Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Anlık Duygulanımlar; Yaşam ve Kayıplar Üzerine

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
ANLIK DUYGULANIMLAR; YAŞAM ve KAYIPLAR ÜZERİNE

Zaman zaman hepimiz anlık bir duygu hissederiz. Birden bire oluverir.

iç sıkıntısı; anlık sevinç hatta tuhaf ve orada olmaması gereken bir
kıskançlık; eğreti oluş hissi kaplayıverir içimizi o duygunun orada olması ve hissedilmesi bize de saçma gelir hani :)

ama hissetmişizdir bir kere ve anlık bellekten geçi vermiştir.

işin enteresan yani olmaması gereken yer de duran ve oluşuveren bu duygu
uzun sureli duyusal hafızaya da kayıt edili vermiş olur.

aykırıdır ve aykırı olan bu durum bizim için kontrol edilemezdir.

o durumu orada bırakarak ve nedenini erteleyerek devam ederiz güne
günlük ve gündelik yaşam için de çarpıp geçen o duygu durumunu unuttuğumuzu sanırız; oysa beyin kaydetmiştir.

Duyusal; duygusal hafıza kayıt almıştır; unutan zihindir.

ta ki bir daha aynı duyguyu hissettiğimiz noktaya kadar...

biz bu duyguyu aniden ve yeniden hissettiğimiz de daha evvel nerede ve ne zaman hissettiğimizi anımsamayacağız ama duyusal hafızamız kesinlikle hatırlayacak.

bir anlamda beyin bilir ama zihin bilmez noktasında gelip kilitlenecek iş

yani biz bu duyguyu ilk defa yaşıyormuş gibi algılayacak ama neden orada yaşadığımızı fark edemeyeceğiz.

hissedilen duygunun mahiyetine göre; duygu sevinç ise günümüz daha öforik
hissedilen duygu öfke ya da üzünç ise daha agresif ve depresif bir hal alacak ve bunun nedenini o bir anlık duyguya asla bağlamayacağız.

oysa o bir anlık duygunun bağlı olduğu yerleri bilsek aslında hissettiğimiz hiç bir şeyi azımsa mamayı ve üzerinde durmayı da yavaş yavaş yapılandırmış olacağız.

o an hissettiğimiz duygunun içinde neler var; örneğin birden bire yeni tanıdığımız birine öfke hissediyoruz oysa görünür de ona böyle hissetmemizi sağlayacak hiç bir neden yok

bakmamız gereken şey

o an orada neler oluyor; o insan nerede duruyor; ortam da bir gerilim mi yoksa bir sevgi; saygı havası mı var; o insanın davranışları; fiziksel görünümü; giysileri hatta ortamda ki ışığı alışı bile önemlidir.

İnsan insana benzer dedikleri nokta işte budur.

insan insana benziyor ise benzerinin biz de aslını çağrıştırmasından daha doğal ne olabilir ki bu çok doğaldır lakin biz bunun farkında değilizdir.

bazen sadece bazen yakınlık duyduğumuz birine sen benim anneme çok benziyorsun sözleri dökülüverir ağzımızdan

duygu negatif ise baskılanır; pozitif ise bilince daha yakın durduğundan dile gelmesi ihtimali daha yüksektir.

bu durumda bizi rahatsız eden duyguların kökeninde de daha önce ki bizi rahatsız eden anılarımızın olduğunu anlamazdan gelir su yüzüne çıkmasını engelleriz

lakin duygu orada duruyordur ve her an her şeyle linklenmeye hazırdır hala ve biz bilinçte an da ki duyguyu çözümleyemezsek de an da ki duygu bütün diğer duyguların yükünü üzerinde taşıyordur aslında.

anlayacağınız aslı astarı bir aradadır da biz sadece üstten bir bakışla aslını yani an da yaşadığımızı biliriz.

oysa asıl olay astardadır.

Duyguyu tutan ve içimizin görünmemesini sağlayan ama bizim asla varlığını hissetmediğimiz astar da.

Hal böyle olunca çözümlenmesi gereken nokta da sizin iç dünyanızda öfke; aşk; sevgi; hüzün gibi durumları aniden yaşamanıza neden olan anımsaya bildiğiniz ilk olaya ve o zamana kadar sizi böyle hissettiren diğer olaylara (özellikle çocukluk ve ergenlikte) bakmak lazımdır.

bu sizin hayatı doğru değerlendirmeniz için o güne kadar önemsemediğiniz çünkü farkında olmadığınız; bu nedenle de ötelediğiniz lakin durumu çözmek için ön şarttır.

şunu asla aklınızdan çıkartmayın; AŞK BİLE BİR AKTARIMDIR.

babama benziyor dediğiniz yerde durun. O babanız değil.