.
• Etkileyen siz olun.
• İçinizi dökmek ve kendinize yardım etmek isteyebilirsiniz.
Sorun Onun
• Yardımcı beceriler kullanın.
• Sorumluluğu ona bırakın.
• İletişimi onun başlatmasını bekleyin.
Sorun İkinizin
• İki tarafta kendini açar ve yüzleşir.
• Herkesin karşıdakinin duygularını doğru dinlemesi gerekir.
• İki taraf da birbirinin gereksinimlerine duyarlı olmadır.
• İki kişi de sorumluluk alır.
• Çözüm iki kişiye de uygun olmalıdır.
*(Adams ve Lenz; 1999)

Bu önerileri ve daha başka pek çok yolu deneyip bir çözüm bulamadıysanız; bir uzmandan yardım almayı deneyebilirsiniz.