İnsanların sürdürdükleri yaşamdan hoşnut olmalarına "mutluluk" deriz.Aslında her insan mutlu olmak ister ve mutlu olmak için yaşar.Ama bazı insanlar elinde olan veya olmayan bazı sebeplerle yaşamlarında mulu değillerdir.Doğrusu mutlu olmak kolay da değildir;imkansız da değildir.Biraz da yaşama nasıl baktığımızla;yaşamı nasıl algıladığımızla ilgilidir.Mutlu olmak her insanın hakkıdır ama insanların da kendi mutluluklarının önünü açmalarına ve kendilerine yardımcı olmalarına ihityaç vardır.
Şu unutulmamalı ki insanların aslında en fazla özlediği duygu ruhen dinginliği ifade eden "huzur"dur.Gerçek anlamda mutluluk da huzur yoluyla elde edilir.Bir insanın huzurlu yaşamasının kimi önemli olmazsa olmazları vardır.Bunların başında yaşamla arasındaki beklentileri doğru ve ölçülü seçmek gelir.Çünkü beklentileri ulaşabileceklerinden çok uzak olan insanla gerçek anlamda bir tatmin duygusu yaşayamaz ve hep mutsuz olurlar.Bu nedenle beklentilerin makulluğü fevkalade önemlidir.
Mutluluk;huzur tabiki pazarda satılan şeyler değil.Dolayısıyla ulaşmak için insanın kendisinin de yapması gereken şeyler vardır.Bunların en başında gelen ise yaşamla ve insanlarla pozitif iletişim kurabilmektir.Bunun için önce insanların egolarını gemlemeleri;bencil olmamaları ve sağlıklı bir paylaşım insanı olmayı becerebilmeleri gerekmektedir.Hırslı;beklentileri yüksek ve fazla ben merkezci olmak insanları ruhsal anlamda zamanla yalnızlaştırır;ilişki kalitelerini düşürür ve paylaşımlarını zayıflatır.Bu nedenle insanların mutluluğunun öncelikle onların iç dünyalarındaki yaşam kodlarına bağlı olduğu hiç unutulmamalıdır.Tüm bunların yanında iyimserlik;yaşama karşı yumuşak ve müşfik bir bakış açısı da oldukça önemlidir.İnsanın elbette bir karakteri;olmazsa olmazları olacaktır.Ama bir de şartlara göre göstermesi gereken esneklikler olmalıdır.Çünkü bu esneklikler olmazsa farkında olmadan insanlar yaşama uymak yerine yaşamı kendine uydurmaya çalışmak gibi asla başaramayacakları bir maceraya girişmiş olurlar.Şu unutulmamalıdır ki yaşamda değişmez mutlaklar yoktur ve olmamalıdır.Ayrıca insanların yaşamla bağlarını güçlü tutabilmesi için şartlara uyum sağlayabilen bir esnekliği benliklerinde taşımaları gerekir.
Bir başka önemli konu yaşamda süreç yönetimi dediğimiz alandır.Yaşadığımız toplumda insanların fazla düşünmeden karar alma;zorlandığında vazgeçme gibi başladıklarını yarım bıraktığı;bu yüzden kendisine zaman kaybettirdiği çok nokta vardır.Hep söyleriz;"on yarım bir tam etmez".İnsanlar tamamlanmış süreçlerin;tamamlanmış uğraşların sonuçlarını alabilirler.Yarım bırakılanlar zaten sonuçsuzdur.Bu nedenle yeterince düşünemeden hatta güvenilir insanlara danışmadan önemli konularda kararlar alınmamalıdır.Bir karar alındıktan sonra ise alınan karara uygun pozisyon alınmalı;gerçekleşmesi için de sabır dediğimiz;zamana yayma dediğimiz şey pratiğe geçmelidir.
İnsan ilişkilerini başarılı yürütmek için egonun kontrol altına alınması ve kolayca öne çıkmaması;ben değilde biz merkezli ilişkiler kurulması;paylaşım süreçlerinde kendimizden bir şeyler vermemiz gerektiğinin farkındalığı ve uyum açısından gösterilmesi gereken ölçülü esneklikler mutlaka hayata geçirilmelidir.İnsan ilişkilerinde herkes eşiti olan bir insanla ilişkiye girdiğini;bu ilişkinin amiri olamayacağını ve devamlılığının karşılıklı hoşnutlukla sağlanacağını bilmelidir;ilişkilerini bu esaslara uygun kurmalı ve yürütmelidir.Zira yalnızlık;yalnızlaşma mutluluğa giden yolun çökmesi anlamına gelir.Mutluluk bir anlamda da güzel ve sağlıklı paylaşımlar ve bunlardan alınan haz olarak değerlendirilmelidir.
Günümüzde çok öne çıkan tüketim kültürü mutluluk açısından oldukça tehlikelidir.Çünkü tüketim alışkanlığı oluştuğunda insanlar başka şeylerden değil de tüketmekten mutlu olur hale gelir ve gönüllerince tüketim yapamadıklarında ise mutsuzlaşmaya başlarlar.Tüketim mantığımız insan ilişkilerindeki normaller üzerine oturtulmalıdır.Çünkü tüketimin normali insanların ihtiyaçlarını karşılayacak kadarıdır.Bu nedenle tüketim alışkanlıklarımız ihtiyaöçlarımızın karşılanması ile doğru orantılı bir çizgiye oturtulmalı;aşırıya beklentilerde kaçılmamalı ve tüketim üzerinden mutlu olmaya çalışılmamalıdır.yaşam dengeler kurma ve dengeleri yönetme sanatıdır.Tüketimdeki denge ise ihtiyaçların karşılanması oranıdır.
Günümüzde mutluluk manevi bir olgu olmanın dışına çıkarılarak giderek maddi bir olgu haline dönüştürüldü.Bu da keskin bir yanlıştır.maddi anlamda elde edilenler insanı mutlu etseydi varlıklı insanların hepsi mutlu olurlardı.Bu nedenle mutluluğun yaşamla aramızdaki hoşnutluk bağı olduğunu unutmamalı ve maddi şeylere mutluluk yalonda olması gerekenden fazla anlam yüklememeliyiz.
Mutluluğun bir önemli olmazsa olmazı ülkemizde doğru bir çizgiye henüz oturmamış olan kadın-erkek ilişkileridir.Her sağlıklı insanın kadın olsun;erkek olsun karşı cinsle sağlıklı bir ilişki kurmaya ihtiyacı vardır.Hem duygusal hem fiziksel olan bu ihtiyaç ergenlikten sonra belirgin hale gelir.Kadın olup bir erkekle sağlıklı ilişkisi olmayan;erkek olup bir kadınla sağlıklı ilişkisi olmayan bir insanın mutlu olmasından bahsedemeyiz.Ülkemizde geleneksel ve kültürel kodlar nedeniyle doğal ve sağlıklı kadın-erkek ilişkisi çok azdır.Ya bu ilişkiye çok anlam yüklenir ve yüklenen anlam kadar paylaşım sağlam olmazsa mutsuz olunur ya da bu ilişkiye pek fazla anlam yüklenmez ve sadece olsun diye böyle bir ilişki kurulur ve önem yeterince verilmediği için bu ilişki yeterince verimli olmaz.Ülkemizde bu anlamda bir öğreti eksikliği;bir öğreti sorunu olduğu muhakkaktır.Hem mantık;hem duygusal bütünleşme;hem de cinsellik anlamında her sağlıklı insanın karşı cinsten bir insanla sağlıklı bir ilişki kurması ve sağlıklı paylaşımlarda bulunarak yaşaması mutlu olmanın önemli bir olmazsa olmazıdır.Bunun için de önce kadın ve erkeklerin birbirlerine muhtaçlıklarının farkında olmaları gerekir.İlişkilerini yürütür iken de bu muhtaçlığın farkında olarak yürütmeleri ve ilişkilerine önem vermeleri gerekir.
İnsanların mutlu olabilmeleri için işe önce kendilerinden kendi yaşama kodlanmalarından başlamaları gerekir.Eksik yarattığı yoksunluk;fazla yarattığı bezginlik nedeniyle normallik dengelerini bozar.her şeyde bu nedenle "kararı yarar noktası" doğru belirlenmelidir.Evet aza razı gelinmemelidir ama fazlanın da insanı şımartacağı unutulmamalıdır.Mutluluğu bu nedenle bir denge oluşturma ve o dengeyi koruma sürecinde aramak gerekir.Zaten başımıza ne geliyorsa eksiklerden ve fazlalardan gelmektedir.Bu nedenle her şeyin normal ölçüsünün tutturulması mutluluğa giden yolun en önemli anahtarıdır.
Mutluluk aslında ne kolaydır ne de zordur.Kolaylaşması ve zorlaşması biraz da insanın kendisine;yaşamdan beklentilerinin ölçüsüne bağlıdır.Paylaşıma açık;yaşam algısı pozitif ve beklentilerinde ölçülü insanlar mutluluk yolculuğuna büyük bir avantajla çıkarlar.Ben merkezci;yaşama bakışı dalgalı ve beklentileri sınırsız olan insanların ise mutlu olması hem zor hem de bir bakıma imkansızdır.Bu nedenle insanın insana muhtaçlığının farkında;tüketim odaklı olmayan ve beklentilerini doğru ölçülendirmiş;yaşama pozitif bakan ve ilişkilerde uyum için gerekli esnekliklere sahip olarak mutluluk yolculuğuna çıkarsak mutluluğa ulaşması daha kolay ve daha mümkün bir insan olabileceğiz.Sevgiyle...