ÇAĞLARIN YARASI ENSEST
Bir çocuğun korunma; kollanma ve hayata hazırlanması gayet tabidir ki aile içinde başlar. Ebeveynlerin sağlıklı bireyler olmaları; ruh sağlığı düzgün bireyleri topluma kazandırmak açısından kaçınılmaz bir gerekliliktir. Aynı nedenle çocuklarımızı eğitmek yerine ebeveynliğe başlarken önce kendimizi eğitmemiz de elzemdir.
Peki ya ebeveynlerden biri korunup; kollanmak yerine taciz edilerek büyütülmüş ya da en az bir istismar olayına maruz kalmış ise ne olur?
Onun da istismar eden biri olması olasılığı nedir?
Taciz edilmiş çocuklar taciz eden yetişkinlere dönüşebilirler.
Durum bir yanı ile böyle iken diğer yanı ile çocuk sonraki tacizlere açık ve davetkâr hale gelebilir.
Tacize uğranılan yaş dönemi ve sonrasında verilen psikolojik desteğin çok büyük faydası olmak ile beraber; bütün çocuklarımız bu destekten faydalanabilecek kadar bile şanslı değillerdir.
Enseste maruz kalan çocuklardan çok az bir bölümünün bunu deşifre ettiğini ve bir yetişkine anlatabilecek noktaya gelene kadar da uzun yıllar aynı olayı defalarca yaşamak zorunda kaldıklarını biliyor muydunuz?
Zira ensest bir ‘’tabu’’dur. Kelime anlamı ile müsemma; yapılmaması; yapıldığı takdirde de açık edilmemesi gereken bir eylemdir. Çocuğun kendini suçlu hissetmesi de bundandır. Açık edip; yardım isteyememesinin sebebi ise; söylediğin de “Böyle şeyler konuşulmaz; yalan söylüyorsun vs.” gibi yanıtlar alabileceğini düşündüren ipuçlarını yetişkinlerin konuşma ve davranışların da önceden yakalamış olmasıdır.
Çocuklar o kadar saf ve temiz varlıklardır ki ebeveynler sağlıklı olduğunda asla kirlenerek büyümez; daima saflıklarını korurlar.
Çocuklarımıza bir başkası tarafından (baba; dede; amca vs. dâhil) dokunulması ve dokunulmaması gereken vücut kısımlarının öğretilmesi; çocuğun bunu anlayabilecek yaşa gelene kadar da gözetimimize ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Çocuğa yardım istemeyi ve ona istemediği bir şey teklif edildiğinde ne yapacağı; korkutulmadan öğretilmelidir.
Çocuk bize sinyalleri verir; önemli olan alt yazıları doğru okuyabilmektir.
Birden bire sinirli ve hırçın bir hal alıyor ise; yaşından beklenmeyecek derecede cinsellikle ilgileniyor ve davranıyor ise; içe kapanma ya da aşırı açılma gibi özellikler sergiliyor ise; deri yolma; tırnak yeme gibi önceden olmayan alışkanlıklar birden bire ortaya çıkmış ise; çocuk özellikle o yer ya da kişiden uzak durmak istiyor ise; aşırı baskı altında mecburen itaat eden bir görüntü sergiliyor ise; idrar ve dışkı kaçırma gibi semptomlar birden bire görülmeye başlıyor ise; çizdiği resimlerin içerikleri değişmiş; erken yaşta mastürbasyona başlamış ise; mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.
Kısaca; Dış bir etki çocuğun dünyasını alt üst etmediği sürece; çocuk durup dururken değişik davranışlar sergilemeye başlamaz.
Mikro düzeyde bunları anlattıktan sonra makro düzeyde toplumdaki yansımalarından da bahsetmenin faydalı olacağı kanısındayım.
Bir çocuk ailesinde güvensizlik yaşarsa; yaşam boyu insanlara güvenemez ve SUÇLULUK DUYGUSU ile yaşamaya adeta mahkûm edilir.
Toplum bunu duyduğunda infial oluşması kaçınılmazdır. Genellikle; infial olmasın diye aradaki çocuk harcanır.
Türkiye dünyadaki değerlerle bütünleşmiş lakin aile yapısına da bir o kadar değer veren bir ülke ama dedim ya tabu…
Bu tarz haberler basında yer aldığında çocukların ya da kadınların üzerinden değil; suçu işleyenin yüzü ve alacağı ceza üzerinden haber yapılmalıdır.
Evet; evet yanlış duymadınız onu bir anlamda deşifre edip; alması olası cezalar ve halkın ona uygulayacağı yaptırımlar deşifre edilmelidir.
Bunun sapkın bir davranış ve suç olduğu; sosyal toplum tarafından da en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği bir gerçektir.
Suça meyilli kişinin; mahpusda bile hücre arkadaşlarının dışladığı; itip kaktığı bir insan haline dönüşeceğini önceden bilmesi gerekmektedir.
Örnek: KENDİ ÖZ KIZININ HAYATINI HARCAYABİLEN BİR BABA; KENDİ HAYATININ da HARCANACAĞINA EMİN OLMALIDIR.
ÇUVALDIZIN UCUNU HER DAİM BEDENİNDE HİSSEDERSE BELKİ DE İĞNEYİ YAVRUCAĞA BATIRMAKTAN VAZGEÇER.
Toplumun gücünü unutmayalım; bananeci; bahaneci değil; YANLIŞIN KARŞISINDA BİRLEŞEREK; CAYDIRICI OLALIM.