Liposuctionda Bir Seferde Alınan Miktar Ne Olmalı?
Yağların vücuttan ameliyat ile alınması giderek artan bir estetik işlem. Özellikle son yıllarda teknolojik gelişmeler bu işlemin daha da kolay yapılmasını sağlamakta.
Yağları almanın en yaygın yolu liposuction (liposakşın diye okunur) işlemidir. Burada içi ucu künt ve uç yanında delikleri olan ince uzun borular ile deri altına girilir ve çok güçlü vakum pompası ile yağlar emilerek dışarı alınır. Kanül adı verilen bu çubuklar birkaç milimetre çapındaki deliklerden deri altına sokulabildiğinden iz bırakmazlar. Bu nedenle iyi ellerde yapıldığında liposuction iz bırakmayan bir ameliyattır.
Hemen şunu belirtmekte yarar vardır: Liposuction zayıflamak için yapılmaz. Bölgesel yağ fazlalıklarının ve kilo verildiği halde erimeyen yağların alınması için yararlıdır. Ayrıca vücut şeklinin güzelleştirilmesi için de uygulanır.
Yağları çekmek için kullanılan değişik cihazlar bulunmasına karşın alınacak sonuçtan bu cihazlardan çok kullanan plastik cerrahın deneyimi önemlidir. Deneyimsiz kişiler hangi cihazı kullanırsa kullansın hata yapabilirken deneyimli plastik cerrahlar en temel cihaz bile olsa mükemmel sonuçlar alabilmektedirler.
Bu yazıyı bir hasta adayının beni arayıp bazı sorular sorması üzerine hazırladım. Arayan hanımefendi "Doktor bey; liposuction yaptırmak istiyorum. İstanbul da bir klinik bana yatırmadan ayaktan liposuction yaptıklarını ve 10 litre yağ alabileceklerini garanti ettiklerini söyledi. Siz ne kadar yağ almayı garanti ediyorsunuz?” diye sordu.
Tabii bu hanımefendinin kendisine söylenenleri ne kadar doğru anladığını bilmek zor. Burada birçok yanlış var. Bir kere kişiyi görmeden liposuction için uygun olup olmadığını bilmek mümkün değil. İkincisi ne kadar yağ alınabileceğini de muayene etmeden belirtmemek lazım. Bir üçüncüsü ise bir seferde 10 litre yağ almak ancak özel koşullarda yapılması gereken büyük bir ameliyattır ve öyle her yerde yapılamaz.
Her ne kadar iz bırakmadan yapılsa da yağ alma işlemi bir ameliyattır ve yapıldığı alanın genişliği ise orantılı olarak bünyeni etkiler. Yalnızca diz içlerindeki yağları almak nispeten kolaydır. Alan küçüktür ve lokal anestezi ile uyuşturulabilir. Alınan yağ miktarı da hiçbir zaman yarım litreyi bile bulmaz. Bu nedenle ayaktan yapılabilir ve kişi ameliyattan hemen sonra yürüyerek gidebilir. Ancak alınan yağ miktarı arttıkça işin şekli değişmektedir.
1980 li yıllarda bir seferde alınabilecek yağ miktarı 1;5 litre olarak belirlenmiş idi. Ancak günümüzde bu miktar artmıştır. Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği web sayfasında bir seferde alınabilecek yağ miktarını 3;5 litre olarak göstermektedir.
Çekilebilecek maksimum yağ miktarı diye bir sınır yoktur. Bu sınır işlemi yapan hekimin değerlendirmesine bağlıdır.
Yalnız vücut şekillendirme ve bölgesel yağların alınması ilemi yapıldığında genellikle yüksek miktarlarda yağ çekmeye gerek kalmaz.
2 litreye kadar yağ çekme işlemi günübirlik cerrahi şeklinde yapılabilir. Ancak 2 litre ve daha üstü miktarlar alındığında hasta mutlaka bir gece hastanede yatırılmalıdır. Alınacak miktarın 5 litreyi geçmesi bekleniyor ise işlem mutlaka yoğun bakım servisi olan bir hastanede yapılmalıdır. Bu hastanın yoğun bakıma ihtiyacı olduğu anlamına gelmez ancak güvenli çalışmakta her zaman yarar vardır. Normal koşullarda yapılan yağ çekme ameliyatlarının %90 nında bir seferde alınan miktar genellikle 4 litre altında olmaktadır. 3 litre ve daha fazla yağ alınan hastaların önemli bir kısmında ameliyat sonrası kansızlık görülebilmekte ve hatta bazılarına kan verilmektedir. Kan verilme olasılığı alınan yağ miktarı ile orantılı olarak artmaktadır.
Estetik amaçlı bir ameliyat sonrası kan verilmesi uygun değildir. Bu nedenle ameliyat sırasında hastanın bulguları olumsuz yönde değişiyor ise işlemi hemen bırakmak ve ihtiyaç duyuluyor ise daha sonra yeni bir ameliyat yapmak daha doğrudur.
Sonuç olarak sizi görmeden nasıl ve ne miktarda liposakşın yaptıklarını söyleyen reklamlara itibar etmeyin. Bu işlemi mutlaka Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi diploması olan hekimlere yaptırın. Bu diploması olmayan hekimlerin duvarlarına astıkları şatafatlı belgelere asla güvenmeyin.
Yağları almanın en yaygın yolu liposuction (liposakşın diye okunur) işlemidir. Burada içi ucu künt ve uç yanında delikleri olan ince uzun borular ile deri altına girilir ve çok güçlü vakum pompası ile yağlar emilerek dışarı alınır. Kanül adı verilen bu çubuklar birkaç milimetre çapındaki deliklerden deri altına sokulabildiğinden iz bırakmazlar. Bu nedenle iyi ellerde yapıldığında liposuction iz bırakmayan bir ameliyattır.
Hemen şunu belirtmekte yarar vardır: Liposuction zayıflamak için yapılmaz. Bölgesel yağ fazlalıklarının ve kilo verildiği halde erimeyen yağların alınması için yararlıdır. Ayrıca vücut şeklinin güzelleştirilmesi için de uygulanır.
Yağları çekmek için kullanılan değişik cihazlar bulunmasına karşın alınacak sonuçtan bu cihazlardan çok kullanan plastik cerrahın deneyimi önemlidir. Deneyimsiz kişiler hangi cihazı kullanırsa kullansın hata yapabilirken deneyimli plastik cerrahlar en temel cihaz bile olsa mükemmel sonuçlar alabilmektedirler.
Bu yazıyı bir hasta adayının beni arayıp bazı sorular sorması üzerine hazırladım. Arayan hanımefendi "Doktor bey; liposuction yaptırmak istiyorum. İstanbul da bir klinik bana yatırmadan ayaktan liposuction yaptıklarını ve 10 litre yağ alabileceklerini garanti ettiklerini söyledi. Siz ne kadar yağ almayı garanti ediyorsunuz?” diye sordu.
Tabii bu hanımefendinin kendisine söylenenleri ne kadar doğru anladığını bilmek zor. Burada birçok yanlış var. Bir kere kişiyi görmeden liposuction için uygun olup olmadığını bilmek mümkün değil. İkincisi ne kadar yağ alınabileceğini de muayene etmeden belirtmemek lazım. Bir üçüncüsü ise bir seferde 10 litre yağ almak ancak özel koşullarda yapılması gereken büyük bir ameliyattır ve öyle her yerde yapılamaz.
Her ne kadar iz bırakmadan yapılsa da yağ alma işlemi bir ameliyattır ve yapıldığı alanın genişliği ise orantılı olarak bünyeni etkiler. Yalnızca diz içlerindeki yağları almak nispeten kolaydır. Alan küçüktür ve lokal anestezi ile uyuşturulabilir. Alınan yağ miktarı da hiçbir zaman yarım litreyi bile bulmaz. Bu nedenle ayaktan yapılabilir ve kişi ameliyattan hemen sonra yürüyerek gidebilir. Ancak alınan yağ miktarı arttıkça işin şekli değişmektedir.
1980 li yıllarda bir seferde alınabilecek yağ miktarı 1;5 litre olarak belirlenmiş idi. Ancak günümüzde bu miktar artmıştır. Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği web sayfasında bir seferde alınabilecek yağ miktarını 3;5 litre olarak göstermektedir.
Çekilebilecek maksimum yağ miktarı diye bir sınır yoktur. Bu sınır işlemi yapan hekimin değerlendirmesine bağlıdır.
Yalnız vücut şekillendirme ve bölgesel yağların alınması ilemi yapıldığında genellikle yüksek miktarlarda yağ çekmeye gerek kalmaz.
2 litreye kadar yağ çekme işlemi günübirlik cerrahi şeklinde yapılabilir. Ancak 2 litre ve daha üstü miktarlar alındığında hasta mutlaka bir gece hastanede yatırılmalıdır. Alınacak miktarın 5 litreyi geçmesi bekleniyor ise işlem mutlaka yoğun bakım servisi olan bir hastanede yapılmalıdır. Bu hastanın yoğun bakıma ihtiyacı olduğu anlamına gelmez ancak güvenli çalışmakta her zaman yarar vardır. Normal koşullarda yapılan yağ çekme ameliyatlarının %90 nında bir seferde alınan miktar genellikle 4 litre altında olmaktadır. 3 litre ve daha fazla yağ alınan hastaların önemli bir kısmında ameliyat sonrası kansızlık görülebilmekte ve hatta bazılarına kan verilmektedir. Kan verilme olasılığı alınan yağ miktarı ile orantılı olarak artmaktadır.
Estetik amaçlı bir ameliyat sonrası kan verilmesi uygun değildir. Bu nedenle ameliyat sırasında hastanın bulguları olumsuz yönde değişiyor ise işlemi hemen bırakmak ve ihtiyaç duyuluyor ise daha sonra yeni bir ameliyat yapmak daha doğrudur.
Sonuç olarak sizi görmeden nasıl ve ne miktarda liposakşın yaptıklarını söyleyen reklamlara itibar etmeyin. Bu işlemi mutlaka Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi diploması olan hekimlere yaptırın. Bu diploması olmayan hekimlerin duvarlarına astıkları şatafatlı belgelere asla güvenmeyin.