Otistik Bireylerin Duyusal Özellikleri
İnsanların koku; tat; görme; işitme ve dokunma duyularının dışında duyusal sinir sistemine bağlı propriyoseptik ve vestibüler isimli iki farklı duyusu daha vardır. Bu duyularda insana duyusal girdileri algılama ve anlamlandırma fırsatı verir. Bu beş duyu dışındaki içsel süreçte yer alan bu iki duyu otistik bireyleri önemli derecede etkileyebilmektedir. Propriyoseptik sistem; kaslarımızdan ve eklemlerimizden gelen iç geri bildirimleri algılar ve anlamlandırır. Nesnelerin ağırlığı nedir; ne kadar direnci var gibi bilgileri çözümlememizi sağlar.
Vestibüler sistemde ise hareket ettiğimizde tespit edilen iç geri bildirimleri içerir ve esas olarak başımızın pozisyonuna dayanmaktadır. İç kulağımızın yanı sıra çevresel görüşümüz bize vestibüler sisteme bilgilerin girişini sağlar. Vestibüler sistem denge ve vücudumuzun nerede olduğunu belirlemede bize yardımcı olur.
Eğer kişi; propriyoseptik sisteminde bir sıkıntı yaşıyorsa güç ve baskı miktarını ayarlamakta zorluk yaşar. Örneğin sıkışmış bir şeyi daha da sıkıştırabilir ve ya daha çok zorlayabilir. Kâğıda kalemiyle fazlaca bastırır. Kalemini kırabilir ve ya kâğıdı yırtabilir. Motor becerilerinde tuhaflık gözlemlenir. Çok beceriksiz gibi görünürler. Küçük objeleri yönlendirmekte zorluk çekerler. Tuhaf vücut duruşları olabilir. Kaslarına girdi arayışında oldukları için objeleri vücutlarına bastırabilirler. Sandalyelerinde ve ya oturdukları yerde ilginç duruşlar sergilerler. Motor becerilerini planlamada zorlukları olabilir. Başkalarını sıkıştırma; başkalarını ve ya nesneleri çekme; itme; düşürme; çarpma gibi davranışları olabilir. Kendini incitme; kendine vurma ve ya başkalarını sarılırken güç uygulama gibi zarar verici davranışları da olabilir.
Vestibüler duyularında zorlukları olduğu zaman uyaranlara yüksek tolerans gözlemlenebilir. Böyle olduğunda atlama; tırmanma; sandalyede dönme; aşırı salınım ve sallanma gibi yoğun girdiler isteyebilirler. Düşük toleransı olan kişiler ise oyun oynamaktan kaçınma; yakalanmaktan hoşlanmama; merdivenlerden veya engebeli arazide yürümekte zorlanma gözlemlenebilir.
Otizm spekturumunun tanısal özelliklerine bakıldığında sınırlı ve tekrar eden davranış ve ilgi kalıplarının olduğu görülür. Kısıtlı ve yenilenen davranış kalıpları; duyusal girdiye karşı aşırı tepki ve ya aşırı derecede davranışta azalma ile çevrenin duyusal yönlerine alışılmadık ilgi şeklinde açıklanmaktadır. Otizm spekturumundaki bireylerin duyusal deneyimleri işleme ve tolere etme kabiliyetlerindeki farklılık uzun süredir bilinen bir özellikleridir. Otistik bireyler duyusal girdilere karşı aşırı duyarlı ve girdilere (belirli tipte olanlara) aşırı tepki verebilir. Fiziksel olarak onları rahatsız eden durumdan kaçınma ve ya kaçmaya çalışma olarak tepki verebildikleri gibi; tersi şekilde çok zayıf tepkilerde verebilirler. Örneğin acıya gecikmiş tepki verme olabilir. Ya da tepki verebilmek için çok fazla duyusal girdiye ihtiyaç duyabilirler. Örneğin tatları anlamak veya onları zihninde kodlayabilmek için çok fazla lezzete ihtiyaç duyabilirler. Kendilerini rahatlatmak ve keyif alabilmek için yoğun fiziksel hareketlere gereksinim duyabilir örneğin; çok fazla salınım ve ya sallanma gibi hareketler yapabilirler. Birçok otizmli bireyler bazı dokunsal zorluklara sahip olduklarını belirtirler. Dokunsal savunma bir zıtlık ve ya yumuşak dokunmalara abartılı cevaplar şeklinde olabilir. Belirli türde giyim; bazı kumaşlar; etiketler; dikişler ve ya ayakkabı giyinmekte kaçınabilirler. Dokunsal zorluklarla sahip bireyler bundan sıkılma ve ya problem yaşama gibi davranışlar gösterebilirler.
Bazı otistik bireyler görme ile ilgili zorluklar yaşarlar. Gördükleri şeyi bir mozaik gibi algılayabilirler. Florsan ışığından çok rahatsız olabilirler. Çünkü bu ışığın titreşimi onları çok ciddi şekilde rahatsız edebilir. Bazen okuma yaptıklarında harfler titreşebilir. Fakat her otizmli birey görsel olarak böyle zorluklar yaşamazlar. Ayrıca bu problemler değişkendir. Biri yaşarken diğeri yaşamayabilir. Özellikle seslere karşı hassasiyeti olan otizmliler için tedavi alma çevreye uyum sağlama becerilerini arttırabilir. Özellikle zorlandığı ve hassas olduğu durumlar fark edilebilirse; kendini sakinleştirebileceği yöntemler öğretilebilir. Böylece karşılaştığı hassasiyetlerle baş edebilir hale gelir.
Otizm çağımızda artan ve çocukları ciddi anlamda olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Şuan bu hastalık için herhangi bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Otizmde kullanılan ilaçların birçoğu çocuğun yaşadığı diğer zorlukları azaltmak için verilmektedir. Otizmde en önemli etki eğitim desteğiyle gerçekleştirilebilmektedir. Bu destekte aileye çocuğun davranışlarını yönlendirme ve otizmden kaynaklı yaşadıkları zorluklarla mücadele etme üzerine olurken; çocukla yapılan eğitimde ise çocuğun adaptasyonunu güçlendirme ve zayıf olan yeteneklerini arttırmaya yönelik çalışmalar bulunmaktadır. Otizm için 4 yaşı kritik bir evredir. Erken yapılan müdahale ve yoğun bir eğitim desteği çocuğun yaşıtlarını yakalaması ve yaşamına desteksiz devam edebilmesini kolaylaştırır. Ayrıca dil becerilerine yönelik olarak dil eğitimi alması sosyal ve eğitsel becerilerini olumlu etkileyebilmektedir.
Tüm bu süreçlere bakılınca otizmin tedavisi pahalı bir tedavidir. Bir çok terapi ve eğitim desteğinin birlikte verilmesi gerektiğinden aileleri için bedelini karşılamak zorlaşmaktadır. Bu anlamda devletin çocuklara sunduğu imkânlardan faydalanmak aile için faydalıdır. Bunun dışında devletinde otistik çocuklara yönelik daha yoğun bir eğitimi sistemini desteklemesi yararlı olacaktır.