Omega 3 yağ asitlerini sıkça duymaktayız; kalp damar sağlığı üzerindeki etkileri; kanser; iştah; beyin gelişimi üzerine ve bilişsel fonksiyonlar üzerindeki olumlu etkileri saymakla bitmez. Peki omega 7 yağ asitlerini daha önce hiç duymuş muydunuz? Aslında daha yeni yeni adını duyar olduğumuz omega 7 yağ asitleri; özellikle insan vücudunda lipid; yani yağ metabolizması üzerindeki olumlu etkileri sayesinde dikkat çekmeye başlamıştır.
Peki nedir omega 7; insan vücudunda nasıl fonksiyon gösterir ve esas kaynakları nelerdir? Öncelikle omega 7’nin en sık rastlanan türü palmitoleik asittir. İnsanlarda hücrelerin yapısında doğal olarak bulunmaktadır. Bu sebepten ötürü; özellikle kalp damar sisteminde koruyucu etkiler gösterdiği öne sürülmektedir. Omega 3 yağ asitlerinin aksine; omega 7 yağ asitleri; vücutta lipogenez; yani yağ oluşumu sonucu üretilebilmektedir.
Palmitoleik asit; yani omega 7’nin diyetsel kaynağı; makademya fındığı yağıdır. Makademya fındığında %17;3 oranında omega 7 bulunmaktadır. Bu yağ türü; piyasada da yavaş yavaş yerini almaya başlamıştır. Makademya fındığı yağını; %7;1’lik omega 7 yağ asit içeriği ile morina balığı karaciğeri takip ederken; somon balığı %6; zeytinyağı %1;4; yumurta %0;3 ve soya fasulyesi yağı %0;08 oranında omega 7 yağ asit içeriğine sahiptir.
İnsan vücudunda; omega 7 yağ asit düzeyine; birçok faktörün etkisi vardır. Kadınlarda; erkeklere göre; vücut yağ doku miktarı daha fazla olduğu için; kadınlarda omega 7 yağ asit düzeyi daha yüksektir. Vücut yağ doku miktarının yanında; kullanılan ilaçlar da; omega 7 yağ asit düzeylerini etkilemektedir. Diyabet hastalığında kullanılan anti-diyabetik ilaçların; kanda omega 7 yağ asit düzeylerini artırdığı görülmüştür.
Daha önce de bahsettiğim gibi; yağ dokuda omega 7 yağ asitleri sentezlenmektedir. Her ne kadar bu yağ asidi; yağ dokuda sentezleniyor olsa da; çeşitli çalışmalarda; morbid obez; yani ölümcül derecede obez bireyler ile vücut ağırlığı yüksek bireyler karşılaştırılmış; morbid obez bireylerin vücut kompozisyonlarında; daha yüksek düzeyde yağ oranı bulunuyor olsa da; omega 7 yağ asit düzeyleri daha düşük çıkmıştır. Yani her ne kadar; omega 7 yağ asitleri; yağ dokuda sentezlense de; obezite derecesi arttıkça omega 7 düzeyinde beklenenin aksine azalma görülmektedir.
Yapılan bir çalışmada; hindistan cevizi; kanola ve aspir yağı; omega 7 yağ asitlerinin insanlarda HDL kolesterol üzerindeki etkisi karşılaştırılmış; bireylerde koruyucu etki gösterdiği bilinen HDL kolesterol düzeylerinde bakıldığında; bu yağ asitlerinden; HDL kolesterolü en çok yükseltenin; omega 7 yağ asidi olduğu saptanmıştır. Omega 7’nin insanlar üzerindeki en olumlu etkilerinin; kan yağları üzerinde olduğu aşikardır. Çalışmalarda; omega 7’nin; kanda; total kolesterol; trigliserid ve LDL kolesterol düzeylerini düşürücü etkiye sahip olduğu görülürken; HDL kolesterolü artırıcı etkisi de mevcuttur.
Yine palmitoleik asit ile yapılan çalışmalarda; omega 7’nin; yağ ve glikoz metabolizmasında iyileştirici etkilere sahip olduğu açığa çıkmıştır. Farelerde yapılan bir çalışmada; palmitoleik asidin; insüline bağlı glikoz taşınmasını ve insülinin uyarılmasını azalttığı açığa çıkmıştır. Fareler üzerinde yapılan başka bir çalışmada ise; 4 hafta süresince farelere omega 7 takviyesi yapılmış; diyabetik farelerde; insülin duyarlılığının arttığı; dolayısı ile kanda daha düşük insülin düzeyleri ve glukoza sahip oldukları görülmüştür. Buna ek olarak; omega 7 takviyesi ile; yağ yapımında görev alan gen ekspresyonlarında yani bu genlerin kodlanmasında azalma olduğu da saptanmıştır.
Bütün bunların yanında; omega 7’nin; iştah mekanizması üzerine etkilerine dair çalışmalar da mevcuttur. Omega 7; oleik asit ve palmitik asit karılaştırıldığında; bu yağlardan en çok omega 7’nin; tokluk hormonu olarak bilinen kolesistokini uyardığı gözlenirken; aynı çalışmada; yine en çok omega 7’de besin alımının azaldığı görülmüştür. Obez koyunlar üzerinde yürütülen bir çalışmada; omega 7 ile zenginleştirilmiş yağlardan tüketen hayvanların; haftalık ağırlık değişimleri takip edilmiş; omega 7 alımı ile; ağırlık artışlarında azalma olduğu görülmüştür.
Genelde birçok kişi; yağları tamamen diyetten çıkarmanın kilo kaybına yardımcı olduğu kanısında olsa da; aslında bu oldukça zararlı olup; yağ alımında yapılan bu kısıtlama; tahmin edilenin tam tersi bir etki göstermektedir. Düşük yağlı diyetlerde; omega 7 alımı da doğal olarak azalmaktadır. Özellikle süt ve süt ürünlerinin yağ oranı azaltılmış olanlarından ziyade; tam yağlı tüketilip; miktar olarak aşırıya kaçılmadan tüketilmesi en doğru olandır. Omega 7 için de aynı durum söz konusudur; süt ve süt ürünlerinin yağı azaltılmamış formları; aynı zamanda omega 7’yi de; yapısında bulundurmaktadır. Bu nedenle; tam yağlı olarak tükettiğiniz süt; yoğurt; ayran; peynirleri; birer omega 7 kaynağı olarak düşünebilirsiniz. Omega 7’nin; kan yağlarını düşürdüğü bilindiğine göre; aslında yüksek kolesterol ve trigliserid düzeylerine sahip bireylere; yağı azaltılmış ya da yağsız süt ve ürünlerini önermek yerine; bu ürünlerin tam yağlı olanları; sağlıklı porsiyonlarda; yeterince önerilmelidir.
Omega 7; palmitoleik asit şeklinde farmakolojik olarak besinsel takviye şeklinde piyasada yer almaktadır. Özellikle; dermatolojik ürünlerin içeriğine de; yavaş yavaş eklenmeye başlanmıştır. Suplementasyon şeklinde alınacak ise; yine doktor tavsiye üzerine alımını önermekteyiz. Aşırı düzeyde alımının; her etken maddede olduğu gibi; omega 7’de de toksik düzeye ulaşıp; yan etkilere yol açabildiği unutulmamalıdır.