Pedagoji Nedir
PEDAGOJİ
Pedagoji bilimsel alt yapısı olan bir disiplindir. İlk olarak Psikoloji; Felsefenin alt dalı olarak gelişim göstermiş; sonrasında ise yeni bir disiplin haline dönüşmüştür.
Pedagoji Antik Yunan Döneminde "Çocuğu okula getirip; götüren köle" anlamına gelmektedir. Bakınız Yunanca "ho Paidagogos"
Pedagoji Bilimi Eğitim ve Öğretim e yaptığı birçok ampirik araştırmalar sonucu hem Ailelere; hem Milli Eğitim Politikalarına (ki bu çok geniş bir anlam taşımaktadır; Örneğin: Öğretmenlerin nasıl ve hangi yöntemle bilgi transferini sağlayacağı; ölçme ve değerlendirme kritirleri; Ders anlatım didaktiği; Öğrenci Velileriyle Konuşma Kalıpları; Öğrenmenin nasıl gerçekleşeceği; ve Pedagojik Formasyon) aynı zamanda Devlet Politikalarına önleyici tedbirler alma konusunda uygulama alanları içerisinde önemli bir olanak sunar.
Pedagojinin çalışma alanları sadece çocuklarla değil; tüm bireylerle yaşam boyu sürmektedir. Fakat ağırlıklı konular arasında; Bebekler; Çocuklar Gençler ve Ailelere eğitimin her aşamasında katkıda bulunması bu disiplini bir çok Devlet için vazgeçilmez bir disiplin olarak kabul görmesine olanak vermiştir ki; Avrupada her üç yüksek öğretim gören bireyden 1 tanesi Pedagogdur. Pedagoglar çok geniş bir alanda çalışırlar; Örn: Mahkemelerde; Yetiştirme Yurtlarında; Zihinsel Engelli Bireylerin Eğitiminde; Televizyon Kanallarında Medya Pedagojisi Birimlerinde; Kliniklerde; Okullarda; Bağımlıların bulunduğu Kliniklerde; Devlet Eğitim Öğretim Teşkilatlarında; Ders Materyallerinin Denetlenmesinde; Zihinsel Engeli bulunan bireylerin Eğitilmesinde; Aile Danışma Ofislerinde ve Anne Baba Çocuk Ehliyeti Ofislerinde ve daha bir çok alanda hizmet sunmaktadırlar.
Bu disiplinin bağlı olduğu bir çok disiplin bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri; Eğitim Bilimi; Sosyal Pedagoji; Psikoloji (Sosyal Psikoloji-Gelişim Psikolojisi-Pedagoji Psikolojisi-Genel Psikoloji-Klinik Psikolojisi-Sosyoloji-Felsefe; en önemlisi Veri transferi için vazgeçilmez olan Deneysel Araştırma Yöntemleri; Ölçme ve Değerlendirme ve hepimiz için yaşama dayanağımız olan Hukuk. Bu modüller tamamlandıktan sonra birey Pedagog ünvanına sahip olur.
NOT: PEDAGOJİ BİR TIP DALI DEĞİLDİR VE PEDAGOGLAR TIP DOKTORU-PSİKİYATRİST DEĞİLLERDİR.
OSMANLI VE TÜRKİYE DE PEDAGOJİ
Üzülerek söylememiz gerekli olan koca bir bilgi hazinesinin ortada olmayışıdır. 600 Yıllık saltanat süren imparatorluğumuz bu disiplinin olmamasından dolayı araştırılamamakta ve günümüz yaşamsal sürecine entegre edilememektedir. Ki bu da özenti bir neslin oluşmasına ayrıca yozlaşma kültürüne olanak sunmaktadır.
Anadolu Pedagojisi gibi spesifik oluşumların olmadığı fakat büyük bir islam pedagojisinin var olduğunu görmezden gelemeyiz. Fakat bu konuda araştırmaların yapıldığı ancak bu değerlerin günümüz Aile Eğitim stillerine integrasyonunun başarısız olduğu; Devlet İstatistik Kurumunun Bağımlı Gençlerin Oranlarına baktığımız takdirde daha da anlaşılabilir olacağı malumdur.
ÜLKEMİZDE PEDAGOJİNİN DURUMU
Bir ülkenin geleceğinin güven altına alınabilmesi çocukların eğitilmesine (terbiye edilmesi ve Yetiştirlmesi) ne bağlıdır. Ülke ve toplum geleceği adına bu denli bir öneme sahip olan bu disiplin çocukların ruhsal; fiziksel zihinsel ve sosyal gelişimleriincelenmektedir. Pedagoji Bilimi de bu durumdan doğmuş olan bir bilim dalıdır. Pedagoji Bilimi çocukların duygusal; zihinsel ve de sosyal gelişimlerini inceleyerek ruh sağlığı hakkında bilgiler edinmeye çalışan bir bilimdir.
Doğumdan itibaren öncelikle ailede başlayan çocuk eğitimi (canlı eğitimi) devletler açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ailenin yanında devletler de çocukların yetiştirilmesinde-terbiye edilmesinde katkılar sağlamaktadır.
1980 yılında Pedagoji Bölümü kapatılmıştır. Daha sonrasında Pedagog olarak Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık mezunları Pedagog olarak görevlendirilmişlerdir. Fakat bu iki disiplinin birbirine eşdeğer olmadığı kesindir.
AVRUPA DA PEDAGOJİ
Avrupada Pedagoji Bilimi çok uzun yıllara dayanmaktadır. Fakat ilk eğitim teorisi Alman Filozof İmmanuel Kant tarafından tasarlanmıştır. Kant 18 yy. Avrupasında ilk kez küçük insanlar olarak nitelendirilen çocukları; ÇOCUK olarak kabul ettirmeyi başarmıştır. Ve ünlü cümlesi "CANLI EĞİTİMLE İNSAN OLUR" diyerek o çağın avrupasına damgasını vurmuş ve TABULA RASA yani boş bir kağıt kavramını öne sürmüştür. Ki bu teoriden sonra yine ünlü Alman Filozof HUMBOLDT tarafından halen Almanya da kullanılan Öğretim Teorisini hazırlayarak birçok ülkeye ilham kaynağı olmuştur.
ÖNEMLİ DÜNYA PEDAGOGLARI
Farabi
İbn-i Sina
Johann Heirich Pestalozzi (1721-1827)
Johann Christoph Friedrich GutsMuths (1759-1839)
Friedrich Fröbel (1782-1852)
Moritz Schreber (1808-1861)
Auguste Schmidt (1833-1902)
Carl Diercke (1842-1913)
Friedrich Paulsen (1846-1908)
Helene Lange (1848-1930)
Rudolf Steiner (1861-1925)
Maria Mentassori (1870-1952)
Janusz Korczak (1878-1942)
PauloFreire (1921-1997)
SONUÇ
En büyük temennimiz Devlet Büyüklerimizin bu bilim dalı için çalışmalar yaparak tekrardan bir başlangıç yapılabilmesidir. PISA Araştırmalarında 51. olmanın üzüntüsü içindeyiz. Bizler böyle bir atılımın gerçekleşmesi halinde elimizden gelen tüm desteği vermeye hazır bulunmaktayız. Ülkemizin koyduğu hedefler bu disiplinle yakından ilişiğe sahiptir. Rumi nin belirttiği gibi "İLİM TABİATIN HER KÖŞESİNDE SEN GÖRMESİNİ BİLİRSEN!" Farkındalıkla; Saygılarımızla...
Pedagoji bilimsel alt yapısı olan bir disiplindir. İlk olarak Psikoloji; Felsefenin alt dalı olarak gelişim göstermiş; sonrasında ise yeni bir disiplin haline dönüşmüştür.
Pedagoji Antik Yunan Döneminde "Çocuğu okula getirip; götüren köle" anlamına gelmektedir. Bakınız Yunanca "ho Paidagogos"
Pedagoji Bilimi Eğitim ve Öğretim e yaptığı birçok ampirik araştırmalar sonucu hem Ailelere; hem Milli Eğitim Politikalarına (ki bu çok geniş bir anlam taşımaktadır; Örneğin: Öğretmenlerin nasıl ve hangi yöntemle bilgi transferini sağlayacağı; ölçme ve değerlendirme kritirleri; Ders anlatım didaktiği; Öğrenci Velileriyle Konuşma Kalıpları; Öğrenmenin nasıl gerçekleşeceği; ve Pedagojik Formasyon) aynı zamanda Devlet Politikalarına önleyici tedbirler alma konusunda uygulama alanları içerisinde önemli bir olanak sunar.
Pedagojinin çalışma alanları sadece çocuklarla değil; tüm bireylerle yaşam boyu sürmektedir. Fakat ağırlıklı konular arasında; Bebekler; Çocuklar Gençler ve Ailelere eğitimin her aşamasında katkıda bulunması bu disiplini bir çok Devlet için vazgeçilmez bir disiplin olarak kabul görmesine olanak vermiştir ki; Avrupada her üç yüksek öğretim gören bireyden 1 tanesi Pedagogdur. Pedagoglar çok geniş bir alanda çalışırlar; Örn: Mahkemelerde; Yetiştirme Yurtlarında; Zihinsel Engelli Bireylerin Eğitiminde; Televizyon Kanallarında Medya Pedagojisi Birimlerinde; Kliniklerde; Okullarda; Bağımlıların bulunduğu Kliniklerde; Devlet Eğitim Öğretim Teşkilatlarında; Ders Materyallerinin Denetlenmesinde; Zihinsel Engeli bulunan bireylerin Eğitilmesinde; Aile Danışma Ofislerinde ve Anne Baba Çocuk Ehliyeti Ofislerinde ve daha bir çok alanda hizmet sunmaktadırlar.
Bu disiplinin bağlı olduğu bir çok disiplin bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri; Eğitim Bilimi; Sosyal Pedagoji; Psikoloji (Sosyal Psikoloji-Gelişim Psikolojisi-Pedagoji Psikolojisi-Genel Psikoloji-Klinik Psikolojisi-Sosyoloji-Felsefe; en önemlisi Veri transferi için vazgeçilmez olan Deneysel Araştırma Yöntemleri; Ölçme ve Değerlendirme ve hepimiz için yaşama dayanağımız olan Hukuk. Bu modüller tamamlandıktan sonra birey Pedagog ünvanına sahip olur.
NOT: PEDAGOJİ BİR TIP DALI DEĞİLDİR VE PEDAGOGLAR TIP DOKTORU-PSİKİYATRİST DEĞİLLERDİR.
OSMANLI VE TÜRKİYE DE PEDAGOJİ
Üzülerek söylememiz gerekli olan koca bir bilgi hazinesinin ortada olmayışıdır. 600 Yıllık saltanat süren imparatorluğumuz bu disiplinin olmamasından dolayı araştırılamamakta ve günümüz yaşamsal sürecine entegre edilememektedir. Ki bu da özenti bir neslin oluşmasına ayrıca yozlaşma kültürüne olanak sunmaktadır.
Anadolu Pedagojisi gibi spesifik oluşumların olmadığı fakat büyük bir islam pedagojisinin var olduğunu görmezden gelemeyiz. Fakat bu konuda araştırmaların yapıldığı ancak bu değerlerin günümüz Aile Eğitim stillerine integrasyonunun başarısız olduğu; Devlet İstatistik Kurumunun Bağımlı Gençlerin Oranlarına baktığımız takdirde daha da anlaşılabilir olacağı malumdur.
ÜLKEMİZDE PEDAGOJİNİN DURUMU
Bir ülkenin geleceğinin güven altına alınabilmesi çocukların eğitilmesine (terbiye edilmesi ve Yetiştirlmesi) ne bağlıdır. Ülke ve toplum geleceği adına bu denli bir öneme sahip olan bu disiplin çocukların ruhsal; fiziksel zihinsel ve sosyal gelişimleriincelenmektedir. Pedagoji Bilimi de bu durumdan doğmuş olan bir bilim dalıdır. Pedagoji Bilimi çocukların duygusal; zihinsel ve de sosyal gelişimlerini inceleyerek ruh sağlığı hakkında bilgiler edinmeye çalışan bir bilimdir.
Doğumdan itibaren öncelikle ailede başlayan çocuk eğitimi (canlı eğitimi) devletler açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ailenin yanında devletler de çocukların yetiştirilmesinde-terbiye edilmesinde katkılar sağlamaktadır.
1980 yılında Pedagoji Bölümü kapatılmıştır. Daha sonrasında Pedagog olarak Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık mezunları Pedagog olarak görevlendirilmişlerdir. Fakat bu iki disiplinin birbirine eşdeğer olmadığı kesindir.
AVRUPA DA PEDAGOJİ
Avrupada Pedagoji Bilimi çok uzun yıllara dayanmaktadır. Fakat ilk eğitim teorisi Alman Filozof İmmanuel Kant tarafından tasarlanmıştır. Kant 18 yy. Avrupasında ilk kez küçük insanlar olarak nitelendirilen çocukları; ÇOCUK olarak kabul ettirmeyi başarmıştır. Ve ünlü cümlesi "CANLI EĞİTİMLE İNSAN OLUR" diyerek o çağın avrupasına damgasını vurmuş ve TABULA RASA yani boş bir kağıt kavramını öne sürmüştür. Ki bu teoriden sonra yine ünlü Alman Filozof HUMBOLDT tarafından halen Almanya da kullanılan Öğretim Teorisini hazırlayarak birçok ülkeye ilham kaynağı olmuştur.
ÖNEMLİ DÜNYA PEDAGOGLARI
Farabi
İbn-i Sina
Johann Heirich Pestalozzi (1721-1827)
Johann Christoph Friedrich GutsMuths (1759-1839)
Friedrich Fröbel (1782-1852)
Moritz Schreber (1808-1861)
Auguste Schmidt (1833-1902)
Carl Diercke (1842-1913)
Friedrich Paulsen (1846-1908)
Helene Lange (1848-1930)
Rudolf Steiner (1861-1925)
Maria Mentassori (1870-1952)
Janusz Korczak (1878-1942)
PauloFreire (1921-1997)
SONUÇ
En büyük temennimiz Devlet Büyüklerimizin bu bilim dalı için çalışmalar yaparak tekrardan bir başlangıç yapılabilmesidir. PISA Araştırmalarında 51. olmanın üzüntüsü içindeyiz. Bizler böyle bir atılımın gerçekleşmesi halinde elimizden gelen tüm desteği vermeye hazır bulunmaktayız. Ülkemizin koyduğu hedefler bu disiplinle yakından ilişiğe sahiptir. Rumi nin belirttiği gibi "İLİM TABİATIN HER KÖŞESİNDE SEN GÖRMESİNİ BİLİRSEN!" Farkındalıkla; Saygılarımızla...