Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Obsesif Kompulsif Bozuklukta Frontal Lob İşlevleri

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Bilişsel bilimin rolü klinik kaygı araştırmalarında giderek önem kazanmaktadır duygusal bozukluklardaki bilişsel süreçler kişinin kendi aktarımına dayanan yöntemlerle de araştırılabilir. okb temelde obsesyon ve kompulsıyon olarak adlandırılan belirtilerin oluşturduğu ruhsal bir bozukluktur obsesyonlar bireyin kabul edemediği kişinin iradesi ve kontrolü dışında otomatık olarak oluşan yıneleyen ısrarcı düşünce imge ve dürtülerdir. bu zihinsel olaylar subjektif sıkıntıya yol açar. çoğu zaman tehdit edici olan obsesyonlar kişi tarafından ne kadar utanç verici zarar verici ve kabul edilemez olarak değerlendirilirse yaşanma olasılığı o kadar artar ve kontrol edilebilirliği okadar azalır kişi bastırmaya ve kovmaya çalıştığı obsesyonlarının kendi kafasının ürünleri olduğunun yani kafasına dışarıdan sokulmadığının farkındadır obsesyonların bu özelliği onları psikotık bozukluklarda görülen düşünce sokulması ve kontrol algısı gibi daha patalojık düşüncelerden ayırmaktadır.çoğu zaman kişinin kendisine de anlamsız gelen obsesyonlar hiçbir zaman kesin cümlelerle ifade edilemez ve çoğunlukla tereddüt içerir. sıklıkla ya yaparsam ya yaptıysam oldu mu? olmadı mı? şeklinde yaşanan düşüncelerdir. kompulsiyonlar ise: çoğukez obsesyonlara tepki olarak oluşan ve kişinin engelleyemediği tekrarlayıcı davranışlardır. bu davranışlar gözlenebilir (kontrol etme ;el yıkama) olabileceği gibi gözlenemeyen de vardır zihinsel eylemler:( kelime tekrarlama ; sayı sayma) bu belirtilerin obsesyona yol açtığı kaygıyı azalttığı düşünülür OBESYONLARIN ÇOĞUNLUKLA TEHDİT KOMPULSIYONLARI İSE BU TEHDİTE KARŞI ALINMIŞ ÖNLEM NİTELİĞİNDE OLDUĞU İFADE EDİLİR.

OBSESİF BOZUKLUĞUN NÖROBİYOLOJİSİ üzerine yapılan çalışmalar okb hastalarının bilişsel özelliklerini araştırarak hastalığın gelişimnde rol oynayabileceği düşünülen belirli bilşsel işlevlerde bozulmaları incelemeye yönelttmiştir. bu amaca yönelik olarak obsesif kompalsıf semptomatolojıdeki tekrarlama perseverasyon olgusuyla ilşkili olduğu düşünülen frontal lob işlevlerine yönelik bir dizi çalışmlara rastlanır.

OKB DE FRONTAL LOB İŞLEVLERİ

Davranışın ketlenmesinde biçimlenmesinde aynı zamanda da dış dünyadaki değişimlere göre uyarlanmasında frontal lobun etken olduğu varsayımına dayanarak okb nın gelişmesinde frontal lob işlevlerindeki bozukluğun rol oynayabileceği kanısı uyanmıştır. gıbbs 1996. ayrıca okb hastalarında frontal basal gangliadaki anormal düzeye etkinlik bulgusunun uyumlu olduğu düşünülmüştür. okb hastalarında frontal lob işlevlerini inceleyen çalışmaları gözden geçirmiş ve işlerlerdeki olası bozukluğu araştırmak için SET DEĞİŞTİRME yeteneğinin inceleyen testler ( örn belli kategorilerde kelime örnekleri üretme ) kullanıldığını aktarmıştır TALLİS 1997 .

OKB nın temel özelliklerinden biri düşünce ve davranışlarda görülen tekrarlama olduğu için frontal lob işlevlerinden biri olan set değiştirmedeki kusurun bu duruma neden olabileceği düşünülmüştür.

HARVEY 1987 . SET DEĞİŞTİRME yeteneği ile semptom şiddeti arasındaki ilşkiyi incelemiş ve negatıve bir ilşki ( örn daha ağır düzeyde semptom yaşayanların daha az set değiştirmesi ) bulmuştur . ancak tallis kendi yaptığı gözden geçirme çalışmasında söz konusu ilşkiyi inceleyen araştırmalarda metodolojık sorunlar olduğunu belirtmiştir.

OKB DE BELLEK SORUNLARI

Karar verememe ve kronık şüphenin okb nın ayırd edici özelliklerinden olması burada bellek sorunu olduğuna dair çalışmalar yapmaya yöneltmiiştir. gıbbs 1996 . kompulsif davranışların gelişiminde ve devam etmesinde bir önceki durumu hatırlamadaki zorluğun rol oynadığı varsayımı bu çalışmaların temelini oluşturmaktadır. bir başka deyişle okb hastaları önceki durumu tam olarak hatırlayamadıkları için yaşadığı şüpheyle ilişkili olarak yenıden kontrol etme ihtiyacı hissediyor olabilirler ya da bilşsel sürecte depolanan belki sayısız yapılması gereken davranışlar sıraya zihinde konulurken birden fazla uyaran dıkkat eksikliğinde sebep olabilir. diğer bir örnek gerçeği izleme aşaması da diyebiliriz bu bir tür zihinsel süreçtir. kişilerin gerçekte olan ile hayallerinde olanı birbirinden ayırt etmeye yarayan bir süreçtir. kontrol kompulsıyonu olan kişilerde gerçeği izlemede bir sorun varsa gerçekte yaptıklarının sadece hayal ettıklerine inanıp tekrar yapıyor olabilirler örneğin ocağı kapattıklarından daha çok hayal ettiklerine inanıp aynı davranışı tekrarlıyor olabilirler. gerçeği izlemede yaşanabilecek üç farklı sorun kontrol davranışına neden olabilir bunlardan ilki kontrol kompulsıyonu olan kişilerin gerçeği izleme yetileri görece zayıf olabilir. ikincisi bu kişiler hatırladıkları bilginin gerçek olmasından daha çok hayal ettıklerine dair bir yanlılık gösteriyor olabilirler yani bu kişiler ocağı kapadımmı ya da kapamadığımı hayal mı ettim ?? gibi bir seçimle karşılaştıklarında bu davranışı sadece hayal ettiklerine dair bir yanlılık gösteriyor olabilirler .