Meme dokusu; hem şekil hem de fonksiyonları açısından kadınlar için önemli olup ikincil seks organı olarak kabul edilmektedir. İdeal ölçüde memelere sahip bir kadın daha özgür; daha rahat ve sosyal ilişkilerde daha aktiftir. Meme hacminin yetersiz olduğu düşüncesi; kadınlarda kendine güven eksikliği yaratmaktadır. Her kadın güzel göğüslere sahip olmak ister. Fakat ne yazık ki; bu her zaman mümkün olamamaktadır. Göğüslerde tek ya da çift taraflı gelişme kusurları ile genetik olarak şekilsel bozukluklar olabileceği gibi; gebelik; sürekli kilo alıp verme gibi sonradan oluşan durumlarla da meme dokusu hacmini kaybedip deforme olabilir. Meme hacminin yetersiz olduğunu düşünen; 17 yaşın üzerindeki bayanlar meme büyütme ameliyatı için uygun adaydırlar.
Meme büyütme ameliyatı planlanırken; göğüslerin mevcut hacimleri; göğüs dokusunda sarkma olup olmaması; kişinin beden yapısı ve beklentileri değerlendirilir. Kilo değişimleri; emzirme gibi sebeplerle gevşeyip sarkmış göğüslerde; genellikle estetik göğüs büyütme operasyonları göğüs dikleştirme ameliyatı ile birlikte planlanır. Dolgunluğunu yitirmiş ve sarkmış olan memelere; tek başına silikon protez yerleştirme ameliyatı uygulandığında yeterli dikleşme elde edilemeyebilir. Bu durumda ek olarak uygun yerlerden deri fazlalıkları çıkarılarak; göğüs başı olması gereken daha üst seviyeye çıkarılarak dikleştirme işlemi de yapılabilir.
Meme büyütme ameliyatı için başvuran bayanlar; ulaşmak istedikleri meme büyüklüğünü tarif etmek için sıklıkla istedikleri sutyen numarasını söylerler. Burada bir bilgi karışıklığı mevcuttur. Sütyen ölçülerindeki 85; 90; 95 gibi rakamlar; meme hacmini değil meme altındaki oluktan ölçülen meme çapını belirtir. Meme hacmini ise (cup size) A; B; C; D; DD; E gibi harfler belirtir. Burada A en küçük hacimli göğüse işaret eder; harfler ilerledikçe meme hacimsel büyüklüğü de artar. Ameliyat öncesinde karşılıklı görüşmelerde kişinin hareketliliği; giyim tarzı ve bunlarla uyuşabilecek yeni meme boyutu hakkındaki beklentisi saptanır. Oluşturulabilecek farklı meme büyüklüklerinin olasılıkları anlatılır ve sonuçta kişinin kendisini nasıl görmek istediğine karar verilir. Ancak meme büyütme işleminde yine de bazı sınırlamaların olduğu unutulmamalıdır. Örneğin küçük yaşlardan beri çok küçük olan göğüslerin çok fazla büyütülmesi; derinin esneme kabiliyetinin çok zorlanmasına ve buna bağlı olarak dikiş açılması; kapsül kontraktürü gibi komplikasyonlara yol açabilir. Hastanın ne beklediği ve cerrahın neler yapabileceği konusunda mutlaka bir ortak noktada anlaşma sağlamak ve net olmak gerekir.
Her hastada ameliyat öncesi meme ultrasonu ve 40 yaş üstü hastalarda mutlaka ilave mammografi ile meme dokularının değerlendrilmesi gerekir. Bu şekilde meme dokularında olması muhtemel problemler ekarte edilir. Ayrıca ameliyat genel anestezi altında yapıldığı için; her ameliyatta istenen rutin kan tetkikleri; akciğer grafisi ve EKG testleri bu ameliyat öncesinde de yapılır.
Bugün için kabul edilen en ideal meme büyütme yöntemi silikon protezlerdir. Kullanımda olan protez çeşitleri en sık olarak slikon jel ve serum fizyolojik (tuzlu su) içerenler diye iki gruba ayrılabilir. Tuzlu su içeren protezler genellikle çok tercih edilmezler; çünkü protez içeriğindeki su sızarak hacimsel azalmaya neden olabilir; tuzlu su ısı iletimi olduğu için soğukluk veya sıcaklık hissi olabilir; ayrıca bazen çalkalanma sesi duyulabilir. Bu problemler silikon jel protezde gözlenmez. Silikon; yıllarca yapılan araştırmalardan sonra; vücut dokularının en az reaksiyon gösterdiği bir madde olarak meme protezi yapımında ana madde halini almıştır. Ancak tabi ki silikon meme protezlerinin de erken ve geç dönem komplikasyonları olabilmektedir.
Meme başı; meme altı hattı veya koltuk altında ufak bir kesi yapılır. Meme dokusu altına veya meme dokusu ile birlikte kasın altına protezi yerleştirmek üzere bir cep hazırlanır. Meme ucu; deri ve meme dokusundan oluşan meme bütünlüğe dokunulmaz. Süt bezleri veya süt kanallarının kesilmesi söz konusu değildir. Doğum yapmamış ve emzirmemiş genç bayanlarda en ideal yerleştirme yeri meme altı hattı bölgesidir. Bu şekilde meme başına hiç temas edilmeden protez yerleştirilir ve ilerleyen dönemlerde emzirme ya da his kusuru açısından bir sorun izlenmez. Meme protezleri meme dokusunun ya da meme altı kasının altına yerleştirilir. Bu yerleşim yerini belirlemede hastanın istekleri; mevcut meme dokusunun hacmi ve cildin yapısı göz önünde bulundurulur. Yine mevcut memenin şekline ve hacmine göre; yerleştirilecek olan protezin yuvarlak ya da anatomik şekilde olmasına karar verilir. Operasyon öncesi dönemde kararlaştırılan meme büyüklüğünü gerçekleştirecek boyutta protez seçilerek hazırlanan cebe yerleştirilir. Deri içi dikişler ile yara kapatılır. Ameliyat yaklaşık 1-1;5 saat sürmektedir.
Meme büyütme ameliyatı sonrası bir gün hastanede kalınır; ağrı için gerekli müdahale ve kanama açısından takip yapılır. Sonrasında hastalar; antibiyotik; ağrı kesici ve kas gevşeticiler ile taburcu edilirler. Yaklaşık 7-10 gün içersinde hastalar normal yaşantılarına dönebilirler. Bir iki hafta fizik teması hassas ve ağrılı olabilir. Dikişler 10-12 günde alınır. Başlangıçta belirgin olan iz dokuları zaman içersinde yapılacak iz tedavileri ile beyaz ve az belirgin hale gelir. 2 ay ağır egzersizden sakınmak gerekir. Deniz ve güneşlenme 3. haftadan sonra serbesttir.
Riskler
Protezin yırtılması; patlaması: Uygun yerleştirilmiş bir protez kişinin hayatini tehdit etmeyecek şiddetteki her türlü darbeye karsı dayanıklıdır. Ancak kesici-delici alet veya ateşli silahlarla zarar görür. Bu durumda protezlerin çıkarılması gerekir. Kanser riskini etkileme: Tüm dünyada yapılan binlerce çalışma sonucu protez kullanımı ile kanser riskinde bir artış olmadığı saptanmıştır. Bu çalışmalarda 20-30 yıl boyunca protez takılmış kadınlar takip edilmiş; benzer yaş grubu protez kullanılmamış kadınlarla karşılaştırıldığında meme kanseri oranının yüksek olmadığı görülmüştür. Emzirme: Protez uygulanan anneler ile diğer annelerin sütlerinde yapılan çalışmalarda silikon dahil hiçbir maddenin oranında fark saptanamamıştır. Meme büyütme ameliyatından sonra kişi hamile kalabilir; doğum yapabilir ve emzirebilir. Enfeksiyon: Her ameliyatta olabileceği gibi meme büyütme ameliyatlarında da yara açılması veya enfeksiyonu olabilir. Ancak bu durumda farklı olarak enfeksiyon düzelme sansı çok düşük olup protezin çıkarılması gerekebilir. Gerekli önlemlerin alınması ve gösterilen özene bağlı olarak protez kaybı yüzde 1-1;5 oranına indirilmiştir. Kapsül oluşumu: Vücut her yabancı maddeye olduğu gibi silikon çeperle kaplı protezlere de reaksiyon verir. Ancak silikona karşı olan reaksiyon diğer maddelere karşı olanlarla karşılaştıramayacak kadar azdır ve protez çevresinde fark edilemeyecek kadar ince bir kapsül şeklindedir. Kesin olarak bilinemeyen nedenlerle protez uygulanan kişilerin yüzde 3 ünde oluşan bu kapsül kalınlaşarak şekil bozukluğu ve ağrı verebilmekte; hatta ikinci bir cerrahi işlemle tedavisi gerekebilmektedir. Protez çevresini oluşturan kılıfın yapısının; gelişen teknoloji yardımıyla değiştirilerek özel şekiller verilmesiyle bu oran yüzde 1-1;5 seviyesine indirilmiştir.