Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Şizofreniye Klinik Bakış

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Şizofreni; kişinin düşüncesini; hareketlerini; duygularını ifade şeklini; gerçeği algılamasını çarpıtan ve kişinin diğerleriyle ilişkilerini bozan ciddi bir beyinsel rahatsızlıktır. Şizofreni hastaları çoğunlukla toplumda; işte; okulda ve ilişkilerde problem yaşarlar. Bu nedenle şizofrenisi olan bireylerin çoğu yakınlarıyla yaşamakta ve onların bakımına ihtiyaç duymaktadırlar. Şizofreni kişinin neyin gerçek neyin hayali olduğunu anlayamadığı bir zihinsel hastalık; bir psikozdur. Hastalar gerçekle ilişkilerini kaybettiklerinde oluşan ani kişilik ve davranış değişikliklerine psikotik epizod adı verilir.

Tanı ölçütleri

A-Karakteristik Semptomlar
Bir aylık dönem boyunca bu sürenin önemli bir kısmında aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı
a- sanrılar
b- varsanılar
c- çağrışım bozukluğu
d- ileri derece dağılmış davranış örüntüsü
e- negatif semptomlar(aloji;avolüsyon; donuk duygulanım)

B- Toplumsal/Mesleki İşlev Bozukluğu

C- En az 6 ay süre; 6 ayın en az bir ayı A belirtileri olacak

D-Şizoaffektif Bozukluk/Duygudurum Bozukluk dışlanacak

E- Genel Tıbbi Durum/Madde Kullanımı Dışlanacak

F- Yaygın Bir Gelişimsel Bozukla İlişki
Bir ay boyunca bu belirtiler varsa tanı konulabilir.

YAYGINLIK VE SIKLIK

Dünyada yılda 1.5 - 3 milyon şizofreni hastasının olduğu bildirilmektedir.
Kadınlarda başlangıç yaşı; erkeklerden ortalama 5 yaş daha geç olup; genellikle hastalık daha iyi seyretmekte ve prognoz daha olumlu olmaktadır. Kadınların hastalık öncesi uyumları da daha iyi bulunmuştur; klinik iyileşmeleri daha iyidir ve daha fazla duygudurum belirtileri gösterirler.
Erkeklerde başlangıç yaşı 18-25 olarak belirlenmiştir.
45 yaş sonrası başlayan şizofreni geç başlangıçlı şizofreni olarak adlandırılır. Kadınlarda menopoz sonra 2. zirve gözlenir
Kalabalık nüfusa sahip kentleşmiş bölgelerde daha sık görülür
Yoksulluk; işsizlik; sağlık hizmetlerine ulaşmadaki kısıtlılıklar; evsizlik gibi etmenler şizofrenler için yüksek risk yaratırlar.
Şizofrenlerin daha çok Şubat- Mart aylarında doğdukları tespit edilmiştir.

OLUŞ NEDENLERİ

Nörokimyasal Anormallikler(dopamin;serotonin;glutamat;GABA hipotezleri)
Yapısal Beyin Anormallikleri
İşlevsel Beyin Anormallikleri
Genetik
Anne ya da baba hasta ise çocuklarda hastalık riski %12.5 -13.8
Hem anne hem hem baba hasta ise risk % 35 - 46
Tek yumurta ikizlerinde eş hastalanma oranı çift yumurta ikizlerine göre çok yüksek
Hamilelikte ve doğum sırasında virüs
Çevresel etmenler
Nörogelişimsel kuramlar- sinaptik budanma
Psikodinamik yaklaşımlar

HASTALIK ÖNCESİ KİŞİLİK VE UYUM

Genellikle sessiz; içe kapanık; arkadaşı az; yalnızlığı tercih eden; garip olarak nitelenen; sınırlı ve değişik ilgileri olan ; güvensiz kişiler

Şizoid; şizotipal ve paranoid kişilik özellikleri gösteren kişilerde daha sık görülür.

KLİNİK BELİRTİLER

Vurdumduymaz; ilgisiz; çekingen; donuk veya dağınık görünüm
Ayrı bir dünyaymış hissi; ilişki kurmakta güçlük
Öz bakımda azalma
Kişisel hijyene dikkatte azalma
Başlangıç aşamalarında kafa karışıklığı(perpleksite)
Ses tonu tek düze; duygularını yansıtmıyor
Konuşma içeriği fakir/karışık/takip edilemiyor/dağınık/yavaş/ saçma
Çevresel/teğetsel/enkoheran çağrışımlar
Basınçlı konuşma

Duygulanım

Başlangıçta dünya yıkılıyor/benliği parçalanıyor duygusuna bağlı yoğun bunaltı
Giderek duygularda azalma ve donuklaşma-küntleşme
Anlamsız gülmeler; ağlamalar (uygunsuz duygulanım)
Postpsikotik çökkünlük

Varsanılar

Çoğunlukla işitsel varsanılar (emir veren; eleştiren; alay eden sesler)
Kendi sesinin kulağına gelmesi
Seslerle konuşma- tartışma- seslerin komutlarına uyma ya da karşı gelme
Kendi aralarında tartışan sesler
Görsel varsanılar
Dokunma varsanıları ( cinsel ilişki
Depersonalizasyon- derealizasyon
Şiddet davranışı ve intihar riskini arttırır.

Sanrılar

Kontrol sanrıları
Büyüklük sanrıları
Suçluluk sanrıları
Kötülük görme sanrıları
Alınma sanrıları
Somatik sanrılar
Erotomanik sanrılar
Düşünce sokulması; yayınlanması; çekilmesi; çalınması
Somut düşünme
Neden-sonuç ilişkilerinin giderek azalması
Mistik-metafizik uğraşlar
Çeşitli obsesyonlar
Uykusuzluk
Cinsel isteksizlik/aşırı mastürbasyon yapma
Ambivalans

Negatif Belirtiler

Duygulanımda kısıtlılık
İstemsizlik (avolüsyon)
Konuşma içeriğinin fakirleşmesi (aloji)
Anhedoni
Dikkat eksikliği
Sosyal içe çekilme

Katatonik Davranışlar

Aşırı ama amaçsız hiperaktivite/hipoaktivite
Bir yere uzun süre dalıp bakma
Hiç tepki vermeden uzun süre aynı duruşta kalma
Tuhaf yüz ifadeleri yapma
Çok az/hiç konuşma/ hiç hareket etmeme
İstemsiz olarak başkalarını hareketlerin/ konuşmalarını tekrar etme
Yemeyi; içmeyi; konuşmayı reddetme/ yönergelere direnç gösterme
Sürekli aynı konuya dönme/ anlamsız şekilde kelimeleri tekrar etme
Bal mumu esnekliği

ALT TİPLERİ

Paranoid
Katatonik
Farklılaşmamış
Dezorganize

BAŞLANGIÇ VE SEYİR

Başlangıçta; uykusuzluk; bunaltı; çabuk sinirlenme; odaklanma güçlüğü; okul başarısında düşme; sosyal geri çekilme; halsizlik; kendinden beklenen işleri yapamama
Alevlenme döneminde artı psikotik belirtilerin baskın olduğu tablo
Yatışma dönemlerine negatif belirtiler daha baskın
Hastaneye yatarak tedavi gören ve ilaç tedavisin devam eden hastaların yaklaşık %35-40’ı ilk yıl içinde ikinci psikotik atağı geçirir.
%30-40’ı orta-iyi derecede düzelir; uyumlu olabilir.

BAŞLANGIÇ VE SEYİR (Olumlu Gidiş Göstergeleri)

Ailede şizofreni öyküsünün olmaması
Ailede duygudurum bozukluğu öyküsünün olması
Evli olma
Hastalığın geç başlaması
Başlangıcın birden ve renkli belirtilerle başlaması
Hastalık öncesi uyumun iyi olması
Katatonik ve paranoid türler
Tedavinin erken başlaması ve tedaviye uyumun iyi olması
Sanı ve varsanıların baskın olması
Yüksek zeka düzeyi
Alevli hastalık dönemlerinin az ve kısa süreli olması
Hastalığın ortaya çıkışıyla ilgili stres etkenlerinin var olması

ÖLÜM VE İNTİHAR

Ölüm oranı toplum ortalamasından 2-4 kat fazla.
En önemli ölüm nedeni intihar (%10).
Hastaların %20-50’si intihar girişiminde bulunur.
İntihar; genellikle hastalığın akut döneminde ani şekilde ve işitsel varsanı ve sanrılar doğrultusunda gerçekleşir.
İntihar biçimi genellikle anlaşılması güç ve acayiptir.
Bazen postpsikotik depresyona bağlı olarak veya yeti yitiminin farına vararak çaresizlik sonucu planlı intihar girişimler de olabilir.

AYIRICI TANI

Bedensel Hastalığa veya Madde Kullanımına Bağlı Psikozlar
Bilişsel yetilerde çoklu bozukluklar olur. (bilinç-yönelim-algı)
Varsanılar ve sanrılar çoğu zaman ego-distoniktiktir.
Belirtiler kısa sürelidir(atak- madde etkisi)
İlaç/ hastalık öyküsü
Fizik muayene bulguları

ŞİZOFRENİYE BENZER PSİKOZLAR
Kısa Psikotik Bozukluk
• Bir aydan kısa süren varsanı ve sanrılar; işlevsel bozulma olabilir. Tam düzelme görülür.

Şizofreniform bozukluk
• Bir aydan uzun altı aydan kısa süren şizofreniye özgü prodromal ;aktif ve rezidüel dönemi kapsayan bozukluk; 1/3’ü tamamen düzelir; kalanı şizofreni veya şizoaffektif bozukluğa ilerler.

Sanrısal Bozukluk
Sanrılar düzenli; sistematik; neredeyse inandırıcı gibidir.
İşlevsellik oldukça korunmuştur.
Varsanılar ve çağrışım bozuklukları görülmez.
Duygulanım sıklıkla savunucu ve kuşkucu tarzdan kaynaklı olarak soğuk ve donuk gibi görünse de kısıtlılık yoktur. Aksine sıklıkla depresyon eşlik eder.
Süregen olgularda bilişsel yetilerde belirgin kayıp olmaz.
Başlangıç yaşı daha geçtir

Şizoaffektif Bozukluk
Bu tanı içi majör depresyon veya manik atak tanısına ek olarak duygudurum belirtilerinin görülmediği iki haftalık bir dönemde psikotik belirtilerin görülmesi ve psikotik belirtilerle duygudurum belirtilerinin aynı anda başlaması gerekir.
İşlevsellik daha iyi
Duygudurum belirtileri mevcut
Prognoz daha iyi

TEDAVİ

FARMAKOLOJİK TEDAVİ
EKT
PSİKOTERAPİ
PSİKOEĞİTİM

NEDEN PSİKOTERAPİ GEREKLİDİR?

Hastalara sosyal beceri kazandırmak
Hastaların becerilerine göre gelişmelerini sağlamak
Hastaların yaşam kalitesinin yükseltmeye çalışmak
Hasta yakınlarının hastadan beklentilerini gerçekçi düzeye çekebilmek
İyi bir terapötik işbirliği yaratabilmek
Tedaviye uyumu arttırabilmek
Hasta ve hasta yakınlarının hastalığı anlayabilmesini ve tedaviye katılımını sağlayabilmek
Hastalığın tekrarlarını ve hastaneye yatma sıklığını azaltabilmek(ilk bir yılda%40’dan %20’ye)
Hastaların bağımsız yaşama becerilerini geliştirmelerini sağlamak


Nasıl bir Psikoterapi?

Hastaya karşı dürüst; açık sözlü; ilgili; onu anlamaya çalışan; kısa sürede sonuç alamayınca onu bırakmayan; onu reddetmeyen ; aşırı sevgi ve sıcaklık göstermeyen ancak çok da soğuk durmayan bir terapist eşliğinde.
Belirli bir psikoterapi akıma bağlı kalmadan hastanın bireysel durumuna göre ayarlanmış;
Gerektiğinde davranışçı yöntemleri de kullanabilen;
Yol gösterici; destekleyici; açıklayıcı;
hastalığa ve nükslere karşı içgörü kazandırıcı
uzun süreli bir ilişki oluşmasını sağlayan bir psikoterapi süreci


Psikoterapinin Hedefleri

Hastayla iyi bir işbirliği
Şizofreni belirtilerinin ve hastalık seyrinin hastaya ve aileye anlatılması
Pozitif ve negatif belirtilerin hasta üzerindeki etkilerini azaltıcı düşünce seçeneklerini önererek hastanın bu konudaki bakış açısının değişmesini sağlamaya çalışmak
Hastaların ilaçlarını düzenli alması için çeşitli öneriler getirmek
Hastaları yetenekleri doğrultusunda uğraşılara yöneltmek
Hastaların bağımsız yaşama ile yetileri kazanmalarına yardımcı olmak
Hastaların yaşamlarına ait basit sorumlulukları almaları konusunda hastaları ve ailelerini cesaretlendirmek
Hastaları derneklere yönlendirmek

Aile Terapisi

Aileden hastayla ilgili bilgi alırken hastanın şüphesini uyandıracak hareketlerde bulunmamak
Aileye bilgi verirken kesin yargılardan kaçınmak
Aileye hekim hekim hastanın dolaştırılmasının sakıncalarını anlatmak
Aile içinde yaşanan suçlamalar-öfkeler ve diğer zorlukları anladığını aile üyelerine hissettirmek
Aileyi hastalığın ciddiyetine karşı uyarırken korkutmaktan ve üzmekten olabildiğince kaçınmak ve empatik olmaya çalışmak
Aileleri tedaviye ikna etmek
Aileleri hastalık; ilaçlar; yan etkiler; hastalığın seyri ve prognoz konusunda bilgilendirmek ve tedavinin her aşamasına katmak
Ailelerin hastalardan beklentilerini gerçekçi düzeye indirmek
Ailelerin zihnindeki damgalamaları öncelikle yok etmeye çalışmak
Ailelerden ilaç kullanımı konusuna destek istemek
Ailelerden hastanın sosyal etkinliklere katılımı; bağımsızlaşma çabaları konusunda destek istemek
Aileleri derneklere yönlendirmek

Erol AKDAĞ
Klinik Psikolog