YEMEK YEME DUYGULARIMIZI DÜZENLİYOR OLABİLİR Mİ
Gündelik hayatımızda çoğu kişiden “Mutsuzsan çikolata ye; mutluluk hormonu salgılatır; çikolata mutluluk verir” gibi sözleri duymayanımız yoktur belki de... Bu yüzden de mutsuz; hüzünlü ve hatta depresyonda olan ya da olduğunu düşünen çoğu kişi mutluluğu çikolatada; şekerli; karbonhidratlı gıdalarda aramaktadır. Bu durum da araştırmacıları harekete geçirerek yemenin pozitif veya negatif duygulanıma etkisini araştırmaya yöneltmiştir. Araştırmadan çıkan ilk sonuca göre ise bu davranışı gösteren; yani mutluluğu ve rahatlamayı karbonhidratlı besinlerde arayan bireylerde yeme ile uyarılan ödül sisteminde normal olmayan bir durum gözlemlemişlerdir. Bu araştırmada yemenin olumsuz duygulanımı azalttığı ve olumlu duygulanımı arttırdığı düşünülen ergenler 3 yıl boyunca incelenmiştir. Bu süreçte olumlu duygulanım geliştiği düşünülen ergenlerde böyle düşüncesi olmayan ergenlere göre daha fazla tıkınırcasına yeme davranışı geliştiği görülmüştür.
Diğer bir araştırmadan bahsedecek olursak fazla kilolu olan bireylerde anksiyete ve depresyon gibi negatif duyguların varlığında yeme davranışı üzerinde bireyin kontrolünü kaybettiği ve buna bağlı olarak da tıkınırcasına yeme davranışının tetiklendiği görülmüştür. Bununla birlikte tıkınırcasına yeme bozukluğu olan kişilerde kaygı ve depresyonun görülme sıklığı da dikkat çekmiştir. Bu olumsuz süreçlerin ise tıkınırcasına yeme bozukluğunu önemli oranda tetiklediği düşünülmektedir. Çünkü bireyin duygu durumundaki değişiklikler onu beslenmeye yöneltmektedir yani böyle bireylerin beslenmeyi bir kaçış olarak görebilecekleri üzerinde durulmaktadır.
Bu durumda ise çoğu kişinin aklına şu soru gelmektedir "Peki neden bazı bireylerde mutsuzluk durumunda yeme isteği tetiklenirken bazılarında böyle bir duygu yaşanmamaktadır?" Bu durumu ise şöyle açıklayabiliriz; Çünkü düşük kilolu veya normal kiloda olan kişiler olumsuz duygusal durumlarda daha az yemek yerler. Diğer yandan fazla kilolu kişilerin ise negatif duygu durumlarında bu durumdan kaçınmayı yemekle bağdaştırdıkları için daha fazla yemek yediği görülmüştür. Bu konu ile ilgili yapılan bir araştırmada obez ve tıkınırcasına yeme eğilimi olan kadınlara dram ve hüzün ağırlıklı bir film izletilmiştir. Bu dram ve hüzün ağırlıklı filmi izleyen kadınlarda filmi izledikten sonra negatif duygulanıma bağlı olarak çikolata yeme eğilimlerinin olduğu saptanmıştır. Bunun nedeni ise çikolatanın karbonhidrattan zengin gıdalardan olmasıdır. Çünkü karbonhidrattan zengin bu gıdalar tüketildikten 1-2 saat sonra kana karışmaları ile birlikte kan şekerini arttırır; bunun sonucunda da öfke ve gerilim gibi duyguların yatıştığı ve bireylerin rahatladığı görülmüştür. Bu rahatlamanın verdiği etki ile de bireyler daha sonraki negatif duygu durumu değişikliklerinde bu besinleri kaçış yolu olarak görerek tüketmeye devam ederler. Bu duygu durumu ve besin tüketimi döngüsü ise devamında obezite veya diğer beslenme davranış bozukluklarını beraberinde getirebilmektedir.
Sonuç olarak yeme sırasında ortaya çıkan duygusal değişiklikler yeme davranış şeklini ve yaklaşımını değiştirmektedir. Bazı bireylerde ise ortaya çıkan bu duygusal değişiklikler tıkınırcasına yeme davranışı veya obezite gibi psikopatolojik süreçle sonuçlanabilmektedir. Bu yüzden böyle davranışa eğilimi olan bireylerde beslenme uzmanı ile birlikle klinik psikolog ve psikiyatristlerinde tedavi ekibinde olmaları gerekmektedir.
Diyetisyen/ Beslenme Uzmanı/ Psikolog
Gözde Patlak