Yaşlanma süreciyle ilişkili fizyolojik ve fonksiyonel değişiklikler beslenmesel ihtiyaçları ve besin alımını etkileyebilir. Sağlıklı yaşam şekillerinin teşvik edilmesi; hastalıkların önlenmesi önemlidir. Yaşlı bireyleri 60 yaş ve yukarısı olarak tanımlayabiliriz. Yaşam kalitesinin en üst seviyeye çıkarılması amaçlanır. Diyet kalite ve kantitesi yaşlanmayla ilişkili kronik hastalıkların önlenmesinde; geciktirilmesinde ve yönetiminde çok önemli bir rol oynamaktadır. Yaşlıların büyük bir kısmında diyabet; HT; dislipidemi gibi sorunlar tek başına veya birlikte bulunabilmektedir. Bu poulasyona özgü rehberler veya DRI değerleri kullanılarak herhangi bir hastalığı olmayan yaşlı bireyler için öğün planlaması yapılabilir. D vitamini gereksinmesi yaşla birlikte artış gösterir. Genel olarak herhangi bir sağlık sorunu olmayan yaşlılarda bile yaş ilerledikçe besin alımının azaldığı görülür. Tat ve koku duyusundaki azalma; açlık-doygunluk mekanizmasını kontrol altında tutan hormon seviyelerindeki değişimler bunun başlıca nedenidir. Lezzetsiz veya bir başka ifadeyle yasaklarla dolu diyetler besin ve sıvı alımının azalmasına ve neticede olumsuz sağlık etkilerine yol açabilir. Yaşlanmayla birlikte BMH ve hareketli yaşam süreleri azaldığı için; dinlenme ve toplam enerji gereksinmesi de azalmıştır. DRI günlük enerji alımının 19 yaş üzerindeki her 1 sene için erkeklerde 10; kadınlarda 7 kcal enerji alımının azaltılmasını istemektedir. Örneğin 51 yaşındaki bir erkek DRI değerinden 320 kcal daha az almalıdır. Ortalama günlük enerji alımı 51 yaşından büyük erkekler için 2400; kadınlar için 2000 kcal’dir(ABD). Diyetin antioksidan kapasitesi arttırılmalıdır. Yaşlanmayla birlikte besin öğelerinin sindirim; emilim ve metabolizmasında da azalmalar olmaktadır(özellikle B12 ve diğer B grubu vitaminlerde eksikliğe sık rastlanır).
Beslenme ve Diyetetik Akademisi tarafından indirekt kalorimetre ölçümleri esas alınarak 65 yaş ve üzeri sağlıklı erkekler için önerilen günlük enerji alım değeri 20-24 kcal/kg; sağlıklı kadınlar için 18-22 kcal/kg’dır. Dinlenme metabolik hızı zayıflık veya malnütrisyon derecesiyle artar. BKI <20 olan yaşlılarda bu değerler 27-28 kcal/kg’a kadar çıkabilir.
Daha yaşlı bireylerde mevcut ağırlığın korunumu için yaşlı erkeklerde 30-40 kcal/kg; kadınlarda 25-35 kcal/kg önerilir.
Tüm sağlıklı erişkin yaş gruplarında protein alımının günlük en az 0;8 gr/kg seviyesinde olması önerilir. Ancak progressif(ilerleyici) kas kaybının yavaşlatılması ve anabolizmanın teşvik edilmesi adına bu miktarın yaşlı bireylerde ılımlı bir şekilde yükseltilmesi önerilir. Bazı uzmanlar sağlıklı yaşlı populasyon için günlük 1-1;6 gr/kg protein alımının güvenli ve gereksinmeleri karşılamada yeterli olduğunu savunmaktadır. Uzmanlar ayrıca bu hedefe ulaşabilmek için her öğünde 25-30 gr arası yüksek kalite protein tüketimini önermektedir. Sarkopeni olarak nitelendirilen kas kaybını önlemek için bu protein değerine ek düzenli fiziksel aktivite ve artmış hareketli yaşam süresi de olmazsa olmazlardandır.
B GRUBU VİTAMİNLER
Bu vitaminlerin düzeyi metabolik birtakım değişikliklerden etkilenerek davranışları ve genel sağlık durumunu olumsuz etkileyebilir. Bu vitaminlerin yeterli alımı yaşlanmaya bağlı kognitif fonksiyonlardaki azalmayı önleyebilir veya geciktirebilir. B12 eksikliğinin neden olduğu sorunlar; makrositik anemi; artmış vasküler risk; osteopeni; motor ve duyusal becerileri etkileyen nörolojik komplikasyonlardır. Diyetle veya supleman kullanımıyla alınan folik asit miktarı da değerlendirilmelidir. Olması gerekenin üzerinde(UL-üst sınır) folik asit alımı B12 eksikliğini maskeleyebilir.
ANTİOKSİDANLAR
Diyetle antioksidan alımı arttıkça dejeneratif hastalıkların görülme sıklığı azalır; fizyolojik performansın devam ettirilmesi sağlanır. Katarakt ve yaşla ilişkili macular dejenerasyon yaşlı bireylerde en yaygın körlük nedenlerindendir. Yüksek miktarda fitokimyasal alımı katarakt ve yaşla ilişkili macular dejenerasyon gelişiminin önlenmesine veya geciktirilmesine yardımcı olabilir. Bir sistematik Chrone çalışmasında B-karoten; C; E vitamini; lutein; Zn; zeaksantin ve bakır suplementasyonunun yaşla ilişkili macular dejenerasyon gelişimini geciktirdiği bulunmuştur. Yararlı etkisi gösterilmediği; bazı formulasyonların yan etki ve kontraendikasyonlarından dolayı Alzheimer hastalığı veya kognitif hasara karşı antioksidan suplementasyonu yapılması Beslenme ve Diyetetik Akademisi’nce önerilmemektedir.
D VİTAMİNİ VE Ca
Yeterli D vitamini ve Ca alımı pek çok faydasının yanında osteoporoz gelişiminin önlenmesi ve geciktirilmesinde de hayati öneme sahiptir. D vitamini seviyeleri yeterli süre güneş ışığına maruz kalan yaşlılarda bile azalabilir. Azalmış gastrointestinal reseptör sayısı; deride kolekalsiferol sentez yeteneğinin azalması; diyetle yetersiz alım; güneş ışığından faydalanmama süreci daha da olumsuz bir hale sokabilir. Kemik sağlığının sürdürülmesinde A; K vitamini; fitoöstrojen; Mg; protein gibi diğer besin öğelerinin alımı da oldukça önemlidir.
Yüksek kan basıncı ve buna bağlı hastalık riskini azaltmak içi >50 yaş bireylerde günlük Na alımı 1500 mg’ı geçmemelidir. DASH diyeti de bir alternatiftir. Planlanmamış ağırlık kayıpları ile mortalite arasında ciddi bir ilişki olduğundan düzenli ağırlık takibi önerilir. 1 ay içinde %5 veya daha fazla planlanmamış ağırlık kaybı veya BKI’nin <20 olması ile ölüm oranları arasında artmış bir ilişki vardır. Yetersiz protein ve enerji alımının iştahsızlığı arttırdığı düşünülmektedir. Yaşlı bireylerde sarkopenik obezite görülme sıklığında da bir artış vardır. Yaşlanmaya bağlı iskelet kaslarının kaybı; aşırı vücut yağı beraber bulunur. Aşırı enerji alımı; hareketsiz yaşam; düşük derecede inflamasyon; insülin direnci; yaşlanmaya bağlı hormonal değişiklikler sarkopenik obezite nedenleri arasında sayılabilir.
Dehidratasyon yaşlılıktaki bir başka önemli sorun olup bir malnütrisyon şekli olarak kabul edilmektedir. Yaşlılar yetersiz sıvı alımına meyillidirler. Hastalıklar da sıvı erişimini kısıtlayarak veya susama duyusunu bastırarak bu sürece olumsuz katkı sağlayabilir. Sağlıklı yaşlı bireylerde bile susama duyusu azalmıştır. İnkontinans(idrar/dışkıyı tutamama) korkusu; artritik ağrılar veya diğer nedenlerden dolayı tuvalete gitme zorluğu da yeterli sıvı tüketimine engel olabilir. Dilde; mukoz membranlarda kuruluk; azalmış deri turgor basıncı; göz çukurlarında çökme; üst vücut kaslarında zayıflık; konuşma zorluğu ve bilinç bulanıklığı dehidratasyon bulgularıdır. Yaşlılarda dehidratasyonu önlemek için her gün yaklaşık 2 litre veya 30 ml/kg sıvı tüketimi teşvik edilmelidir.
YAŞLILIKTA YETERSİZ BESLENMEYE KATKI SAĞLAYAN FAKTÖRLER
Nütrisyonel faktörler: Alkol ve bazı ilaçların kullanımı
Besin-ilaç etkileşimleri
Azalmış iştah
Artmış besin öğesi gereksinmesinin karşılanamaması
Katı diyet programları
Psikolojik faktörler:
Mahrumiyet(besine erişim yok)
Korku
Konfüzyon
Depresyon
Sosyal faktörler:
Yoksulluk
Beslenme bilgisinin yetersiz olması
Toplumdan soyutlanmış olma/sosyal izolasyon
Besin hazırlama; saklama becerilerinin sınırlı olması
Fiziksel faktörler:
Akut/kronik hastalık; enfeksiyon; vücut bileşimindeki değişiklikler
Tat; koku algısında değişimler
Başkasına muhtaç olma
Demans gibi kognitif bozukluklar
Hareketli yaşam süresinin azalması
Halsizlik; yatağa bağımlı olma
Çiğneme problemleri
Beslenme Müdehalesi
Diyet kısıtlamaları mümkün olduğunca en alt seviyeye indirilmelidir. Bu populasyon için töropatik diyetlerden ziyade daha serbest bir beslenme modeli geliştirilmelidir. Araştırmalar yaşlılarda Na; kolestrol; CHO; yağ kısıtlamalarının yararlı olduğunu kanıtlamamıştır.
Sosyal uyaranların olduğu bir ortam örneğin ailece yemek yeme bu populasyonda besin tüketimini olumlu yönde etkilemektedir.
Malnütrisyon riski olan veya yetersiz beslenmiş yaşlılarda besin takviyeleri kullanılabilir. Özellikle yutma bozukluğu olan yetersiz beslenmiş yaşlılarda enteral beslenme desteği düşünülebilir.
Yüksek lifli besinlerin yeterli tüketimi teşvik edilmelidir. Sindirim sisteminde şikayetlere yol açmayan ve kolay sindirilebilen besinler tercih edilmelidir.