Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Okulöncesi ve Okul Döneminde Sosyal Becerilerin Gelişimi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
OKULÖNCESİ VE OKUL DÖNEMİNDE SOSYAL BECERİLERİN GELİŞİMİ

Arkadaş ilişkileri çocukların gelişiminde büyük rol oynar. Gelişim sürecinde akranlarıyla yaşadığı yoğun ilişkiler çocuğa yeterli sosyal uyumu gösterebilmesi ve gerekli sosyal becerileri kazanması için birçok fırsat sağlar. (Mussen ve Conger;1956). Burada akran ilişkilerinin gelişimini ve işlevlerini kısaca gözden geçirmek yararlı olacaktır.

Çocukların işbirliği becerisi ya da davranışını; diğer kişilere ve hedefe uygun şekilde sergilemesinin 4 yaş dolaylarında başladığı öne sürülmüştür. Örneğin 5 yaşında iken sürekli yalnız oynamak isteyen çocuk; gelecekte sosyal becerileri eksik bir kişiye dönüşebilir. Bu görüşe göre; çocuğun oyun ortamındaki sosyal davranışı; çevreye uyum ve ilişki kurabilme becerisi ile ilgilidir. (Trad; 1989)

Okulun başlamasıyla birlikte; akranların yaşamdaki önemi de artmaya başlar. Çocuklar arkadaşlık kurabilmenin ve farklı oyun etkinliklerine katılmanın grup tarafından gördükleri kabule bağlı olduğunu fark ederler. Artık akranlarıyla zaman geçirmek istemediklerinde bile onlarlardan eskiden olduğu kadar kolayca uzaklaşamazlar; çünkü mutlu olsalar da olmasalar da zamanlarının büyük bir kısmını okulda geçirmek zorundadırlar.

Okul öncesi çocuğu kendi cinsiyetindeki akranlarıyla oynama eğilimindedir; ancak bu ayrım ilkokul döneminde daha da belirginleşir. Bu dönemde çocuklar hemcinsleri ile çok daha yakınlaşırlar. Kız ve erkeklerin grup yapılarında bazı farklılıklar göze çarpar. Kız grupları daha küçüktür ve daha çok konuşma içerir; oysa erkek grupları daha büyüktür ve daha çok hareket içerir.

Okulçağı çocuğu; kurduğu arkadaşlıklar sayesinde aile biriminin ötesinde ufkunu genişletir; dış dünyaya ilişkin deneyim kazanmaya başlar; benlik imajı oluşturur ve bir sosyal destek sistemi geliştirir.

Okulöncesi yıllarında oyun; arkadaşlığın temeli olan olumlu sosyal etkileşimlerin ve ortak faaliyetlerin sayısının giderek artmasını sağlar. Saldırgan davranış iki ile dört yaşları arasında artar; ancak daha sonra azalır. Okul çağında kurallar ve sosyal roller giderek önemli hale gelir ve sosyal etkinliklerde cinsiyet farklılıkları belirginleşir. Çocuklar okul çağına eriştiklerinde arkadaşlığın kalıcılığı artar ve kızlar daha sınırlı sayıda çocukla daha kuvvetli ilişkiler kurarken; erkekler daha fazla sayıdaki çocukla arkadaşlık ederler.
Bu evre boyunca akranla arkadaşlıklar oldukça önemli hale gelir. Çocuklar yaşıt arkadaşlardan oluşan destekleyici bir gruba uyum sağlamak ve ait olmak isterler. Bir akran grubuna uyum sağlamak ve yeterli sosyal becerilere sahip olmak; çocuğun yüksek benlik saygısına ulaşmasında oldukça önemli bir yer tutar. Aynı anda hem akranlarına uyum sağlamaya çalışmak hem de diğerlerinin yeteneklerinin değerini bildiğini göstermeye ve kendi yeteneklerine önem verilmesine çabalamak; bu yaş grubu çocuklar arasında rekabet ortamı yaratır.

İlkokula başladığında çocuk için arkadaşları vazgeçilmez olmaya başlamıştır. Arkadaşları ve öğretmeni önemlidir. Oyun grupları geniştir; oyun kurallarını koyup bunlara uyulması konusunda yeni gelen çocukları uyarabilirler. Oyunlarda ön plana çıkmak isterler. Bu dönemde rekabet ve kıskançlık duyguları ön plana çıkar; kendi düşüncelerini kabul ettirmek; lider olmak önemlidir. Kendiliğinden fark ederek öğrendiği her şey çok önemlidir. Bu yaşta birbirleriyle alay etmek; ad takmak çok sık görülür.

Arkadaşlık yoluyla çocuk; arkadaşının bir olaya (oyuncağını izinsiz almak);öfkeyle tepki vermesine (bağırıp çağırmak ve vurmak) yol açan ve ardından bu olayı olumsuz sonuçlar doğuran bir biçimde (duygusal kırıklık; kavga-ceza) nasıl yorumlayabildiğini düşünüp anlamaya başlar. Çocuğun olaylara başka birinin görüş açısından bakabilmesi; başka bir insanın tutum; duygu ve güdülenimlerine ilişkin anlayışına dayanarak kendi davranışlarını düzenleyip çevresine uyum sağlamasına fırsat verir.

Çocuk 7 yaşına geldiğinde arkadaş seçiminde daha titiz olmaya başlarlar. 1-2 tane iyi ve sürekli arkadaşları olabilir. Sırdaş olmak çok önemlidir; ancak çok iyi sır sakladıkları söylenemez. Özellikle okul uyumunda arkadaşlarının rolü büyüktür. Okulda arkadaş ilişkileri iyi gidiyorsa; okulu oldukça severler ama ilişkilerinde ters giden bir şeyler varsa okula gitmek istemeyebilirler ya da gönülsüz giderler. Arkadaşlarının düşüncelerini çok önemserler ama ilişkileri için verdikleri kararları çabuk unuturlar. Bu noktada anne baba olarak verdiği kararı hatırlatmak ya da öğütler vermek yerine; etkin dinleme yöntemini kullanarak kendi çözümlerini üretmesine fırsat tanımak yararlı olabilir. Yetişkinler kadar tutarlı ve sabit ilişkileri olmasını ummak; yaşlarına uygun düşmeyen ve gerçekçi olmayan bir beklentidir.

Küçük grup oyunlarını severler; ancak bu devrede moral (ahlaki) gelişim yönünden kuralları kesin ve değişmez olarak algıladıkları için; grup oyunlarında kuralların değiştirilmesine (az da olsa) tepki verirler. İki kişi oynarken herşey yolundayken ortama üçüncü birinin girmesi işleri karıştırabilir. Burada daha çok birinci tercih olamama kaygısı hakimdir. Bu yaş çocuklarının hemen hepsinde arkadaşları tarafından ilk tercih edilen kişi olma isteği vardır. Üç ya da daha fazla kişinin olduğu oyun gruplarında; lider olan kişiyi çekememe; onun koyduğu kurallara isyan etme ama bunun yanında onunla arkadaş olmaktan vazgeçememe gibi çelişik içerikli ilişkiler yaşayabilirler. Kuralların ya bozulmaması ya da sadece kendileri tarafından değiştirilmesi gibi egosantrik bir yaklaşımları vardır. Bu daha çok; henüz kendini değerlendirme becerisine sahip olmayışlarından kaynaklanır. Kavgaları; münakaşaları sık sık olur. Bu yaşlarda erkek çocukların fiziksel saldırganlığı; kız çocukların ise sözel saldırganlığı daha çok yeğlediği gözlenir. Birbirlerine karşı oldukça acımasız eleştiri ve davranışları olabilir. Çok radikal kararlar verip; bunları uygulamaktan derhal vazgeçebilirler. İçinde bulundukları grupta prim yapan davranışları farkedip benimseyebilirler.

8-9 yaşta;arkadaş grupları kısa sürelidir. Sırdaş olmak önemlidir. Arkadaşlık ilişkileri iyiyse okula severek gelirlerken ters giden bir şeyler varsa okula gitmek istemeyebilirler.Bu nedenle Okula gitmelisin şeklinde öğütler vermek yerine aktif dinleme yapılmalı; öğrencinin kendi çözümlerini üretmesine izin verilmelidir.Oyunlarda kuralların hiç bozulmaması ya da kendileri tarafından değiştirilmesi gibi düşünceleri vardır.Kızlar sözel erkekler fiziksel saldırganlığı yeğlerler.Birbirlerine lakap takma; alay etme sık görülür.

İlkokul çağı süresince; çocuklar kendi cinsiyetlerine ilişkin görüşlerini de oluştururlar. Çocuklar çoğunlukla kendileriyle aynı cinsten oyun arkadaşlarıyla ilişki kurmaya özen gösterirler. Altı ve on iki yaşları arasında arkadaşlıklar kurmak; son çocukluk döneminin en önemli görevlerinden biridir ve bu hayatları boyunca devam edecek bir sosyal beceridir. Gelişimsel olarak karmaşık ilişkiler geliştirmeye hazırdır. Giderek; duygu ve düşüncelerinden daha çok haberdar olmaya başlar. Bu yaşta artık aileye eskisi kadar bağlı olmadığı gibi kendine dönük ilgileri de azalmıştır. Artık arkadaşlık konusunda akranlarına daha çok güvenmeye; arkadaşlarıyla birlikte okulöncesi döneme kıyasla daha çok vakit geçirmeye başlar. Günden güne çocukluk döneminin zevklerini ve hayal kırıklıklarını paylaşırlar. Yetişkine daha az bağımlıdır.

KAYNAKLAR :
Çetin; Filiz.; Bilbay; Aslıhan; Kaymak; Deniz. Araştırmadan Uygulamaya Çocuklarda Sosyal Beceriler. İstanbul: Epsilon Yayınevi; 1. Basım; 2001
Schum L.; Robert. ‘Developing Social Skills in Young Children’ Konulu Makale. Wisconsin. 2000
Mize; Jacqualyn ve Abell; Ellen. ‘Encoruging Social Skills in School Age Children’ konulu makale; 1999
Yavuzer; Haluk. Okul Çağı Çocuğu. İstanbul: Remzi Kitabevi; 5. Basım;2000