Mutluluk; öznel iyi oluş yaşam dönemlerine göre farklılık gösteren bir olgudur. Çocukluk döneminde insanları mutlu eden etmenler yetişkinlikte farklılaşmaktadır. Kişilerin yaşam döngüleri boyunca gelişimsel görevlerini tamamlamaları ve ihtiyaçlarının karşılanması mutluluğu; öznel iyi oluşu da beraberinde getirmektedir. Bu bölümde gelişim dönemlerine göre mutluluğun aşamalarından bahsedilmektedir.
Doğumdan ilk iki yıla kadar olan dönemi bebeklik olarak ifade edecek olursak; bu dönemde bebeğin mutlu olması kendi dışındaki faktörlere bağlıdır. Anne baba veya bakım veren kişinin olumlu tutumu; bebeğin ihtiyaçlarını karşılaması bebeğin mutluluğu üzerinde pozitif bir etkiye sahiptir. Bu dönemde ve ilk çocukluk döneminde çocukların mutluluklarını etkileyen en önemli faktörler; anne baba tutumları; çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması; güvenli-güvensiz bağlanma ve sağlıklı-sağlıksız aile yapısıdır.
İlk çocukluk dönemi 3-6 yaş olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde çocuklarda fiziksel; psikomotor gelişimin yanı sıra bilişsel gelişim de hızla ilerlemektedir. Çocukların duyguları da bu dönemde oldukça farklılaşmaktadır. Özerkliğe karşı utanç ve girişimciliğe karşı suçluluk evrelerinden geçerek çocuklar kimlik gelişimlerini geliştirmeye başlarlar. Çocuklar bu dönemde gelişim görevlerini tamamladıklarında mutluluk düzeyleri de artmaya başlar.
Okul çağı dönemi 7-12 yaş dönemini kapsamaktadır. Bu dönem çocukların yaklaşık olarak beş ve yedi buçuk kilo aldıkları boylarının da iki buçuk uç santimetre uzadığı dönemdir. Bu dönem çocukların somut işlemler dönemine denk gelmektedir. Sınıflama sıralama gibi becerilerin kazanıldığı dikkat suresinin uzadığı bir dönemdir. Akademik başarı gelişimsel bir görev olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocuklar gelişimsel olarak başarı duygusunu yaşamak için güdülenmişlerdir. Başarı duygusunu yaşayamadıklarında ise aşağılanmış ilk duygusu ortaya çıkabilmektedir. Bu gelişim görevlerini yerine getirmek çocuklar için önemli mutluluk nedenleri arasında yer almaktadır.
Bu dönemde anne babalar hala önemlidir. Anne babalar çocuklarının ödevlerini yapıp yapmadıklarını; arkadaşları ile olan ilişkilerinin niteliğini; okula uyum sağlayıp sağlayamadıklarını kontrol etmek durumundadırlar. Bu kontroller ne kadar sağlıklı bir şekilde yerine getirilirse çocukların gelişimleri de o derece sağlıklı olarak gelişmektedir. Ebeveynlerin çocuklarına sağlamış oldukları desteğin onların gereksinimleri karşılayarak onlar ile nitelikli ilişkiler kurarak mutlu olmalarını sağladıkları düşünülmektedir.
Ergenlik dönemi gelişim açısından çok yönlü değişimlerin olduğu bir dönemdir. Fiziksel; ahlaki; bilişsel; sosyal ve duygusal açıdan pek çok gelişme görülmektedir. Bu gelişimlerin doğası ile ergenlerin mutluluk düzeyleri arasında önemli ilişki vardır. Bu sebeple ergenlik dönemi özelliklerinin iyi bilinmesi ergenlerin mutluluk düzeylerini anlamada önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gelişim dönemleri ele alındığında ergenlik dönemi yoğun gelişimsel stresin yaşandığı dönemdir. Özellikle hızlı fiziksel gelişim; buna paralel olarak davranışları düzenleme; soyut düşünce ile birlikte yeni sorulara çözüm bulmaya çalışma ve en önemlisi kimliğini ortaya koyma çabası; uyum sağlanması gereken stres kaynaklarıdır.
Beliren yetişkinlik olarak da ifade edilen bu dönemde ergenlik döneminden çıkan kişi yetişkinliğe adım atmış ve artık bir genç yetişkin olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemde en önemli gelişim görevleri olarak; eş ve iş seçimi karşımıza çıkmaktadır. Bu gelişim görevleri ni yerine getirmesi için çeşitli denemelerde bulunması gerekmektedir. Bu denemelerin sonucunda kişi kimliğini göstermektedir. Bu kimlik gelişimi dönemini başarı ile yerine getiren genç yetişkinler için bu durum önemli bir mutluluk sebebidir.
40-65 yaş arası orta yaş dönemi olarak ifade edilmektedir. Orta yaş döneminde en önemli gelişim görevi üretkenliktir. Orta yaş dönemindeki bir kişi hem iş ortamında hem de aile ortamında üretken olmaya dikkat etmektedir. Eğer çocuklar varsa onların büyüme ve gelişmeleri için özveri göstermelidirler. Bu gelişim görevlerini başarı ile yerine getirmek ise orta yaş dönemindeki bireyi mutlu etmektedir. Gelişim görevini yerine getiremeyen kişi verimsizlik duygusu yaşamakta ve mutsuz olmaktadır.
Yaşlılık döneminde fizyolojik sosyolojik ve psikolojik değişimler meydana gelmektedir. Bu durum da yaşlıların mutluluk düzeylerini etkilemektedir. Yaşlılık döneminde kayıplar ve kazançlar olabilmektedir. Kişi bu iki durumu dengelediğinde mutluluğa ulaşabilmektedir. Türkiye de yapılan bir araştırmada yaşlıları mutlu etmek için bir model geliştirilmiş ve bu model test edilmiştir. Bu modelde yaşlıların yalnız kaldıkça daha fazla mutsuz oldukları görülmüştür. Yaşlılar bu dönemde kayıplar yaşamakta ve kontrol duygusunu yitirmektedirler. Bu kayıplar karşısında hayatlarını kontrol edebilmeleri noktasında olumlu düşünceler elde etmeleri sağlamak onları mutlu edebilmektedir. Bu dönemde bireylerde yaşamlarını değerlendirme ön plandadır. Yaşlı bireyler benlik bütünlüğüne ulaşıp ulaşamadıklarına bu dönemde karar vermektedirler. Karar sürecinin olumlu olması paylaşımı; bütünlüğü; umudu; öğretimi ve onaylamayı ortaya çıkarmaktadır. Eğer olumsuz ise üzüntüyü; kederi; umutsuzluğu; pişmanlığı ve değersizliği ortaya çıkarmaktadır.
Yelda YAVUZ
Uzm.Psikolojik Danışman/Aile Danışmanı