Enerji temelli tedavi yöntemlerinin ele aldığı konulardan biridir; geçmiş yaşamları iyileştirmek. Bireylerin şimdiki yaşama doğmadan öncede başka bir yaşam yaşadıklarını ve bazı problemlerin bir önceki yaşamının tesiriyle oluştuğunu ileri sürmektedirler.
Sorunların bir önceki yaşamdan kaynaklandığını ileri sürmenin temelinde; mevcut bilimsel yöntemler ile hastalıkları tanımlayamamak ve dolayısıyla da tedavi sunamamakla ilgili olduğunu düşünebiliriz. İkinci olasılık ise reenkarnasyon felsefesinin yaygınlaştırılmasıyla ilgili bir çalışma olabileceğidir.
Nereden kaynaklandığı bilinmeyen ama bireyin yaşam doyumunu önemli ölçüde olumsuz etkileyen problemlerin varlığı yaşamın içinde çokça hissedilmektedir. Esasında alternatif tıp olarak ifade edilen uygulamalara genellikle bu tur problemler dolayısıyla talep oluşmaktadır.
Geçmiş yaşamları iyileştirmek için yapılan çalışmalara bakıldığında; duygu ve enerji terapilerinin geliştirdiği tekniklerin kullanıldığı görülmektedir. Dolayısıyla geçmiş yaşamları iyileştirmenin özgün bir terapi tekniği olmadığı; felsefi temelli bir kavram olduğu gerçeğiyle yüzleşiriz.
Ruhsal ve bedensel tedavilerin işe yaramadığı sorunlar her zaman var olacaklardır. Teknolojik ve bilimsel gelişmelere bağlı olarak süreç içinde bu tür problemlere çözüm önerileri getirilecektir. Bugünün kronik problemlerinden mustarip olan bireylerde elbette ki sorunlarına çare bulma arayışlarını sürdüreceklerdir.
Geçmeyen baş ağrıları; tedavi edilemeyen endişeler; depresyon; korkular; yaşamdan haz alamama; derin duygusal problemler; takıntılar ve benzeri birçok problemlerin çözümünde kullandığımız ve de büyük ölçüde başarılı olduğumuz teknikler var. Kullandığımız teknikler; geçmiş yaşamları iyileştirme uzmanlarının teknikleriyle benzerlik göstermektedir. Ancak biz bu tekniklerin duygu odaklı; enerji odaklı; hipnoz; geştalt terapi; bilişsel ve davranışçı terapi teknikleri olarak görüyoruz. Uygulamalarımızda da çok başarılı sonuçlar alıyoruz.
Rıza Bey; 50 yaşındadır ve yaklaşık olarak 24 yıldır mide ağrılarından şikâyetçidir. Doktor muayenesi sonucunda herhangi bir bulguya rastlanamamıştır. Psikiyatr muayenesinde ise anksiyete bozukluğu tanısı koyulmuştur. Rıza bey; kendisine verilen ilaçları kullanmakta; düzenli olarak psikoterapi hizmeti almaktadır. Ancak bir türlü iyileşme gerçekleşmemiştir.
Geçmiş yaşamları iyileştirme uzmanının Rıza Bey için getirdiği yorum; bir önceki yaşamda midesinden hasar aldığı; dolayısıyla ruhun ölümden sonraki âlemde bu durumu saplantı haline getirdiğini; karmaşa ortadan kaybolmadığı için bir sonraki yaşamda tekrar kendini gösterdiği şeklinde olacaktır. Hasta sanrı halini andıran bir ruh haliyle hikâyeyi doğruladığında uzmanın öngörüsü gerçekleşmiş olacaktır. Kutupsallık kavramıyla açıklayacak; güç-güçsüzlük; korku-huzur; varoluş-yokluk; ben öyle değilim-ben öyleyim gibi temel kutupların farkında olma ve etkisizleştirme çalışmaları içine girecektir. Bu felsefe Taoizm’den beslenir. Böyle bir vaka bizim kültürümüzdeki maneviyat temelli tedavi ediciler tarafından bedene metafizik bir varlığın girmesi olarak tanımlanacaktır.
Rıza Bey ile yaptığımız duygu/beden taramasıyla sorunun kaynağını bulduk. Sorun çocuğunun geçirdiği ağır kazaya bağlıydı. Rıza bey; yaşadığı çaresizlikle birlikte korku ve suçluluk duygularına kapılmıştı. O olayı hatırlatan her şey onun mide kramplarını tetikliyordu. Duygusal ve fiziksel travma belirtileri gösteriyordu. Duygu odaklı çalışmalarımızı; nefes egzersizleri; hipnoz ve biyoenerji ile desteklediğimizde çok kısa sürede problemin ortadan kalktığına şahit olduk.
Bireyin sadece maddeden ibaret olmadığı ve manevi yaşamının da -özellikle ruhsal durumuyla ilişkili- olduğuna inanıyoruz. Birey varoluşunun tüm unsurlarından etkilenir ve problemlerinin çözümünde tüm varoluşsal süreçlerin ele alınması tedavi sürecini hızlandıracak ve iyileşmeyi kalıcı hale getirecektir.