İletişim; düşünme ve görüşlerin sözlü olarak karşılıklı alışverişidir. Günlük sosyal hayatın; insanlar; gruplar ve toplumlar arası ilişkilerin temelini iletişim kavramı oluşturmaktadır. İletişimi kısaca “bilgi üretme; aktarma ve anlamlandırma süreci” olarak tanımlanmaktadır Genel anlamda iletişimin gerçekleşmesi için iki sistemin varlığı ve bu sistemler arasında bir alış-veriş şart koşulmaktadır. Bu sistemler iki insan ; iki hayvan yahut iki makine olabileceği gibi bir insan bir hayvan veya bir insan bir makine de olabilir. Yani iletişimin gerçekleşmiş olabilmesi için; bizim başkalarını;başkalarının da bizi anlaması gerekmektedir.
Bir ilişkideki sorunlar arasında eşler arası iletişim süresi ve kalitesinin eksikliği; aileleri ile olan ilişkileri; toplumsal hayata yönelik davranış ve hissedişleri; ekonomik sorunlarla başa çıkabilmeleri; mesleki durumları sorunlarını çözmede kullandıkları yollar ve cinsel hayatlarındaki yetersizlikler ve uygunsuzluklar sayılabilir. Bu sorunların arasında iletişim eksikliğinin yerinin çok önemli olduğunu; eğer uygun iletişim yolları kullanılırsa diğer sorunların da bu sayede azalabileceğini göz ardı etmemek gerekmektedir. Eşlerden birinin diğerini kendi isteği doğrultusunda değiştirmeye; kısaca kendi zihnindeki kalıba sokması ilişkide problemlerine; anlaşmazlıklara yol açan diğer faktörlerdir.
Eğer çiftleri oluşturan bireylerden biri diğerinin haklarını çiğniyorsa; onun özgürlük alanına müdahale ediyorsa; kararlar sürekli tek tarafın isteği doğrultusunda alınıyorsa; ilişkide anlamsız gururlar söz konusuysa ilişkiler çıkmaza girmektedir. Her kurum gibi; duygusal ilişki de demokratik bir şekilde yürütülmelidir. Eşlerden birinin diğerini kendi isteği doğrultusunda değiştirmeye; kısaca kendi zihnindeki kalıba sokması ilişkide problemlerine; anlaşmazlıklara yol açan diğer faktörlerdir. Uyum her iki eşin tabii olarak bazı davranışlarını değiştirmesiyle mümkün olsa da temel özelliklerin değişmesi ise ya hiç mümkün olmamakta ya da az bir kısmı zamanla değişebilmektedir.
Mutlu ve uyumlu çiftlerin; birbirlerini olduğu gibi kabul eden; seven ve onaylayan çiftler olduğu söylenebilmektedir. Eşini değerli ve onurlu gören; onu olduğu gibi kabul eden ve kendi sınırlarının farkında olan; sürekli etkileşim ve dayanışma içinde olmaktan çekinmeyen; olgun bireylerin eşleri ile sağlıklı iletişim içine girebileceği söylenmektedir. Böyle kişiler gerçekçi olmaya özen gösteren; kendi bencil sınırları içine kapanıp kalmamaya özen gösteren bireylerdir.
Eşlerin birbirleriyle kurdukları sözel ve vücut dili olan iletişim; birbirleriyle az konuşmaları; dertlerini paylaşamamaları gibi; yetersiz ve kalitesizse ilişkide sorunlar başlayabilmektedir. Eşler birbirleri yanında ağlayabilmeleri; sevgilerini her şekilde dile getirmeleri iletişim açısından önem taşımaktadır. “Seni seviyorum” demenin sözel olmayan yollarını da kullanarak (ufak bir hediye; değişik bir yemek; ona yollayacağınız güzel bir yazı ya da resim; eşinizin sevdiği bir demet çiçek; hafta içi ya da sonu birlikte yapacağınız ufak bir gezi vb.) ilişkide sevgi bağını kuvvetlendirmek açısından değerli bulunmaktadır. Eşlerin birbirlerine sadece kendilerine ait; birbirlerinin hoşuna giden bir takım güzel hitaplarla ( bir tanem; aşkım vb) seslenmeyi alışkanlık haline getirmesi de ilişkide olumlu bir atmosferin oluşmasını sağlamaktadır.
Terapide çiftlerin iletişim problemlerinin kaynaklarına bakılarak; içi ve dış yapılarıyla ilişkisi takip edilmekte; yeniden daha işlevsel iletişim becerileri kazandırılma hedeflenmektedir. Sağlıklı iletişim kurabilmek; kendini ifade edebilmek sadece aile ilişkilerinde değil iş; sosyal çevre ilişkilerinde de stresi azaltan pozitif bir yaşantı getiren bir beceridir.