Obsesif Kompulsif Bozukluğu (OKB) – Takıntı-Zorlantı Bozukluğu
1. Genel Bakış
OKB ; bir anksiyete (kaygı) bozukluğudur. Tekrarlanan obsesif düşünce ve/veya davranışlardan oluşur. Bu düşünce ve/veya davranışlar kişinin zamanını (günde bir saatten çok) almakta veya ciddi oranda iş/özel hayat fonsiyonelliğini azalmaktadır. Fonksiyonelliği ne ölçüde etkilediği önemlidir çünkü takıntı ve zorlantılar her insanda semptom olarak belirli bir ölçüde görülebilir. Önemli olan bu takıntı veya zorlantılar kişinin iş performansını düşürüyor mu veya özel hayatındaki ilişkileri etkiliyor mu? En önemlisi de kişide ciddi orada stres yaratıyor mu? Her ne kadar ölçüt olarak takıntı veya zorlantının (takıntıya tepki olan davranışlar) olması ön koşulu olsa da yapılan bir araştırmaya göre genellikle takıntı ve zorlantının beraber görülme sıklığı yüzde 75-91 dir. a. Takıntılar
Takıntılar kişide tekrarlanan düşünce; imge veya itki olarak ortaya çıkar ve kişi bunları kontrol etmekte zorlanır. Takıntılar genelde kişinin geçmiş deneyimlerinden ve sosyokültürel altyapısına bağlı olarak şekillenir. Genel olarak ortaya çıkan obsesyonlar:
· Kirlenme endişesi
· Hastalık ve mikrop kapma endişesi (ör: Kapının koluna dokunursam mikrop kapabilirim)
· Güvenlik ile ilgili endişeler (ör: acaba kapıyı kilitledim mi?)
· Din ile ilgili takıntılar (ör: içinden tanrıya küfür etme)
· Cinsellikle ilgili takıntılar
· Simetri; sayılar rutinler ile ilgili takıntılar
Takıntıların ortak özelliği:
· İstenmeyen ve tekrarlanan olması
· Kontrol etmenin zor olması
· Negatif bir duygulanıma bağlı olması
· Düşünce akışını bozması
Ayrıca takıntı ve zorlantılar ego-distoniktir yani kişi kendini bu düşüncelerden ve/veya davranışlardan dolayı rahatsız hisseder çünkü bunlar kişinin egosu ile çatışır; kişiliği ile uyumsuzdur.
b. Zorlantılar
Takıntılı düşünce; imge veya itkilerinin yarattığı endişeyi azaltmak için ortaya çıkan davranışlar veya zihinsel eylemlerdir. Örneğin; tekrarlanan el yıkama; birşeyleri kontrol etme veya ritüel içerisinde yapılan davranışlar; dinsel değeri olan sözler söyleme; sayı sayma gibi.
2. Klinik Özellikler
Yapılan araştırmalar OKB nin genel popülasyonda görülme sıklığının yüzde 1-2 civarında olduğunu; kadınlarda daha yaygın görüldüğü; sosyoekonomik düzeyin ve yüksek IQ lu olmanın hastalıkla bir ilgisi olmadığı öne sürülmüştür. Ayrıca kültürel farklılıkların da takıntı ve zorlantıların çeşidini etkilediği öngörülmüştür. Örneğin; Müslüman ülkelerde temizlikle ilgili takıntıların daha yaygın olduğu çünkü Müslümanlığın temizliğe önem verdiği vurgulanmıştır.
OKB nin ilk olarak ortaya çıkması yaşanılan stresli bir olayı takiben (takıntıyla alakalı olabilir de olmayabilir de); aşamalı bir şekilde olabileceği gibi; bir anda da olabilir.
3. Tedavi a. Tedaviyi etkileyen faktörler
Tedavi sürecini etkileyen pek çok faktör vardır. Örneğin; hastanın OKB sine başka bir psikolojik rahatsızlığın da eşlik etmesi tedaviyi zorlaştırır. Ayrıca; iç görünün iyi veya kötü olması da tedaviyi etkiler. Örneğin; hasta obsesyonlarının mantıklı olduğunu savunuyorsa ve buna eşlik eden davranışların gerekli olduğuna inanıyorsa tedavi süreci daha zor olur. Fakat; buna iyi veya kötü içgörü olarak değerlendirmek yerine içgörüyü derecelendirmek daha sağlıklı sonuçlar doğurur. Tedavinin seyri açısından içgörü konusu çok önemlidir. Çünkü danışanda düşük iç görü olmasıyla içgörü olmaması farklı şeylerdir ve tedavi sürecinde ciddi farklılıklar doğurabilir. Son olarak; terapistle olan terapotik ilişki de tedavi sürecinde rol oynar.
b. Tedavide Bilişsel Model
· Psikoeğitim: Anksiyete hakkında terapist tarafından verilen bilgilendirme eğitimi danışana farkındalık kazandırır ve tedavinin bir parçasıdır. Ayrıca; eğitim sırasında obsesyonların normalize edilmesi de gerekmektedir. Örneğin; çocuklarının başına birşey geleceğinden endişe duyan ve bununla ilgili takıntı ve zorlantıları olan bir danışana çocuğu için endişelenmenin aslında her ebeveynin deneyimlediği bir durum olduğu farkındalığını kazandırmak gibi.
· Değerlendirmeleri ve obsesyonları ayırt etme: Danışanların yaptığı yanlış değerlendirmelerin sonucunda ortaya çıkan obsesyonların farkındalığını kazandırma
· Bilişsel yeniden yapılandırma: İnançları için kanıt arama; yarar-zarar analizleri; felaketleştirme gibi tekniklerin farkındalığıyla yanlış bilişsel inançların gücünü azaltma
· Yanıt engelleme: Takıntıyı takiben ortaya çıkan zorlantıların (davranış) engellenmesi
· Davranış deneyleri: Obsesyonları azaltmak içinseans dışında verilen davranış ödevleri
· Çekirdek inançları değiştirme
· Nüksü önleme:
Özet olarak; OKB doğru teknikler kullanıldığında tedaviye hızlı cevap veren ve özellikle bilişsel davranışçi terapinin etkili olduğu bir ruhsal rahatsızlıktır. Unutmamak gerekir ki insanın kendi için attığı hiçbir adım boşa değildir.
**Bu yazı “Cognitive Therapy of Anxiety Disorders; (David Clark & Aaron Beck; 2010)” kitabından çevirilerek Türkçeye uyarlanmıştır.