Cinsellik; haz alıp haz vermek amacıyla ruhun ve bedenin paylaşılmasıdır. Sağlıklı bir hayatın devam etmesi için gerekli olan en temel yaşam kaynaklarındandır. İki insanın birbirinde eriyerek kendini bulduğu; yakınlaşmanın arttığı; sevginin ve şefkatin çoğaldığı; bedensel ve ruhsal olarak rahatlamanın sağlandığı bir ilişki biçimidir cinsellik. İlişkilerde ve evliliklerde yaşanan problemlerin cinsel hayata yansıdığı; cinsellikle ilgili yaşanan problemlerinde günlük yaşama yansıdığı sık karşılaşılan bir durumdur. Cinsel yaşama dair şikayetlerle gelen danışanlarımızı değerlendirdiğimizde; problem başlangıç döneminde eşlerden birine ait gibi görünse de sonrasında ilişkinin problemine; evliliğin problemine dönmektedir. Cinsel terapide; yaşanan sorunların nedenselliği ortaya konmakta; cinselliğe ve ilişkiye dair psikoeğitim yapılmakta; duygusal ve cinsel yaşam yeniden yapılandırılmaktadır. Bu süreçte çiftler öncelikle kendilerini sonrasında ilişkilerini yeniden keşfetmektedirler.
Cinsel hayatta yaşanan problemler erkeklerde güçsüzlük; yetersizlik; aşağılanma; beklentileri karşılayamama; çaresizlik gibi duygularla dayanılması güç durumlar oluşturduğu gibi; kadınlarda sevilmeme; eksiklik duygusu; değersizlik duygusu; terk edilme korkusu; kırılmalar ve incinmeler sonucunda mutsuzluğun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bireysel hayatlarında taşıdıkları bu duygular istenmese de ilişkinin ve evliliğin atmosferine bulaşıp; tadını tuzunu kaçıran bir durum olmaktadır.
Nedenlerine kısaca değinecek olursak;
Geçmiş olumsuz yaşantılar: Çocukluk dönemlerinde yaşanan cinselliğe dair travmalar; cinsel gelişimin olduğu dönemlerdeki ihmal ve istismar durumları; cinselliğe dair olumsuz duygu hissetmesini sağlayacak yaşantılara tanık olması; cinselliğe dair yoğun suçluluk yaşatacak deneyimler; yakalanma korkusuyla gizli yapılan mastürbasyon denemeleri gibi olayların etkileri olmaktadır.
Cinselliğe dair yanlış inançlar: Cinsel kimliğin oluşması adına kritik olan dönemlerde yanlış bilgi kaynaklarının kullanılması; cinselliğin kötü birşey olduğu düşüncesi; içinde bulunduğu ailenin cinselliği reddedip yok sayması; ilk ilişkinin yaşanma biçimine dair çok acı çekildiği-çok zor olduğu-çok kan akacağı gibi yanlış inançlarının olması; cinsel hayattaki performansına göre erkekliği değerlendirme gibi yanlış inançlar yer almaktadır.
Bilinçdışı korkular : Zihnin cinselliği kötü bir şey olduğunu düşünmesi; cinsellikle iki tarafında yapmaması gereken bir şeyi yaptığına dair bilinçdışı inancı ve bundan dolayı cezalandırılacağı korkusu; suçluluk duygusu; cinsellik sırasında huzursuzluk ve isteksizlik; cinsellikte rahat edememe gibi durumlar görülebilmektedir.
Diğer sorun alanlarına göre çok daha yüksek oranda iyileşme sağlayarak yüz güldürücü sonuçlar ortaya koyan cinsel terapi; sağlıklı ve doyurucu bir cinsel yaşama kavuşmanızı sağlayarak ilişkinizin ve evliliğinizin temel duygusunu değiştirmenize yardımcı olacaktır.
Yaşanan problemin kaynaklarına; gelişimine; şiddetine; danışanın terapi sürecindeki değişime uyum gösterme kapasitesine; danışanın çabasına ve azmine; partneriyle olan duygusal ilişkisinin dinamiklerine ve destekleyici çevresel etmenlerin varlığına göre terapi süreci şekillenmektedir. Terapi süreci sorun alanının özelliklerine; uygulanacak yöntem ve tekniklere göre haftada iki-üç seanslık periyotlarla gerçekleştirilmektedir. Cinsel yaşamla ilgili sorunlarınızı aştıktan üç ay sonra takip seansı gerçekleştirilmekte; sağlıklı bir duygusal ilişkiden doğan doyurucu cinselliğe ulaştığınızı hissettiğinizde süreç sonlandırılmaktadır.
Çalışma alanlarına bakacak olursak:
Erkek cinsel işlev bozuklukları
- Erken boşalma
- Sertleşme problemleri
- Cinsel istek eksikliği
- Geç boşalma
- Hiperseksüalite
- Cinsel tiksinti bozukluğu
Kadın cinsel işlev bozuklukları
- Vajinismus
- Disporani
- Cinsel istek eksikliği
- Cinsel tiksinti bozukluğu
- Hiperseksüalite
Cinsel hayatı olumsuz etkileyecek geçmiş yaşantılar
- Cinselliğe dair bilinçdışı korkular
- Cinsel taciz veya tecavüz öyküsü
konuları sık karşılaşılan problemlerdendir.