Uyurken; yemek yerken; yüzerken; gülerken; ağlarken; kızgınken... Ebeveynler artık çocuklarının neredeyse her anını fotoğraflayıp sosyal medyada paylaşıyor. 18 yaşına gelene kadar; anne-baba çocukların korunmasına ilişkin uluslararası anlaşmalar ve yasalarla getirilen sınırlamalar dışında her türlü hakka sahiptir. Bu anlamda çocukla ilgili normal fotoğrafların paylaşılmasında herhangi bir sakınca yok. Ama bu ileride sorun yaratır mı? Evet. Çünkü çocuğun o an aileye çok eğlenceli gelen bir görüntüsü; biraz daha büyüdüğünde çocuğun istemediği sonuçlar doğurabilir.
İnternetin; kullandığımız cep telefonlarına taşınmasıyla birlikte mahremiyet önemli bir kavram olmuştur. Cep telefonumuz ve diğer araçlar vasıtasıyla en özel anılarımızı paylaşıp; sosyal medya aracılığı ile başkalarına duyurabilme özgürlüğüne sahip olmak bazı sınırlılıkları beraberinde getirmektedir. Doğum günü partileri; özel anılar; çocuğumuzun fotoğrafları gibi bir çok anıyı dostlarımız görsün istiyoruz.
Keyifle yapılan bu paylaşımlar bir başkasının özgürlüğünü; mahremiyetini; bireyselliğini engelliyor veya kısıtlandırıyorsa hak ihlali yapmış olmuyor muyuz?
Çocuğumuzun özel anılarını paylaşıp kişiliksel değerlerini ve bireysel kimliklerini çiğnemiş olmuyor muyuz?
Paylaştığımız fotoğraflar ileri de çocuğumuzun ve arkadaşlarımızın utancı olabilmektedir. İnternet vasıtasıyla yayınladığımız hiçbir bilgi; fotoğraf; siz kaldırsanız bile kaybolmayabilir. Çünkü bir başkası bunu kendi belleğinde depolayabilir; google gibi arama motorları kendi belleklerinde saklayabilir. Ayrıca bir çok kişi yayınladıklarını kimlerin göremeyeceği konusunda bilinçli değildir.
İster çocuk olsun veya ister bir yetişkin olsun nelerin paylaşılmasından kaçınmak gerekir?
• Hasta hallerimizi internette yayınlamak yerine; kısa bir bilgilendirme veya durum bildiriminde bulunmak çok daha nezaketli olabilir.
• Yediğimiz yemekler ile birlikte fotoğraflarımızı paylaşmak yerine; hislerimizi paylaşmak çok daha makul ve adaplı bir davranış olabilir.
• Çocuğumuzun sorunlu davranışlarını paylaşmak yerine; kişisel mahremiyete saygı ve aile içi bu problemlerin çözümü için destek arayışında bulunma isteği; başkalarından yardım isteği çok daha kabul edilebilir olabilir.
• Çocuğunuzun denize girerken; sünnet düğünü yaparken veya bir yetişkin olarak denize girerken fotoğraflarımızı sosyal medyada paylaşmak bir başkasının kişisel haklarınızı ihlal etmesine; sizin için eğlenceli olan durumun bir başkası için maddi kazanç olmasına ve çocuğunuzu ileriki yaşlarında utanmasına vesile olabilir.
• Çocuklarınız şu anda bebek bile olsalar ileriki yaşlarda büyüyecek ve bir yetişkin olacağını düşünecek olursak; bu durum çocuklarınızın istemediği bir fotoğraf; bilgi olabilir.
• Sosyal medya durum bildirimleri hakkında daha hassas davranmamız gerekebilir. "Evde tek başına film izliyor" gibi paylaşımlar yerine daha makul bildirimler yararlı olabilir.
• Başkalarının fotoğraflarını ve genellikle öğretmenlerin sorumlu oldukları çocukların fotoğraflarını paylaşmak yerine; kişisel mahremiyete daha dikkatli yaklaşmaları gerekebilir.
• Paylaştığımız bir videonun; fotoğrafın bizim için komik olması bir başkası için komik olmayabilir ve bu durumdan hoşnut olmayabilir. Buradaki ölçütümüz mahremiyet ve görüntünün nasıl algılanacağı bilgisine sahip olmamızdır.
• Dostumuz; arkadaşımız veya iş yaptığımız birisinin izinsiz fotoğrafını; videosunu paylaşmak yerine; muhatabımızdan izin almak daha makul bir davranıştır.
İnternet bizi daha mı özgür kılıyor?
İnternet bizim kişisel haklarımızı ihlal mi ediyor?
Sorularının cevapları; sizlerin yorumuna bırakılmıştır. Günümüzde sosyal medya kullanımı konusunda yeterli bir bilgiye; görgüye sahip olmamız karşısında; özgürlüğümüz; mahremiyetimiz; rahatlığımız bizim ve çocuklarımız için bir risk konusudur.