VÜCUDUMUZUN ASİDİK OLMASI NE DEMEKTİR? VÜCUDUMUZUN ASİDİK OLMASININ AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞIMIZLA BAĞLANTISI NEDİR?
Ağız yapımız; dişlerimiz; diş eti dokumuz; tüm vücut sistemimizle bağlantı halindedir. Tükürüğümüz vücut sağlığımız hakkında bize tahmin ettiğimizden daha fazla bilgi verir.
Hastalarımızın bize genellikle söylediği;” Dişlerimi fırçalıyorum; ağız bakımımı da yapıyorum ama diş eti kanalamarım hala devam ediyor.” Peki bu kanamalar neden oluyor? Hiç düşündünüz mü?
Normalde tükürüğümüzün ph’ı 7- 7;1 arasında değişir; yani nötrdür.
Gün içinde yediğimiz; tatlı yiyecek ve içecekler ; karbonhidrat ağırlıklı besinler ki bunlar; pohaça; simit ekmek gibi ağız ph’ mızı 7;5 ‘dan 5;5 gibi asidik bir değere düşürür. Asitlik arttıkça ; özellikle diş çürükleri; diş eti hastalıkları gibi durumlar gözlenir.
Normalde kan ph mızda nötrdür. Kişinin bağırsak florasının bozuk olması ; aşırı şeker ve karbonhidrat ağırlı beslenme (un girmiş tüm besinler; pakete girmiş tüm besinler ) ; ağır metal miktarı ki ; bu çoğunlukla yapılmış olan aşılar (eskiden aşılar civa baskısı altında yapılıyordu. ) ; hava kirliliğinin yüksek olduğu alanlarda yaşam ; ve kişide bulunan amalgam dolgular sayılabilir.
Kişi de asitlik değeri yüksekse ; ağız içinde çürükler; diş eti hastalıkları (diş eti çekilmeleri ve diş taşı) ; ağız kokusu özellikle gözlenir. Ağızda yapılmış amalgam dolguların ve eski yıpranmış metal destekli kaplamaların korozyonu (madde yüzeyinde ki aşınma ) artar.Ph az ise yani asidikse ( ph < 7) mutlaka korozyon artar. Korozyon arttıkça ; kişide tiroid hastalıkları; diş eti hastalıkları ; çürükler ; migren ; baş ağrısı gibi durumlar gözlenebilir.
Vücudumuzun asidik olması; asıl dokumuzu oluşturan kollajenleri sertleştirdiği için de kişide diş eti çekilmeleri; dolayısıyla ;diş hassasiyetleri görülür.
Aşınmayı azaltmak için ; kişinin beslenmesi düzenlenerek ve kademeli olarak vücuttan ağır metal atılımının yapılması gerekir. Bu nedenle Vegatest bize bu konuda yardımcı oluyor.
Kişiden alınan bir tüp kan ile yapılan analiz de kişide olan besin hassasiyetleri; vücudun asitlik derecesi ; bağırsak florasının bozukluğu hakkında bilgi sahibi olunup; gerekli düzenlemeler yapılabilecektir.
Kişide korozyon arttıkça; asitlik derecesinin artmasına bağlı olarak ; ağızda bulunan restorasyonların da korozyon derecesi artar. Bu restorasyonlar arasında amalgam dolguyu da saymak mümkündür. Ağızda ki asitlik ortamın oluşturduğu korozyon ; amalgam dolgu; altın dolgu ; metal kaplamalar arasında ki akımı artırdığından kişi de ki ağır metal miktarını artırır.
Bağırsak florası ; vücudumuz için gerekli olan faydalı bakterileri içerir. Normalde vücudumuzda 10 üzeri 13 faydalı bakteri varken; bağırsak floramızda yaşayan bakteriler ; vücudumuzda ki enzimlerin çalışmasını ;vitaminlerin emilimini sağlar. Probiyotik dediğimiz faydalı bakteriler ; bağırsak yüzeyinde koruyucu tabaka oluşturarak; bağırsağımıza seçici geçirgen özellik kazandırır. Böylece kan ph’mız ve tükürüğümüzün ph’ının nötrde kalmasını sağlayarak vücudun asidik olmasını önler.
O yüzden sağlıklı bağırsak florası ; nötr ph ‘ ta ( 7-7;1 ) bir oral flora ; genel ve bütünsel sağlığımızda olmazsa olmazlarımızdandır.
Gastrointestinal flora ((bağırsak florası) vücudun bütün mukozalarında yaşayan;konak organizma için çeşitli yararlı işlevler gören mikroorganizmalardır.Ortalama insan vücudundaki hücre sayısının on katı kadar mikroorganizma barındırır.
Bağırsak florasının oluşması;
1.Bebek ilk bakterilerini doğum sırasında annenin vaginasından alır.
2.Bebek beslenme yoluyla(anne sütü veya mama) alınır.
3.Çevre
Florayı değiştiren faktörler;
1.Annenin gastrointestinal florasının bozuk olup olmaması ve aldığı besinler
2.Doğum şekli(sezaryen veya normal doğum)
3.Bebeklerin prematüre ve yoğun bakım ünitelerinde kalması
4.Antibiyotik;ağrı kesici;kas gevşetici ve antidepresan kullanımı
5.Ciddi stresler
6.Yanlış beslenme(karbonhidrat ve şekerden zengin beslenme)
7.Ağır metal birikimi
8.Hormonal bozukluklar
Bağırsak florasında laktobasiller;bifidobakteriler;e.coli gibi bakteriler bulunur.
Probiyotik ve prebiyotik nedir?
Yeterli miktarda yendiğinde insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen bakterilere probiyotik denilir.
Bağırsaktaki probiyotik bakterilerin çoğalmasını artıran ve aktivitesini uyaran ;insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere prebiyotik denilir.Bi anlamda prebiyotik;probiyotiklerin besinidir.Piyasa da çoğu üründe probiyotik tek olarak bulunur.Aslında prebiyotik ve probiyotik beraber alınmalıdır.
Probiyotiklerin görevleri;
1.Besin alerjileri ve egzamayı önlemek
2.Kronik iltihabi hastalıkların oluşumunu engellemek
3.Kanseri önlemek
4.Yaşlanmayı yavaşlatmak
5.Depresyonu hafifletmek
6.Otizm;alzheimer;parkinson bulgularını hafifletmek
7.İshali önlemek ve tedavi etmek
8.idrar yolu iltihaplarını önlemek
9.Kabızlığı tedavi etmek
10.Böbrek taşlarının ve diş taşlarının oluşumunu azaltmak
Hayata Gülümse…