Son zamanlarda sokağa çıkarken “Acaba gideceğim yerde bomba
patlar mı?” ; “Terör saldırısı olabilir mi?” ; “Yakınlarımda bomba patlar mı?”
; “Kalabalık bir yerde işim var ama gitsem mi gitmesem mi?” gibi sorular maalesef çoğumuzun aklından geçiyor… Yaşanan terör olayları hepimizi psikolojik olarak büyük oranda etkiledi. Kendimizi çoğunlukla güvende hissetmiyor; huzursuz hissediyoruz. Hayatımızı devam ettirirken psikolojik olarak zorlandığımız bir gerçek. Belki eskisi kadar rahat dışarıya çıkamıyor; belki çıksak da endişe duyuyoruz. Diğer yandan da biliyoruz ki hayat devam ediyor ve bu duruma adapte olmamız gerekiyor. Çoğumuz hayatımızı devam ettirebilmek için sabahları sokaklara nazaran daha güvenli olduğunu düşündüğümüz evlerimizden çıkıp toplu taşıma araçlarıyla işlerimize doğru yol almak zorundayız. Yani terörle aynı zamanda psikolojik olarak da mücadele etmemiz gerekiyor.
Kaygı; çoğunlukla belirsizlikten kaynaklanmaktadır. Kişi;
kontrol edemediği ya da öngöremediği olaylar karşısında endişe duyar. Terör;
kişilerin önceden kontrol edemeyeceği ya da öngöremediği zamanlarda
gerçekleştiği için kişi daha önceden beklemediği ve öngörmediği bir durumla
karşı karşıya kalır. Bu durumda kaygı ve stres en yoğun yaşadığımız duygudur. Çünkü duruma hazırlıksız yakalanmışızdır ve bu durumu kontrol edebilme imkanımız yoktur. 15 Temmuz’da yaşadığımız darbe girişiminde hiçbirimiz durumun gerçekleşme ihtimalini önceden bilmiyorduk. Bazılarımız evimizde bazılarımız sokaklarda bir anda uçan F16 sesleri ve yaşanan askeri yoğunluk karşısında endişeye kapıldık. Olayları öngöremediğimiz ve net bir bilgiye sahip olmadığımız için kaygı ve stres duygusunu yaşadık. “Acaba savaş mı çıkıyor?”; “Özgürlüğümüz elden mi gidiyor?”; “Evden çıkamayacak mıyız?” ; “Yeterince yiyeceğimiz var mı?” ; “Sevdiklerimize ulaşamayacak mıyız?” gibi endişe dolu sorularla durum hakkında net bir bilgiye erişene kadar geçen birkaç saat yaşadık. Bu kaygı hali; bazı insanlar için atlatılması daha kolay iken bazılarımız için daha zor olabilir. Her insanın psikolojik durumlarla başa çıkabilme boyutu aynı değildir. Peki ama bu durumla nasıl başa çıkacağız? Yaşadığımız kaygıyı en aza indirebilmek için neler yapabiliriz?
Terör korkusunu yenme sürecinde; kendimizi yanında daha
güvende hissettiğimiz; bizi neşelendirdiğini ve sakinleştirdiğini düşündüğümüz
insanlarla; kendimizi strese sokmayacağımız bölgelerde (bu kişinin özel olarak daha güvenli olduğunu düşündüğü alanlara bağlı) zaman geçirmeliyiz. Bunun geçici bir süreç olduğunu bilmeli ve öncelikle yaşadığımız durumu
kabullenmeliyiz. Yaşadığımız kaygının belirsizlikten kaynaklandığının
bilincinde olarak geçici bir süre boş zamanlarımızda daha çok kontrol
edebileceğimiz durumlarda ve yerlerde yani kendimizi daha iyi; daha sakin
hissettiğimizi düşündüğümüz yerlerde zaman geçirmek etkili olacaktır. Gün
içerisinde bizi strese sokan endişeye kapıldığımız yerler veya durumlar
olabilir. Bu gibi durumlarda kendi kendimize telkinler vererek sakinleşmeyi
denemeliyiz. Sevdiğimiz ve bizi rahatlatan uğraşlara yönelmeli; örneğin kitap
okumak; sakin müzikler dinlemek; spor yapmak gibi fizyolojimizi de düzene sokan aktiviteler bu süreçte yardımcı olacaktır. Kendimizi mutlaka dışarı çıkıp
korktuğum yerlere gitmeliyim ve durumu normalleştirmeliyim diye strese sokmadan; bunun geçici bir süreç olduğunu bilerek ve bu durumu süreç içerisinde daha sakin olmamıza yönelik değerlendirirsek psikolojimiz açısından daha yararlı olacaktır. Tabii ki korkularımızın üzerine gitmeliyiz ama bunu doğru zamanda yapmalıyız. Önce ruh halimizi akut bir dönemden normal bir düzene sokup; daha sonra ikinci aşama olarak bunu gerçekleştirmeliyiz. Bu gibi durumlarda en zoru kişilerin durumları kabullenme aşamasını geçmektir. Kabullenme ve farkındalık
başladıktan sonra korkuyu yenmek hiç de zor değil. Önemli olan istemek ve
kendimizi zorlamadan; strese sokmadan küçük adımlar atmak.
Hepimizin hayatları çok değerli. Ülkece yaşadığımız psikolojik durumlar ortak. Evet maalesef ülkemizde son zamanlarda çok sayıda tatsız olaylar yaşandı ama bu her zaman böyle olacağı anlamına gelmiyor. Olumsuzluğa odaklanıp güzellikleri görmeyi kaybetmeyelim. Milletçe bir araya gelip zor günleri atlattığımız bu dönemde psikolojik olarak da birbirimize destek olalım…