‘’Manuel’’ Latince kökenli bir kelime olup ‘’el ile yapılan’’ anlamına gelmektedir.
Dolayısı ile manuel terapi; el ile yapılan tedaviyi ifade eder.
Kas ve iskelet sistemimizin fonksiyonunun çeşitli sebeplerle bozulduğu durumlarda; bu konuda uzman ve eğitimli uygulayıcılar tarafından el ile vücudu doğru yönlendirerek; bozuk olan fonksiyonun iyileştirme ve normalleştirme süreci olarak da tanımlanabilir.
Ülkemizde lisans eğitimi düzeyinde ”Manuel Terapist” yetiştiren bir üniversite bulunmamaktadır. Bu yüzden fizyoterapistlerin lisans eğitimini tamamladıktan sonra katıldığı kurs ve seminerler ile kendilerini bu alanda geliştirmeleri ve güncel tutmaları büyük önem taşımaktadır.
Manuel Terapi özellikle; boyun-sırt-bel ağrıları; omuz-dirsek-el bileği ve kalça-diz-ayak bileği eklem yaralanmaları; bilek burkulması-bağ ligament kopması-kas yırtığı gibi sporcu yaralanmaları; gerilim tipi ve migren tipi baş ağrıları gibi durumlarda bünyesinde barındırdığı bir çok teknik kullanılarak uygulanmaktadır.
Mobilizasyon – Manipülasyon
Manuel Terapinin temel tekniklerinden biridir. Vücudumuzdaki ağrıların büyük çoğunluğu eklemlerimizin normal konumlanmasının herhangi bir sebeple bozulmasından kaynaklanır.
Örneğin mesleklerimizden; günlük yaşam aktivitelerimizinden veya alışkanlıklarımızdan dolayı vücudumuzun diğer parçalarına göre daha fazla kullandığımız bölgelerdeki eklemler; aşırı kullanmaya bağlı olarak; zaman içinde o eklemi çevreleyen yumuşak dokuların yıpranmasına ve aşınmasına bağlı (kas; ligament vb.) hasar görür ve dizilimleri bozulur.
Eklemlerin doğal dizilimini sağlamak ve o bölgedeki ağrıyı gidermek için mobilizasyon ve manipülasyon teknikleri kullanılır. Bunun için hasta doğru pozisyonlanmalı ve mobilize edilmek istenen ekleme yoğunlaşmak için diğer eklemlerin sabitlenmesi gerekir.
Vücudumuz ağrılı bir durum algıladığında o bölgeyi koruma altına almak ve bölgeye daha da zarar verecek olan tekrarlı hareketleri kısıtlamak için otonomik olarak aynı bölgedeki kaslarımız spazma girer ve eklemdeki problem çözülmediği sürece her ne kadar o bölgedeki kaslara masaj yapılsa da bu; durumu o bölgedeki dolaşımı artırmaktan daha ileriye götürmez; eklemdeki problem devam ettiğinden kaslar tekrardan spazma girer ve bu bir ağrı-spazm-eklem kısıtlılığı-ağrı kısır döngüsüne girer. Mobilizasyon ve/veya manipülasyon bilinçli şekilde uygulandığında ise uygulanan bölgedeki eklemlerin hareket açısı artar ve ilgili vücut parçasına daha geniş ve ağrısız bir hareket alanı sağlar.
Bu tip sebeplerden ötürü mobilizasyon / manipülasyon manuel terapinin temel bileşenlerindendir.
Yumuşak Doku Teknikleri
Kaslarımız; ligamentlerimiz; tendonlarımız; sinir hücrelerimiz; deri ve fasyalarımız vücudumuzda yumuşak dokulardan oluşan yapılarımızdır. Bu oluşumların herhangi bir şekilde bütünlüğü bozulduğunda iyileşme süreci başlar. Bu süreçte uygun yumuşak doku mobilizasyon teknikleri uygulanmazsa yeni konnektif doku hücreleri düzensiz bir şekilde dizilim oluşturur ve sonrasında yapışıklık; spazm; ilgili eklem hareketlerinde kısıtlılık ve ağrı gibi semptomlar oluşur.
Yumuşak doku teknikleri arasında; Tetik nokta terapisi; aktif gevşetme tekniği; transvers friksiyon; germe ve kuvvetlendirme egzersizleri; çeşitli masajlar vb yer almaktadır. Amaca yönelik yapılan bir masajın bir spazmı çözüp ağrıyı gidermesi en çok bilinen ve aşina olunan örneklerdendir.
Manuel terapinin en önemli komponentlerinden olan bu teknikler eklem mobilizasyonuyla kullanıldığında çok tatmin edici sonuçlar elde edilmektedir.