Bilinenin aksine bazı insanlar başarmaya değil başarmamaya çalışırlar. Bir türlü dikiş tutturamayanlar; girdiği her işi batıranlar; ailesinin eşinin; dostunun birikimini eritenler hemen hemen hepimizin çevresinde vardır. Bu insanlar sorumsuz; tembel ya da vurdumduymaz değillerdir. Bir türlü başaramazlar ve her seferinde bir kötü macera yaşarlar. Aslında yetenekli; çalışkan olmalarına rağmen bir türlü başaramayan bu insanları “Başarısızlığa Motive Olanlar” olarak tanımlayabiliriz. Bu insanlarla ilgili gözlemlerimizi aşağıda bulabilirsiniz.
Hedefsizler: Çoğunlukla her birimiz için; ne yapacağımız; nasıl bir işe gireceğimiz; nasıl bir hayatımız olacağı konusunda aşağı yukarı bir beklenti vardır. Bazıları bu beklentiye uymazlar ancak nasıl bir hayatları olacağı konusunda da kendi fikirlerini oluşturamamışlardır. Hem kendilerine önerilenleri dinlemezler hem de kendilerine ait bir yolları yoktur.
Öneri: Tüm başarılı insanların ortak özelliği “Hazine Haritalarının” olmasıdır. “Hazine” hedefi; harita ise o’na nasıl ulaşılacağını gösterir. Kendi hazinenizi belirleyin ve ona nasıl ulaşacağınızı yazın. Yazılı olması son derece önemli; çünkü yazdıkça kişi ya motive olur ya da planını geliştirir. Size anlamlı olan hazinenizi belirleyin; nasıl ulaşacağınızı planlayın.
Kabul edilebilir ve uygulanabilir hedefleri olmayanlar: Hedefleri vardır ancak gerçekleşmesi imkânsızdır. Bazıları anne babalarının kurbanıdır; onların gerçekleşmesi imkânsız hedefleri peşinde başarısız olurlar. Hayatın gerçekleri konusunda ya bilgileri yoktur ya da gerçekten dahidirler.
Öneri: Sizin hedefiniz nedir? Buna ulaşabilecek özelliklere sahip misiniz? Olanaklarınız buna uygun mu? Başkalarının inanıp inanmaması önemli değil; önemli olan hedefin gerçekleşme olasılığıdır. Hedefiniz konusunda deneyimi olanlarla konuşun; fikir alın.
Ya başarmaktan ya da başarısızlıktan korkanlar: Başarı (ya da başarısızlık) sonrası için korku dolu fantezileri vardır. Beyin bu kurguları gerçek kabul eder ve “kendini gerçekleştiren kehanet” kuralı bu kişilerde kolay işler. Başarısız olmaktan korkanlar riskten kaçarlar. Bazıları başarılı olurlarsa “nazar” değeceğine inanır ve daha kötü olacaklarını düşünürler. Yapacakları işten çok işin sonucunda olacak tehlikelerle ilgilenirler.
Öneri: Korku ve kaygılarının gerçek olup olmadığına bakabilenler; cesaretlerini ortaya çıkarabilenler başarıyı yakalayabilirler. Kaygı ve korkularınız abartılı ise yardım alın.
İstikrarsızlar; vazgeçenler: Başarısızların bir bölümü küçük bir aksaklıkta; bir sorunda pes edenlerdir. Çabuk moralleri bozulur.
Öneri: Zorlukları genellemek yerine toleransla karşılamak gerekir. Küçük; büyük ne tür zorluk çıkarsa çıksın yeni bir yol arayanlar başarıyorlar. Başarılı insanlar üzerinde yapılan çalışmalarda bu kişilerin başarısızlıklarına takılmadıklarını; önemsemediklerini yeni yollar aradıkları görülmüştür.
Sabotajcılar: Belki de psikoterapi’ye en fazla ihtiyacı olan gruptur. İşler tam yolunda giderken öyle bir sakarlık yaparlar ki sonuç yine başarısızlıktır. Bir işi berbat etmenin kitabını yazarlar. Başarısızlığa gerçekten motive olanlar bunlardır.
Öneri: Siz sabotajcı yapan yönünüzü fark edin. Çok eskilerden gelen “başaramazsın”; “sen adam olamazsın” sözlerini bir kenara bırakmayı başarın. Gerekirse yardım alın.
Suçlu arayanlar: Herhangi bir olumsuzluğu başkalarına yükleyen bu insanlar; işlerin yolunda gitmemesinin gerçek nedenini kestiremezler. Her olumsuzluğun nedeni başkalarıdır. Başkalarının hatalarına çok duyarlıdırlar; güçlü önyargıları vardır. Bir işin sorumlusunu başkaları gördükleri için çözüm arama işini bırakırlar.
Öneri: Herhangi bir durumun nedeni başkaları olabilir; sizin aleyhinize çalışabilirler; tüm dünya kötülerle dolu olabilir. Kendi işinizden sorumlusunuz. Kendi sorumluluğunuza odaklanın. Bir işte başarısızlığın nedeni gerçekten dış faktörler olabilir; yani kötü bir patron; berbat bir öğretmen; anlayışsız iş arkadaşları olabilir. Sorun bunlara rağmen bir işi başarabilmektir.
Mükemmeliyetçiler: Aslında çok başarılı olabilecekken; ayrıntılarda takılıp kaldıkları için geneli kaçıranlardır. Ayrıntı ile geneli ayırt edemezler. Yaptıkları işle alakası olmayan konulara bile takılabilirler. En doruyu yapma istekleri ayaklarına takılır.
Öneri: Takılıp kaldığınızda başkasından yardım isteyin. Gerildiğiniz konu çok önemsiz olabilir. Siz çok başarılı olursunuz sadece küçük pürüzlerin hayatın parçası olduğunu kabullenebilmelisiniz. Ayrıntı ile genel arasındaki ilişkiyi görebilmelisiniz. Ayrıntıya takılıp kaldığınız zamanlarda sizi uyarması için çevrenizde güvendiğinizi birilerini görevlendirebilirsiniz..
Kendilerine inanmayanlar: Bir insanın kendisine saygısının olması; kendi yeteneklerine güvenmesi; gerçek potansiyelini fark etmesi gerekir. Bazılarımız bu konuda gerçekten şanssızdırlar. Ya çok eleştirildiklerinden ya da uygun ortam bulamadıklarında gizil güçleri ortaya çıkmamıştır.
Öneri: Annenizin; babanızın; öğretmenlerinizin sizinle ilgili olumlu görüşleri olmamış; herhangi bir konuda teşvik edilmemişseniz bir işe başlamakta çekingen davranabilirsiniz. Bu son derece normal; ancak kendi sınırlarınızı zorlamayı denemelisiniz.
Başarabileceğiniz işler seçin; küçük adımlarla ilerleyin; gerçek potansiyelinizin ortaya çıkması için caba gösterin. Gerçek yeteneklerinizi fark edin.
Başarısız insanların gerçekte olan ancak önemsenmemiş ya da fark edilmemiş bir çok yetenekleri vardır. Başkalarına odaklanmayı bırakın.
Farkında olmadan zayıf olan bir özelliğinizi genelliyor olabilirsiniz. Zayıf yönünüz bırakın zayıf olarak kalmaya devam etsin siz güçlü olduğunuz alana ağırlık verin.