Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kadınlarda Cinsel İstek Bozukluğu

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
KADINLARDA CİNSEL İSTEK BOZUKLUĞU

Cinsellik yaşamın doğal ve sağlıklı bir parçasıdır ve temel sevgi; ilgi; bakım; korunma; yakınlık ve başkalarınca kabul görme; benlik saygısının arttırılması gibi ihtiyaçların tatmini için temel bir araçtır. Bu noktada cinselliğin anlamı ve yaşanması açısından kadınlarla erkekler arasında birtakım farklılıklar bulunmaktadır. Kadınlardaki cinsel arzu ve uyarılma süreci; romantik ilişkinin özelliklerinden etkilenir ve kendiliğinden değil de belirli aşamalardan geçen bir süreç olarak değerlendirilebilir.

Cinsel istek; kişinin karşı cinsle ilişkiye girme arzusudur. Cinsel isteksizlik ise; kişinin yaşı ve yaşam koşulları dikkate alınarak; sürekli olarak ya da tekrarlayıcı bir biçimde cinsel içerikli düşüncelerin olmaması ya da az olması; cinsel konularda konuşmamak; cinsel etkinliği başlatmama ya da çok az başlatma; eşinin başlatma girişimlerine karşılık vermeme ve her türlü cinsel etkinliğe karşı ilgisizlik ya da hiç isteğin olmaması durumudur. Kadının cinsel eylemi oluşturacak ortamı hazırlama; oluşturma; cinselliği başlatma ile ilgili hevesi azalmış; cinsellikten soğumuş ve uzaklaşmıştır. Cinsel istek bozukluğu halk arasında "frijidite" ya da "cinsel soğukluk" olarak da adlandırılmaktadır.

Cinsel isteksizlik sorunu; kadınlarda erkeklerden daha fazla görülmektedir. Bu problem kadınların ortalama %33 ünde görülür. Ülkemizde Vajinusmustan sonra ikinci sıklıkta görülen cinsel sorunlardan biridir. Cinsel isteksizlik; ergenlik döneminden itibaren herhangi bir dönemde kendiliğinden başlayabileceği gibi yaşam koşullarındaki zorluklar; çocukların bakımı ve çocuk odaklı bir yaşam tarzı; gebelik korkusu; çocuk doğumu; dini ve ahlaki inançlar; bıkkınlık; eşcinsel eğilimler; eşle yaşanan sorunlar; eşinden ya da partnerinden kötü muamele görme; aldatılma; eşinden psikolojik; fiziksel ve duygusal şiddet görme; yas dönemi; stresli yaşam olayları; olumsuz beden imajı; depresyon; anksiyete; ilaç kullanımı; bedensel hastalıklar; vajinal enfeksiyonlar; istenmeyen evlilikler; kadının eşinin yanında kendini güvende hissetmemesi; cinsel ilişkinin rutinleşmesi; ilişki ile ilgili beklentilerinin karşılanmaması vb. sebeplere bağlı olarak sonradan ortaya çıkabilir. Cinsel isteksizlik sorununa genel olarak bakacak olursak; bir kısmının erkeklerden kaynaklandığı; bir kısmının kadınların kendilerinden kaynaklandığı ve bir kısmının da çevreden kaynaklandığı görülmektedir. Kadınların yaklaşık %1 lik kısmında gerçekten fiziksel bir problem vardır. Geri kalan %99 luk kısmın problemi tamamen psikolojiktir. Cinsel isteksizlik; genel bir sorun olabileceği gibi belli bir duruma ya da kişiye özgü olarak da ortaya çıkıyor olabilir.

Cinsel isteksizliği olan kadınlar çoğunlukla cinsel ilişkiyi kendileri başlatmaz ya da eşi tarafından başlatıldığı zaman gönülsüzce eşine katılabilir. Cinselliği; “Kadınlık vazifesi” olarak algılayıp eşlerini memnun etmek; cinsel olmayan gereksinimleri karşılamak (fiziksel rahatlama; duygusal yakınlık kurma); ilişkide yaşanan stresten kurtulmak ve evliliğin devamıyla ilgili problem yaşamamak için haz almasalar da yaşarlar. Dolayısıyla cinselliği bir araç olarak kullandıkları söylenebilir.

Yaşanmakta olan cinsel isteksizlik sorunu; tedavi edilmesi gereken ve edilebilen bir cinsel işlev bozukluğudur. Cinsel isteksizlik tedavisinde; cinsel isteksizlik sorunu organik nedenlerden kaynaklanıyorsa organik faktörlerin bulunup ortadan kaldırılması; sorun Psikojenik faktörlere bağlı ise ilişkideki çatışmaları ve ilişkinin dinamiğini gözden geçirmek; çiftler arasındaki kırgınlıkların çözümlenmesi; güven duygusunun artırılması; yanlış bilgi ve inanışların düzeltilmesi; çiftlerin genel ve cinsel iletişiminin artırılması; çiftin cinsellikle ilgili değer yargılarını; yanlış inançlarını düzeltmek; kadının cinsellikle ilgili suçluluk ve günahkârlık duygularıyla mücadele etmek ve kadının cinsel arzularıyla uyumlu ve doyumlu bir cinsel yaşamı sağlamaya çalışmak ön planda tutulması gereken konulardır. Bu tür vakalarda çiftlerin cinsel terapiye; aile terapisine yönlendirilmeleri uygun olacaktır. Bu sorunun bilincinde olarak kişinin mevcut cinsel etkinliği ile hedeflediği cinsel etkinliğinin birlikte değerlendirilmesi; cinsel işlevleri bozan psişik etkenlerin çözümlenmesi ve cinsel işlevleri olumlu etkileyecek etkenlerin eklenmesi; yeterli danışmanlık ve doğru bilgilendirme ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Önemli olan bu konuda uzman birine başvurulması ve sorunun üzerine cesaretle gidilmesidir.