Ebeveynlerin daima sevgi dolu; hoşgörülü ve arkadaşça kontrol uygulayan kişiler olması gerektiği düşünülür ve sıkça dile getirilir. Özellikle “psikolojiye kafeterya yaklaşımının” yaygın olduğu günümüzde bu söylem daha da güçlüdür.
Ebeveynlerin de öfke; kızgınlık ve kıskançlık duyguları var hoşlanalım ya da hoşlanmayalım bunlar kasten veya istenmeyerek zaman zaman dışa vururlar. Ama anne babanın çocuklarıyla ilişkilerinin genel geçmişi iyiyse; arada sırada olan patlamanın ve tokadın zararı az olacaktır. Bunun bizim duygularımızı yatıştırmak ve aynı zamanda çocuklarımıza onların sahip oldukları türden sorunlara bizim de sahip olduğumuzu göstermek gibi bir avantajı var.
Duyguların bu türden spontane dışa vurumları; eğer aşırıya kaçmışsak ardından gelen özürle doğru ve yanlışın nerede yattığına dair bilgi verir ve cezalandırmadan ayrışır. Bernard Show “çok sinirli olmadıkça asla bir çocuğa vurmayın” iyi bir örnek olabilir.
Başkalarının çocuklarına bakmak her zaman kendi çocuğunuza bakmaktan daha kolaydır. Anne baba ile çocuğu bir birine bağlayan sevgi bağına teşekkür etmeliyiz. Çocuklar her zaman ebeveynlerine diğer insanlara olduğundan daha bebeksi bir biçimde davranır. Çocukların diğer insanlarla birlikteyken iyi; annesi ile birlikteyken ortaya çıkan zorlayıcı davranışlarını annesinin onu iyi idare edememesine bağlı olduğunu söylerken duyarız. Genel suçlama annesinin çocuğu mahvettiği şeklindedir.
Anne ve babanın varlığı diğer kişilerce harekete geçirilmeyen ilkel ve çalkantılı duyguları kaçınılmaz olarak harekete geçirir. Bu kuşlar dünyasında bile böyledir. İspinozlar ve muhabbetkuşları beslenme konusunda oldukça iyi olmalarına rağmen anne babalarının yanında hemen bebekleşirler. Ebeveynler özellikle de anneler oldukça fazla kötülenen kişilerdir; kısmen de profesyonel kişilerce hem tıbbi hem de tıbbi olmayan şekilde kötülenirler.
Öyle olsa da bizim hata yapmadığımızı varsaymak aptalca olur. Bazı hatalar bilgisizlikten doğar; ancak çok daha fazlası kendi çocukluğumuzdaki bilinç dışı duygusal problemlerden kaynaklanır. Çocukların yaşadığı; güçlüklerin anne yoksunluğunun olumsuz etkileri ya da aşırı ceza ve ebeveyn bilgisizliğinden kaynaklanıyormuş gibi görünen sorunlar aslında “yoğun olarak ebeveynlerin kendilerinin kısmen farkında oldukları ve kontrol edemedikleri duygusal güçlüklerden kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Bazen çocuklarını nasıl idare edecekleri ile ilgili en son kitaplara başvururlar. Psikologların konferanslarına katılırlar ancak işler yine de ters gider. Fark etmemiz gereken şey; sadece ne yaptığımız değil bunu ne şekilde yaptığımızın da önemli olduğudur. Annenin duruşu ve kaygısı arasındaki bağ önemlidir. İnsanlar bebeklikten itibaren çevrelerindekilerin duygusal tutumlarına diğer her şeyden çok daha hassas oldukları anlamına gelir. Çok küçük çocuklar ses tonundaki vurguya duruşa ve yüz ifadesine yetişkinlerden çok daha fazla dikkatlidirler ve ilk andan itibaren nasıl tutulduklarına aşırı derecede hassastırlar.
Çocuklar sürekli mutlu olmak zorunda değiller; etraflarında neler olup bittiğini anlamaları gerekir. Zor zamanlarda bile ebeveynleri onlara doğruyu söylemeli (basit anlamda) ve anlamalarını sağlamalıdır. Çocukların bir şeylerin yanlış gittiğini fark etmesi; ama kimsenin onlarla bu konuda konuşmaması çok daha kötüdür. Küçük bir çocuğu anneannesinin cenazesine götürmeyi ve ona olayı çok basit kelimelerle anlatmayı bile tavsiye etti Dr. Dolto: “Kızım; şu an anneannenin cenazesindeyiz; bunlar olan şeyler.”
Bir de Jennifer Senior a kulak verelim;
"Ben doğduğum zaman; çocukların nasıl yetiştirileceği konusunda sadece bir kitap vardı ve o da Dr. Spock tarafından yazılmıştı. (Gülüşmeler) Hoş gördüğünüz için teşekkür ederim. Bunu hep yapmak istemiştim.
Hayır; o Benjamin Spock tı ve kitabının adı da: "Bebek ve Çocuk Bakımı Sağduyu Kitabı" Öldüğü zaman neredeyse 50 milyon satmıştı. Bugün; 6 yaşında bir çocuğun annesi olarak Barnes ve Noble a girdiğimde; şu görüntüyle karşılaşıyorum. Bu raflarda bulabileceğiniz çeşitlilik gerçekten de müthiş. Çocuğunuzu nasıl çevre dostu; glutenden uzak; hastalıktan uzak yetiştireceğiniz konusunda yol gösterici kitaplar var. Bana sorarsınız; bu biraz ürkütücü. Evde tek dil konuşsanız bile; çift dilli çocuk yetiştirebilme kılavuzları var. Ekonomik algısı yüksek; aklı bilime çalışan ve yogada usta olacak çocuklar yetiştirmenize kılavuzluk eden kitaplar var. Yeni yürümeye başlayan çocuğunuza bir nükleer bombayı nasıl etkisiz hâle getireceğini öğreten; hemen hemen her şey için bir kılavuz var.
Tüm bu kitapların niyetleri oldukça iyi. Eminim ki birçoğu da gerçekten harikadır. Ama birlikte ele alındıklarında; üzgünüm. Bu rafa baktığımda herhangi bir yardım göremiyorum. Endişe görüyorum. Bizim toplu paniğimiz için yapılmış devasa şeker renkli bir anıt görüyorum. Bu da soru işaretleri doğuruyor. Çocuklarımızı yetiştirmek neden bu kadar keder ve kafa karışıklığıyla ilişkilendiriliyor? Niçin yıllardır insanların başarılı bir şekilde yapmaya devam ettiği bir şey hakkında allak bullağız; ebeveynlik mesaj panoları ve bağımsız değerlendirilen çalışmalar ortaya çıkmadan çok önce? Neden birçok anne ve baba ebeveynliği bir tür kriz olarak yaşıyorlar?...." *
* Kaynak: https://www.ted.com/talks/jennifer_senior_for_parents_happiness_is_a_very_high_bar/transcript?language=tr