Obsesif Kompulsif (Takıntı Zorlantı) Bozukluğu ve Tedavisi
Obsesyon (takıntı-saplantı): İnsanın zihnine irade dışı gelen; kişinin bunların saçma olduğunu bildiği halde iradesiyle uzaklaştıramadığı; inatçı bir şekilde tekrarlayan; kişinin zihnine sakız gibi yapışan; tekrar tekrar zihninize gelen düşünceler; hayaller; istekler veya sık sık ortaya çıkan rahatsız edici kaygılardır. (Tabiri caizse zihinsel geviş getirmedir.) Aklınıza gelmemesi için uğraşmanıza rağmen aklınıza kendiliğinden gelirler veya belli durumlar ve ortamlarda kendiliğinden ortaya çıkarlar ve sıklıkla sıkıntıya neden olurlar. Egoya (benliğe) yabancıdırlar. Örneğin: “Bulaştı mı; kir var mı? acaba kapıyı kilitledim mi? ütünün fişini çektim mi?; çocuğuma zarar verir miyim? Verdim mi? Elimdeki bıçağı saplar mıyım? farkında olmadan yapmış olabilir miyim?; istedim mi? .... istiyor muyum? tam oldu mu?; ... tam anladım mı?...
Zorlantılar (Kompülsiyon) veya ritüeller: Kişinin yapmaktan kendini alıkoyamadığı yineleyici davranışlardır. (Takıntıları ortadan kaldırmak ya da bunların doğurduğu kaygı ve bunaltıyı gidermek için yapılan zihinsel eylemler ya da tekrarlayıcı davranışlardır.) Takıntılı düşünceler zihinden kovmakla gitmez. Siz bu düşüncelere ne kadar direnirseniz; bu düşünceler de o kadar kuvvetli bir şekilde gelir.. Dolayısıyla insan kendisini bir kıskaç altında hisseder. Ne yapsa bu düşüncelerden kurtulamaz. Bu düşünceleri nötralize etmek için; sistemini rahatlatmak için yani bu düşüncenin verdiği kaygıdan kurtulmak için bir takım davranışlar yapar. Bu davranışlara da kompulsiyon denir. Elinin temiz olduğunu bildiği halde bir şeye dokunduğu zaman kirlenmişlik hissiyatı ile birlikte elini yıkar; ıslak mendil veya havlu ile temizler. Kapının kilitli olduğunu bildiği halde acaba kilitledim mi endişesini taşır ve gider kapıyı kontrol eder. . musluğu kontrol; dönüp tekrar bakma; başkasına sorma; belli sayıda bazı hareketleri tekrarlama gibi.. bu davranışlarıyla tüm vakitlerini geçirirler. Davranışlarının ucu sonu olmamaktadır. Günlük hayatlarını zindana çevirirler. Bu insanlar aile fertlerine; çalışma arkadaşlarına illallah çektirirler… Tuvalete; banyoya girerler saatlerce temizlenemezler; saatlerce çıkamazlar. Bu kişilerin yıkanmaları; giyinmeleri ve yemek yemeleri her gün saatler alır. Bayan obsesiflerde ev temizlemeleri olaydır. Her yeri çamaşır suyuyla siler; temizlerler ve her yer halen pistir. Hatta bazılarında kendilerini bile (ellerini; bedenlerini) çamaşır suyuyla yıkarlar. Ama halen temizlenemezler. Yıkamada ve yıkanmada su; sabun ve deterjanlar kötüye kullanılır.
OKB; insanların önemli ölçüde zamanını alan; onlara sıkıntı veren ve bunaltan; olağan günlük işlerini ve başkalarıyla olan ilişkilerini bozan bir rahatsızlıktır.
OKB olan insanlarda mükemmeliyetçilik; düzenlilik ve esnek olmayan bir kişilik yapıları ön plandadır. Kurallar; düzenlemeler; temizlik ve düzgünlük gibi konularla aşırı i;lgilidirler. İnatçılık boyutlarına varan ısrarcılık sık görülen özellikleridir. Sezgilerle karar verilmesi gereken durumlarda büyük bir kararsızlık gösterirler. Kendilerini ve içinde bulundukları koşulları kendi denetimleri altında tutma arayışları vardır. Ayrıntılara gömülürler. Ve olası hatalar için tekrar tekrar denetimler yaparlar. Otoriter bir tutum sergilerler. Aşırı kuralcıdırlar. Kendilerini işlerine ve üretkenliğe adamışlardır. Nesneleri biriktirirler ve bir türlü elden çıkaramazlar. Duygusal bir değeri olmasa bile; değersiz nesneleri elden çıkaramazlar; onları atamazlar. Çok eli sıkıdırlar; cimri ve pintidirler. Verici olmayan kişilerdir. Kişisel bir çıkar elde etmeyeceklerse başkaları için zaman ya da para harcamazlar.
Toplumsal davranışlarında kibar ve resmidirler. Başkalarıyla; düzeylerine ve içinde bulundukları konuma göre ilişki kurarlar. Eşitlikçi olmaktan çok ast- üst olma ile ilgilidirler. Bu yüzden “ üstün “ gördükleri kişilere karşı çok farklı; “ daha aşağıda “ gördükleri kişilere karşı çok farklı davranırlar. Üstlerine dalvakuvukluk ve yalakalık yaparlar. Altlarına karşı ise acımasız ve sert davranırlar. Kendilerini üstün gören bir tutum içinde olurlar. Bu kendini beğenmiş ve küçümseyici tavır; genellikle kurallar; yasal düzenlemeler perdesi arkasına gizlenirler. Astlarıyla olan ilişkilerinde genellikle onlara karşı uzlaşmaz bir tutum izlerler. Ve onlardan beklentileri yüksek olur. Bunları; derinlerde yatan yetersizlik duygularından ötürü yaparlar. Ayrıca başkaları üzerinde sağladıkları güç; düşmanca dürtülerini ifade etmek için iyi bir çıkış yolu sağlar. Başkaları onların standartlarını tutturamazsa onları paylar ve kınarlar.
Obsesif – kompulsifler iyi birer “ organizasyon adamıdırlar. “ bu yüzden “ bürokratik kişilik “ in iyi bir örneği olarak kabul edilirler. Ayrıntıcı kişilerdir. Yaptıkları işlerde ayrıntıya boğulurlar ve tasarılarını geniş kapsamda göremezler. Diğer bir deyişle “ Ağaçlardan ormanı göremezler. “ ayrıntılarla; kurallarla; sıralamayla; düzene sokmayla; tasarlamayla öylesine uğraşırlar ki giriştikleri eylemin başlıca amacını gözden kaçırırlar. Yapılan işi beğenmezler. Başkalarının kendi yaptıkları gibi yapması konusunda anlamsız bir biçimde direnirler. Ya da doğru yapmayacakları düşüncesiyle başkalarının bir işi yapmasını istemezler. Doğruyu ve iyiyi yapma yükünü aşırı derecede yüklenirler. Aşırı çalışma ve üretkenlik uğruna boş zaman etkinliklerinden ve arkadaşlıklarından ödün verirler. Karar vermekte sorun yaşarlar; kararsız kalırlar; karar vermekten ya kaçınırlar ya da karar verme sürecini uzatırlar ya da karar vermeyi sürüncemede bırakırlar.
Söz konusu durumun bir rahatsızlık olarak kabul edilip edilemeyeceğine ilişkin ölçüt şudur; kişinin düşünce ya da davranışlarının günlük işlevselliğini ne ölçüde bozduğudur. Herkesin kabul edilebilir ölçülerde kendisini düşünmekten alıkoyamadığı takıntıları ve kendisini yapmaktan alıkoyamadığı davranışları olabilir. Bunlar kişinin günlük işlevselliğini bozmadıkça bir patoloji (rahatsızlık; hastalık) olarak kabul edilemez.
Normal Kişilerdeki Obsesyonlarla Obsesiflerdekilerin Farkları
Daha sık
Daha yoğun
Daha uzun süreli
Daha çok inanılan
Daha çok sıkıntı verici (olumsuz duygulanımla bağlantılı)
Daha ısrarlı ve yapışkan
İçerik farkı: Yok ya da önemsiz
Tanı konulabilmesi için; kişinin işlevselliğini önemli ölçüde bozması; ileri derecede bir kaygı oluşturması ya da kişinin bu davranışlarıyla çok zaman harcamasına yol açması gerekir. Tanı kriterleri için ICD VE DSM aşağıda gösterilmiştir.)
Obsesif Kompülsif Bozukluk (ICD-10)
A. En az iki haftalık bir periyot içinde çoğu günlerde obsesyonlar ve/veya kompülsiyonların olması.
B. Obsesyonlar (düşünceler; fikirler; imgeler) kompulsiyonlar (eylemler) aşağıda sayılan özelliklerin hepsini gösterirler:
I. Dış bir güç veya etki tarafından değil hastanın kendi zihninden kaynaklandığı bilinir.
II. Tekrarlayıcı ve nahoştur; en az bir obsesyon veya kompülsiyon hasta tarafından aşırı veya makul olmayan şekilde değerlendirilir.
III. Hasta direnmeye çalışır (uzun süreli durumlarda bu direnç azalmış olabilir).
IV. Direnilemeyen en az bir obsesyon veya kompülsiyon vardır.
V. Obsesyonun yaşantılanması veya kompülsiyonun yerine getirilmesinin kendisi haz verici değildir. (Bu geçici olarak gerilim azalması veya anksiyete azalmasını kapsamaz.)
C. Obsesyon veya kompülsiyon sıkıntıya yol açar; zaman kaybına yol açarak hastanın sosyal ve bireysel yaşamını bozar.
OKB (DSM- IV)
1. Obsesyonlar veya kompülsiyonlar.
1; 2; 3; 4 deki tanımlandığı şekilde obsesyonlar
1. Tekrarlayan ve kalıcılık gösteren düşünceler; itkiler veya imgeler ya da rahatsızlığın belli bir zamanında girici (intrusive) ve uygunsuz kabul edilen ve belirgin kaygı ve sıkıntıya yol açan
2. Düşünceler; itkiler ya da imgeler sadece gerçek yaşam sorunlarıyla ilgili aşırı kaygılardan ibaret değildir.
3. Kişi bu düşünceleri itkileri veya imgeleri başka düşünceler veya eylemlerle etkisizleştirmeye çalışır
4. Bu düşünceler; itkiler ya da imgeler kendi zihninin ürünü olarak görür.
(B) Bir ve iki tarafından karşılanan şekilde kompülsiyonlar.
1. Obsesyona karşı cevap olarak yapılmak zorunda hissedilen tekrarlayan davranışlar (el yıkama; sıralama; kontrol gibi) veya zihinsel eylemler (dua etme; sayma; sessizce bazı kelimeleri tekrarlama)
2. Bu davranışlar veya mental eylemler bir tehlikeyi önlemek adına yapılsa bile durumla ya anlamlı bir ilişkileri yoktur ya da aşırıdır.
2. Rahatsızlığın en az bir döneminde kişi eylemlerini saçma bulur.
3. Sıkıntı verir; zaman alır (1 saatten fazla) veya kişinin normal rutinlerini bozar.
Nedenleri:
Ailesel faktörler; daha çok katı bir disiplinle yetiştirilmiş kişilerde görülür.
‘Takıntı Zorlantı Bozukluğu’ olarak da geçen bu rahatsızlık aslında iç dünyamızda yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunun işaretidir. Çatışmalarımızla yakından ilintilidir. (Yoğun boşluk; yetersizlik hislerini yaşamamak için semptom oluştururlar bu semptomlar genellikle okb şeklinde semptoma dönüşür.)
İlk çocukluk yıllarında anne – babaya karşı düşmanca hisler hissettiğinde; bu düşünceleri düşündüğünde zihin yapısı şuna inanır; eğer bunları düşünüyorsan bunu yapmışsın demektir; yaptıysan suçlusun; suçluysan da cezalandırılacaksın şeklinde üçlü mantık oluşur. Çocuktaki negatif düşüncelerin baba tarafından fark edileceği; bunun üzerine babanın gelip çocuğu cezalandırılacağına dair korku ve endişe çıkar. Okb de böyle bir mantığın devamı vardır. Mesela kişi elinin kirlendiğini düşünür; o kirlilik olmasa bile elini kirlenmiş olarak hisseder. Ve yıkanmadığı; arınmadığı müddetçe de sanki kirlilik devam edecekmiş gibi hisseder. Ya da çocuğunun başına bir şey geleceğini düşünür. Dua okumazsa çocuğu ölecektir. Çocuğunun başına bir şey gelmesin diye onu yapar. Gerçeklikle hiçbir alakası olmayan his onu kontrol etmeye başlar.
Kişinin iş yaşamında; ya da özel yaşamında zorlandığı dönemlerde alevlenmeler görülür. İlk kez evden ayrılma; boşanma; ilişki sorunları; gebelik; çocuk doğurma; gebeliğin sonlanması; kişinin yaşamındaki sorumlulukların artması; sağlık sorunları gibi önemli yaşam olayları OKB nin başlamasında ya da artmasında önemli rol oynar.
Takıntılar:
Çeşitli alt tipleri vardır. Değerlendirme ve tedavi kolaylığı açısından yaşanan belirtilere göre OKB alttiplere ayrılır; bazen bir danışanda birden fazla belirti grubu olabildiği gibi bazen de yıllar içinde belirtiler birinden diğerine değişebilir. Belirti türlerine göre başlıca alttipler:
1. Kirlenme takıntısı: Şu konularla ilgili olarak (idrar; dışkı; kan; ter; tükürük; kir; mikrop; kimyasal maddeler; hayvanlara dokunma; böcekler; aids; hepatit v.s hastalıklar) aşırı bir korku duyması ya da tiksinme; iğrenme düşünceleriyle boğuşup durması vardır. Kişide kirlilik bulaşma obsesyonu ve yıkanma temizlenme kompülsiyonu vardır.
Kirlenme takıntısının genel Özellikleri:
Kirlilik obsesyonu olan kişiler belli durumlar ya da nesnelerle temas ederlerse bulaşık ya da kirli olacaklarına inanırlar.
Sanal korkuları ya da bunun sebep olacağı hastalıklar ve/veya bizzat kirlenmişlik hissidir.
Sık görülen kontaminasyon obsesyonları vücut salgıları; feçes; idrar; menstürel kan; meni ve ter.
Rahatsızlığın en karakteristik yönlerinden birisi fiziksel bir temas olmaksızın dahi bulaşmanın sonsuz biçimde nesneye geçebileceği inancıdır.
Yani sadece kontaminanttan değil onun temas edebileceği her şeyden her yerden kaçarlar.
Sıkıntı Veya Ritüel Doğuran Ve Kaçınılan Durumlar
Mikrop içerebilecek her şey; umumi tuvalet; çöplük vb.
Bulaşık olduğu hissedilen yer ’bir akrabanın evi; memleketi’
Kirli hissedilen herhangi bir şey; feçes; idrar; menstürel kan; meni; ter; yer zemini vb.
Kişiye özel sembolik kirler: Anne bulaşması; Kendi memleketinin bulaşması; fakirlik bulaşması; ölüm bulaşması korkusu gibi.
Sıkıntı Doğuran Düşünce; İmge ve İmpulslar
Bulaştı;
Bulaşacak;
Eğer dokunursam kirlenirim;
Yeterince yıkadım mı?
Değdim mi?
Buraya dokunmuş olabilir mi?
Kaçınılmazsa ya da Tekrarlar Yapılmazsa Olabilecek Kötü Şeyler
Ben ya da başka biri bulaşmış hale gelecek ve bu da durumu güvenilmez hale getirecek
Hastalık bulaşacak ve bunu çevreye yayacağım
Ben ya da başka biri ölecek;
Sonsuza dek sıkıntı geçmeyecek;
Aklımı kaybedeceğim ya da delireceğim.
Diğer kişi bana bulaşmış olacak/oldu ve yıkamadıkça bende kalacak
Sık Görülen Kompulsiyonlar
El yıkama;
Duş yada banyo
Elbise değiştirme ve yıkama;
Yüzeyleri yada nesneleri temizleme.
Belli temizlik nesneleriyle silme (çamaşır suyu vb)
Peçete; ıslak mendil vb silme
2. Kontrolcüler (düzene koyma takıntısı): Gereği gibi yapmadıkları davranışlarından dolayı başkalarının başına gelebilecek olası tehlikeli durumlardan kendilerini aşırı derecede ve anlamsız derecede sorumlu tutma eğiliminde olan kişilerdir. Birey yaptığı veya yapmadığı bir şeyle ilgili eksiklik veya hata olabileceği konusunda şüpheye kapılır ve bunun verdiği sıkıntıyla tekrar tekrar kontrol eder (Kapı; pencere; elektrikli ev aletleri; doğalgaz; araba; doldurduğu formları kontrol) kontrol etmezlerse başlarına kötü bir şey geleceği düşüncesini taşıyan kişilerdir.
Kontrolcülerin Genel Özellikleri:
Bir felaketi önlemek için tekrar tekrar bir şeyleri kontrol eden grup.
Kontrolcüler olmasından korktukları bir felaketi önleme ihtiyacı tarafından harekete geçirilirler.
En sık görülen felaket fiziksel çevreyle ilgilidir. Kapı pencere kontrolü; (hırsız girip çocukları ve karısını öldürmesin diye)... Bilişsel olarak sorumluluk bileşenini ön planda tutan kontrolcüler bu potansiyel felaketin tamamen kendi hataları sonucu olacağına inanırlar.
Ortaya çıkacak felaketler fiziksel ve duygusal olabilir. (eleştirilmek; hor görülmek; incelenmek). “Ben sahtekarım” diye yazar mıyım korkusu ile her şeyi kontrol eden ve zor yazan kişinin korkusu duygusaldır.
Sıkıntı Yaratan Ve Kontrole Yol Açan Ve Kaçınılan Durumlar
Hata yapmak (Formu yanlış doldurmak; mektuba yanlış ifade yazmak; çeke yanlış miktar yazmak)
Kişinin kendisine ya da çevresine zarar verebilecek bir durum;
Kapıyı pencereyi kontrol etmeden evden çıkmadığına emin olmama;
İçinde zararlı bir şey olup olmadığına bakmadan yiyecek yememe;
Birine çarpıp çarpmadığını kontrol etmeden araba sürmek;
Kontrol Etmez ya da Kaçınılmazsa Olabileceğinden Korkulan Sonuçlar
Kötü bir şey olacak ve sorumlusu ben olacağım
o Birisi eve girecek; soyacak; aileme zarar verecek;
o Evim yanacak;
o Sevdiklerim zarar görecek ya da ölecek;
o Eleştirileceğim; küçük düşeceğim veya aşağılanacağım.
Sık Görülen Kontrol Kompulsiyonlar
Kapıları; pencereleri; el frenini; elektriği; suyu tekrar tekrar kontrol etme.
Mektup ve formları göndermeden defalarca kontrol etme;
Yolu kontrol;
Zihinsel olarak yaptıklarını kontrol;
Bazen kompulsiyonlar çok tuhaf - ilginç olabilir. Örn: Bebek arama gibi (Acaba bebek var mı? kaybolmuş); yerde birisi yatıyor mu? Yeterince kontrol ettim mi?
(Tekrarlayan kontroller nedeniyle kontrol edicilerin hafızalarında bozukluk olup olmadığı sorusu akla gelmiş ama psikolojik çalışmalarda genel bir bellek sorunu bulunamamıştır.)
Hatırlama güçlüğü tekrarlama davranışı esnasında ortaya çıkar. Bu da artan anksiyetenin bellekte bozukluğa yol açmasıyla ilgili olabilir.
3. Toplayıcı- biriktiriciler: Önemsiz birtakım nesneleri toplar sonra da atamazlar. (Gereksiz bir takım nesneleri toplama zorlantısı; yerden bir takım nesneleri toplama zorlantısı duyarlar.)
Toplayıcılar çoğu insan için önemsiz olan şeyleri toplayan bunları atmakta çok zorlanan ve bir gün bunlara ihtiyaçları olacağından korkan kişilerdir.
Biriktiricilik; eğer topladıkları;kişinin günlük hayatını kontrol etmeye başlarsa biriktirilen şeyler kişinin yaşam alanını işgal etmeye başlarsa söz konusudur.
Yıkayıcılar; kontrolcüler ya da tekrarlayıcıların aksine toplayıcılar durumdan şikayetçi olmazlar ve biriktirdikleriyle yaşarlar. Tedaviye az gelirler. Aile baskısıyla tedaviye geliş söz konusudur.
Topladıklarını atmaya çalışıldığında büyük bir anksiyete yaşarlar.
Ritüalizasyona Neden Olan Sıkıntı Yaratan Durumlar:
Eşyaların atılması;
Topladıklarının başkası tarafından düzenlenmesi;
Daha sonra gereksinin hissedeceği bir şeyi olmamak
Sıkıntıyı Provoke Eden İmpuls; İmge ve düşünceler:
Ya ihtiyacım olur da bulamazsam;
Ya ihtiyacım olur da atmış olursam.
Eğer Kaçınılmazsa ya da Ritüalize Edilmezse Korkulan Sonuçlar:
İhtiyacım olan bir şeyi bulamayacağım;
İhtiyacım olan bir şey olmayacak.
Sık Görülen Kompulsiyonlar:
Lüzumsuz şeyleri toplamak;
Topladıklarını belli bir şekilde düzenlemek
4. Düzenleyici-sıralayıcılar Çevredeki nesnelerin belli bir düzende durması; simetri; eşyalarda eksiklik; leke; çizik olmamasına gereksinim duyarlar. Bu nesnelerin yeri değiştirilirse; bunlara dokunulursa ya da bunlar başka bir düzene getirilirse; bundan ileri derecede rahatsızlık duyarlar.
Düzenleyiciler nesneleri belli bir örüntü içinde yerleştirme zorunluluğu hissederler.
Pek çok düzenleyici için ritüellerin amacı ve altta yatan mantık müphemdir.
Çoğu kötü bir şey olacağından değil mükemmellik gereksinimi ile harekete geçer.
Sıkıntıya Yol Açan ve Ritüalize Ettiren Durumlar:
Kesin bir düzen içinde yerleştirilmemiş nesneler; yatak örtüsü; elbise; kalem vb.
Nesnelere başka birinin ellemesi ya da başka birinin düzenlemesi;
Asimetrik şeyler;
Mükemmel olmayan şeyler
Sıkıntıya Yol Açan Düşünceler; İmgeler; İmpulslar
Yerinden çıkmış; burada olmamalı;
Yanlış yerde;
Kırışmış.
Kaçınılmadığında ya da Ritüalize Edilmediğinde Olmasından Korkulan Sonuçlar
Eğer doğru şekilde yerleştirilmezse olacak sıkıntıya dayanamam;
Eğer uygun şekilde değilse uğursuzluk gelir.
Sık Kompulsiyonlar:
Çevredeki eşyaları tam doğru şekilde yerleştirmek.
Belli kurallara göre simetrik yerleşim.
Düzenleyiciye belli bir sırayı neden tercih ettiği sorulursa herhangi bir mantıklı bir süreç tanımlayamaz. Sadece öyle iken rahat ettiklerini söylerler.
Bu istek sıradan bir insanın düzen isteğinden farklıdır. Gerçek bir düzenleyici bir cismin bulunması gereken yerden yarısının bile farklı bir yerde bulunmasına tahammül edemez. Bu sıkıntı nesne yerine konana kadar geçmez. Bazı düzenleme ritüelleri büyüsel bir karakterde olabilir.’Eğer her şey yerli yerinde olursa anneanneme bir şey olmaz’
5. Dinsel takıntı: Allah tanımamazlık düşüncelerini aklından geçirme ya da kötü sözler söylemekten korkma; ve bunlardan dolayı cezalandırılacağı korkusunu yaşama.
6. Bedensel takıntı: Bir hastalığı olma ya da görünümüne ilişkin başkalarının olumsuz görüşlerinin olduğu düşüncesi.
7. Cinsel takıntılar: Namazda akla erotik görüntülerin gelmesi; olmadık insanlarla erotik görüntüleri gözünün önünden uzaklaştıramama…
8. Saldırganlık takıntısı: kendi kendimi yaralar mıyım; başkalarını yaralar mıyım? İstenmedik dürtülerine göre davranma ( birini ezme; çiğneme; bıçaklama) kötü bir kazadan; yangından ya da soygundan dolayı sorumluluk duyma. Aşağılayıcı; onur kırıcı ya da açık saçık sözleri ağzından kaçıracakmış gibi olma.
9. Tekrarlayıcılar Bu kişilerin aklına kötü veya istemedikleri bir düşünce gelir ardından bunu etkisizleştirmek için belli eylemleri; sözleri veya düşünceleri tekrarlarlar Örneğin yakın birinin ölümünü önlemek için giyinip soyunmak; aklına kötü bir şey geldiği için aynı şeyi bu düşünce olmadan yapmak gibi
Tekrarlayıcılar; yıkayıcılar ve kontrolcüler gibi belli bir hareketi tekrarlamayı korkulan bir felaketi savuşturmak için yaparlar. Fakat yıkayıcıların ve kontrolcülerin aksine obsesyonları ile ritüelleri arasında mantıksal bir bağ yoktur.
Sıkıntıya yada Ritüalize Etmeye Yol Açan ve Kaçınılma Eğilimindeki Durumlar
(Genellikle sıkıntıya yol açan dışsal bir uyarı ya da bir durum yoktur)
Hareketi yanlış sayıda yapmak;
Başka bir odaya geçmek;
İşleri yanlış biçimde yapmak.
Sıkıntıyı Provoke Eden Düşünce; İmge ya da İmpulslar
Anksiyete ; utanç; suçluluk ya da iğrenmeye yol açan herhangi bir düşünce veya imge;
Kocam kaza yapacak;
Komşum kötü;
Kötü bir şey yapmış olabilirim;
Annem/babam ölecek;
Çocuğum başarısız olacak;
Kötü biri;
Ben günahkârım.
Kaçınmama ya da Tekrarlamamanın Korkulan Sonuçları
Felaket olabilir; (Ne olduğu belli olmayan)
Cezalandırılabilirim;
Kötü şans bana ya da başkasına gelebilir;
Herkes benden nefret edebilir
Sıklıkla Görülen kompulsiyonlar
‘Doğru’ Hissedene kadar bir hareketi tekrarlamak;
Kötü düşünce yok olana dek bir hareketi tekrarlamak.
10. Metafizik takıntılar: Ruh nerededir? Bugün bugün mü yoksa yarın mı; dün mü? insanlar hayal mi gerçek mi?” gibi sorulardan kurtulamama.