Yeni davranışlar; beceriler ya da bilgiler edinmemiz ya da öğrendiklerimizi sergilemeyi sürdürmemiz için gerekli olan en kritik unsur motivasyondur. Motivasyon; harekete geçiren itici güç; istek olarak tanımlanır. Yani bireyin bir davranışı sergilemesi ya da öğrenmenin gerçekleşmesi için; güçlü bir motivasyon kaynağının olması gereklidir. Bununla birlikte bireyler; motivasyonu nereden sağladıkları konusunda birbirinden oldukça farklıdır. Çevrenizde gördüğünüz kimi insanlar kendini geliştirmeyle ilgili bitmek tükenmeyen bir enerjiye sahiptir. Bu insanlar takdir; statü; para ya da benzeri itici güçlerden bağımsız olarak kendilerini sürekli geliştirmeye dair motivasyona sahiptir. Diğer bir deyişle; bu insanlar dışsal tüm faktörlerden bağımsız olarak öğrenmeye dair içsel bir itici güce sahiptir. Bazı kişilerse kendileri için değerli olan bazı dışsal kaynaklardan motive olmakta ve bu kaynakların varlığından ya da yokluğundan önemli düzeyde etkilenir. Örneğin; takdir kazanmakla motive olan bir insan; diğer insanlardan takdir görmediğinde ya da onlar tarafından eleştirildiğinde; ilerlemesi için gerekli gücü kendinde bulamayabilir.
Otizmli bireylerin bir çoğu; bir çok alanda öğrenmeye ilişkin içsel motivasyona sahip değildir. Bu nedenle; öğrenmeye ilişkin isteği harekete geçirmek için dışsal motivasyon kaynaklarından yararlanılmaktadır. Bu noktada “pekiştirme” ve “pekiştireç” kavramları akla gelmektedir. Pekiştirmenin bir tür ödüllendirme olduğunu söylemek yanlış olmaz. Pekiştirme; bir davranışın ardından sunulan ve davranışın ileride tekrar sergilenme olasılığını artıran durumu ifade eder. Pekiştirmeyi sağlamak üzere davranışın ardından sunulan uyarana ise pekiştireç denir. Otizmli çocuklara yeni davranış ya da beceriler kazandırmak; ya da kazanmış olduklarını sürdürmelerini sağlamak için ağırlıklı şekilde olumlu pekiştirme kullanılır. Olumlu pekiştirme; artırılmak istenen davranışın hemen ardından ortama hoşa giden bir uyaranın sunulmasıdır. Örneğin; çocuk karşısındakinden bir şey isterken “lütfen” derse yetişkin “aferin” diyerek; ya da çocuk sofrayı hazırlarsa en sevdiği yemekle onu ödüllendirebilir. Olumlu pekiştirme için ortama dahil edilecek pekiştireçler birincil ve ikincil pekiştireçler olarak ikiye ayrılır. Birincil pekiştireçler; doğrudan bireyin fiziksel gereksinimlerini karşılamaya yönelik (yiyecek; içecek; uyku vb.); ikincil pekiştireçler ise öğrenilmiş (takdir edilme; gıdıklanma; çak yapma; gülümseme; şarkı söyleme vb.) uyaranlardır. Otizmden etkilenmiş çocuklarda ikincil pekiştireçler başlangıçta etkili olmayabilir. Bu nedenle ikincil pekiştireçler; birincil pekiştireçlerle birlikte sunularak bu pekiştireçlere çocuk tarafından anlam kazandırılmaya çalışılır.
Otizmli çocukların eğitiminde pekiştirme kullanımı bazı uzmanlar da dahil olmak üzere kimilerinden eleştiri almaktadır. Bu bireyler çocukların ödüle alıştırıldığı; ödüle bağımlılık geliştiği ve rüşvet karşılığında istenenleri yaptığı yönündeki eleştirilerini sunarlar. Tüm bu eleştirilere iki farklı bakış açısı ile yaklaşmak mümkündür. Bunlardan birincisi; rüşvet bir kişiye yapması uygun olmayan usulsüz bir şey yapması karşılığında verilir. Oysa pekiştireç kullanımı; otizmli çocuklara yeni ve uygun davranışlar kazandırmayı sağlamaktadır. İkincisi; çocuğun ödüle bağımlılık geliştirmesi; pekiştirme uygulamasının yanlış yapıldığını gösterir. Nitekim öğretimde pekiştirme; giderek doğallaşan bir süreç olmalıdır. Bu nedenle başlangıçta çok yoğun ve yapay pekiştireçlerle ödüllendirilen davranış; zaman içinde daha seyrek; daha az yoğun ve daha doğal ödüllendirilmelidir. Bu geçiş; ne olması gerektiğinden hızlı ne de yavaş gerçekleştirilmelidir. Pekiştireçler gereğinden hızlı çekildiğinde öğrenmenin gerçekleşmesi zorlaşır. Pekiştireçlerin yavaş çekilmesi halinde ise eleştirilerin öne sürdüğü gibi pekiştirece bağımlılık gerçekleşir. Bu nedenle; davranışın kazanıldığı ve günlük yaşamda kullanılır olduğunu söylemek için bu davranışın son aşamada yapay pekiştireçler (bonibon; meyve suyu; salıncakta sallanma vb.) olmadan da gerçekleşmesi gerekir. Örneğin; bir yapbozun parçalarını takmayı öğrenen bir çocuk; önce her parçayı doğru taktığında; zaman içinde tüm parçaları taktıktan sonra krakerle; sonrasında tüm parçaları takmasının ardından takdir edilerek ödüllendirilebilir ve en son aşamada yapbozu tamamlamanın kendisinin pekiştireç işlevi görmesi sağlanabilir.
Otizmli çocukların eğitiminde pekiştireç kullanımı çok önemli etkiler yaratırken; bu pekiştireçlerin zaman içinde uygun şekilde ve hızda silikleştirilmesi; eleştirilerin yöneltildiği ödüle bağımlılık konusunda önlem alınmasını sağlar.