Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Sistemik Çift Terapisi / İntikam ve Misilleme

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
İntikam ve Misilleme

Uzun süreli ilişkilerde hep karşılıklı yaralanmalar oluşmaktadır. Bu elbette ilişkinin bir parçası ve bundan kaçınmaya çalışmak delilik olacaktır. Ancak bu yaralanmalar ile nasıl baş edildiğini anlamaya çalışmak farklı ve heyecan vericidir. İntikam ve misilleme arzumuz ile nasıl başa çıkıyoruz?

Bazı insanlar diğerlerinin onları uğrattıkları yaralanmaları yıllarca hesaplarında biriktirirler. Hesap durumu; “ihtiyaç kredisi” bile tamamen çekilecek kadar eksiye düşmüşse- aynı hesaplardaki gibi- bir fesih; yani ayrılık söz konusu olmaktadır. Burada güvensiz olan şey ise; partnerin sıklıkla bu hesaptan haberdar olmamasıdır. Böylece bunu son yıllarda dengelemek için hiçbir fırsatı olmamıştır ve sıklıkla bu zaten istenmemektedir de. Ayrılık onun birdenbire karşısına çıkmaktadır.

Aniden tüm borçlar masanın üzerinde belirir. “.. ben hamileyken beni yüzüstü bırakmıştın.” veya “..beni 15 yıl önce aldatman; benim için hala çok ağır bir yük.” Bunlar tabi ki gerçekten ağır suçlamalar ve belki de diğeri gerçekten suçluydu. Fakat bir şeylerin geri alınamadığı da açıktır. Burada ne yardımcı olur?

Kötü olmak için fazla iyi

İnsanlar yaralandığında bazen geri vurma durumunda olamayabiliyorlar. Bunu fiziksel olarak değil; daha çok “göze göz ve dişe diş” biçiminde kastediyorum. Böylelikle kurbana dönüşürler. Tüm öfkelerinden ve intikam isteklerinden vazgeçip; bunları içlerinde en derine gömerler. Ancak bu olanları asla unutmazlar.

Bunun altında sıklıkla çocuklukta verilen bir söz bulunur. Kendilerine o dönemde babaları veya anneleri veya gözlerinde kim “kötü” ise; hiçbir zaman onun gibi olmamaya yemin etmişlerdir. Fakat kendileri de iyi değillerse; sadece iyi kalabilmek için kendilerini kasıyorlarsa? Diğeri ise sinirlenir! Hatta gittikçe daha çok öfkelenir ve bastırılan öfkesini partnerinde uygular. Nihayetinde bunu; karşısındaki görebilsin diye yapar.
Bu cümleyi lütfen yanlış anlamayın. Bu; onun yaptıklarından ötürü suçlu olduğu anlamına gelmez! Çünkü burada suçluluk sorgusu söz konusu değildir. Bir suç işlendiyse; tabi ki de dava edilmelidir. Nedeni ne olursa olsun; herkes elbette kendi eylemlerinden kendisi sorumludur. Fakat burada söz konusu çift olarak birlikte yaşadığımız için karşılıklı olarak verdiğimiz yaralardır. Ve bu bir çözüm arayışıdır.

Dengeleme

Biri gerçekten pişman olduğu bir hata yapmışsa; o zaman bir denge de oluşturmak istiyordur. Bu tamamen doğal bir ihtiyaçtır; çünkü gerçekleştirdiğimiz suçu bilmek bize eziyet verir. Bu dengeleme ancak her iki kişiyi de gerektirir. Birinin kendi acısını göstermeye açık olması ve diğerinin de bu acıyı görmeye açık olması gerekmektedir. Sonrasında bir denge beklenebilir ve kabul edilebilirdir. Bu başarılırsa eğer; ilişkiyi yeni;
daha ilginç bir seviyeye; yani göz hizasına almak mümkündür. Her ikisi de aniden eşit partnerler olarak birbirleriyle karşılaşırlar.

Böyle bir dengeleme somut olarak nasıl görünür? Biraz önceki örneği ele alalım. Kişi 15 yıl önce aldatıldığı için hala sinirli. O dönemlerde bunun hakkında konuşmayı bırakmış ve partneri de onu bir daha aldatmamıştır; ama öfkesi hala sürmektedir. Partner de elbette kendisine; bu suçlamaların artık ne zaman son bulacağını sorar. “Özür dilerim ve bir hataydı; ama artık bunun da bir sonu olmalı.”

Şimdi sadece onun; partnerinden benzer şekilde zor bir şey istemeye açık olması iyi olabilir. Konu ondan öç almak ve onu geri aldatmak değil; asıl mesele sükunetle bu konuyu ele almaktadır. Denge; örneğin önümüzdeki 3 ay boyunca şikayet etmeden yemekleri yapması olabilir; çünkü partnerinin yemek yapmaktan nefret ettiğini biliyordur. Veya ona alışverişlerde tam zamanlı eşlik etmelidir. vs...

Burada çiftin; ilişkileri için birlikte çözüm aramaları gerekmektedir; ancak böylelikle sonsuza dek “izleri” kalsa da en ciddi yaralanmalar iyileşebilir. Ama aynı bedenin yaşamda yaralanmaları olmadan ilerleyemeyeceği gibi ilişkiler de bunlarsız olamaz ve tam da bedende olduğu gibi