Psikolojik ve Pedagojik Danışmanlık almak isteyen danışanlarımız; acaba psikoloğa mı götürsem; veya bir pedagoga mı götürsem ya da en iyisi bir psikiyatriste mi gitmeliyim diye endişelerini dile getirmektedirler. Psikolog mu bize daha iyi yardımcı olur; veya bir psikiyatrist mi; yoksa bir pedagog mu? Şimdi kime başvurulmalı? Bu tezat ilişkiyi; danışanlarımıza; bizden hizmet almak isteyenlere açıklayalım istedim.
Pedagoji; "çocuk bilimi." Çocuklarda davranış bozuklukları ve kökenini araştıran bilim dalıdır. Pedagojinin ilgi sahası; yeni doğan ile yetişkin arasındaki çocuktur. Pedagoji bilimi Batı ülkelerinde uzun yıllar psikoloji bilimi altında devam etmiş ve 19. yüzyıl sonlarında ayrı bir alan haline gelmiştir. Ülkemizde Pedagoji bölümleri 1982 yılında kapatılmıştır. Bu demek oluyor ki o yıllardan itibaren ülkemizdeki üniversitelerde “pedagog” ünvanına sahip uzmanlar mezun olmamaktadır. Ülkemiz dışındaki yüksek öğretim kurulu tarafından uygunluğu kabul edilmiş bazı üniversitelerde "pedagoji veya psikoloji" eğitimi almış kişiler bu ünvanlarını yasal olarak kullanabilmektedirler. Bazı üniversitelerde “pedagojik formasyon” adı altında kurslar açılmaktadır. Bu pedagojik formasyon eğitimlerini tamamlamış olan kişiler; çocukların; ailelerin yaşadığı sorunları çözme konusunda eğitim almamaktadırlar. Bu nedenle televizyon ekranlarında gördüğümüz veya "pedagog; psikolog" gibi ünvanları kullanarak; yaşam koçu; manevi danışman veya mesleki ünvanının başına lisans eğitimi durumuna bakılmaksızın uzmanlık; doktorluk ekleyerek bu alanda kendini "psikolog" veya "pedagog" olarak tanıtanlara sıklıkla rastlanmaktadır. Örneğin: Mühendislik; Fizik; Kimya; Öğretmenlik gibi alanların mezunu olup; lisansüstü; doktora gibi çalışmalarını psikoloji de yapan kişiler "uzman psikolog" gibi ünvanları kullanabilmektedirler. Oysa bu kişiler psikolog veya uzman psikolog değildirler.
Bir kişinin "psikolog" ünvanı alabilmesi için ilk şart; üniversitelerin 4 yıllık “Psikoloji” bölümünden mezun olması gerekir. Alınmış olan bu 4 yıllık eğitim daha çok kuramsal; teorik bir eğitimdir. Psikologlar gelişim psikolojisi; klinik psikoloji; endüstri psikolojisi; sosyal psikoloji; spor psikolojisi gibi farklı uzmanlık alanlarında kendilerini geliştirebilirler. Üniversitelerin 4 yıllık psikoloji bölümünden mezun olan kişiler; bu eğitim süreci sonrasında belirli bir yetkinliğe ulaşmakta; ancak "psikoterapist" ünvanını alamamaktadırlar. Bunun için diploma kadar meslekteki liyakatte esastır. Çocuklar; ergenler; bireyler ve ailelerle yapılan terapi seansları özel uzmanlık gerektirmektedir. Liyakat için yeterlilik; uygunluk; ahlakilik; yetenek esastır ve uzmanlık bunları ihtiva etmelidir. Psikoloji; Pedagoji ve Psikiyatri ile ilgisi olmayanların; tabelasının/adının başına pedagoji ve psikoloji kelimelerini ekleyerek; bu hizmetleri sağlamaları ne kadar doğru ve inandırıcıdır? Diğer yandan dini ve medyayı kendi amaçları için kullanıp insanların inançlarını; problemlerini suistimal eden zihniyetlerin psikiyatrik problemleri tedavi ettiklerini söylemeleri ne kadar ahlaki; kullandıkları yöntem ne kadar bilimsel ve doktor olmadıkları halde tedavi ettiklerini söylemesi ne kadar etiktir? Psikiyatri ve psikolojik problemleri esas alarak histerik kişileri veya toplumumuzu hedef alan bu yapılar/kişiler; kendi emelleri için insanlarla; mesleğini hakkı ile yerine getirenlerle bir nevi alay etmektedirler. Bunu da en kolay dini ve medyayı suistimal ederek gerçekleştirmektedirler.
Yetişkinlerin ve ailelerin zihnini sorgulayan bir diğer soru da psikiyatriste ya da bir psikologa mı; hangisine başvurulmalı sorusudur. Psikolog ve psikiyatrist arasındaki en temel fark; psikiyatristlerin; üniversitelerin tıp fakültelerinden mezun olmuş ve uzmanlıklarını "psikiyatri" alanında yapmış olmalarıdır. Dolayısıyla psikiyatristler uygun gördüklerinde reçete yazabilir; ilaç kullanımı isteyebilirler. Psikologlar ise üniversitelerin ülkemizde fen-edebiyat veya yurtdışındaki üniversitelerin sosyal bilimler ve psikoloji fakültelerinden mezun olmakta; akademik olarak uzmanlaşmak için yüksek lisans ve/veya doktora yapmaktadırlar. Psikolog ve psikiyatristlerin birlikte çalıştığı birçok örnek mevcuttur. Bazı durumlarda psikiyatristler; çocukların ve yetişkinlerin ilaç düzenlemeleri konusunda yardımcı olarak; terapi sürecini psikologlara bırakmaktadır. Psikologlar ise psikiyatrik değerlendirme ihtiyacı olan danışanlarını; psikiyatristlere yönlendirmekte ve terapi sürecini birlikte takip edebilmektedirler.
"Psikolog" Ne Yapmaz?
Psikolog; ilaç yazmaz ve herhangi bir ilaç önermez.
Psikolog; seanslarda konuşulan konuları başkaları ile paylaşmaz; kişiler arasında laf taşımaz.
Psikolog; insanları yargılamaz ve eleştirmez.
Psikolog; insanların düşüncelerini okumaz ve nasıl bir insan olduklarına dair yargılara varmaz.
Psikolog; kişiyi asla kendi istekleri ve düşünceleri doğrultusunda yönlendirmez ve herhangi bir şey yapmaya zorlamaz.
Psikolog; danışanları adına kararlar vermez ya da danışanlarının kararlarını değiştirmeye zorlamaz.
Psikolog; sihirli değnek değmiş gibi sizi iyileştirmeyi garantilemez.
Psikolog; kesinlikle sizi bir araştırmaya girmeye; bir anketi doldurmaya ya da bir uygulamaya zorlamaz.
Psikolog; sizinle terapi seansları dışında görüşmez; arkadaşlık ya da başka bir sosyal ilişki içerisine girmez.
Görüldüğü gibi psikologların ne yaptığı; neler yapmadığı; meslekte yetkin olmak için hangi eğitimlerden geçmeleri gerektiği kesin sınırlarla belirlidir. Elbette her meslekte olduğu gibi; yetkinliği olmayan alanlarda çalışan; ahlaki ilkeleri ihlal eden kişiler vardır. Bu nedenle; psikolog desteği arayan kişilerin; hangi psikoloğu seçeceklerine karar vermeleri için bu makaleyi okumalarında faydalar görmekteyim.