Kanser Sonrası Meme Onarımı
Meme kanseri kadınlarda görülen en sık yayılmacı kanser türüdür. Erken tanı ve tedavi yaşam kurtarıcıdır ve hastanın uzun yıllar kansersiz yaşayabilmesini sağlar. Çoğu zaman memenin bir kısmının veya tamamının alınması gerekir (mastektomi). Eğer hastalığın kalıtımsal bir kökeni varsa; daha hastalık ortaya çıkmadan da memeler cerrahi olarak alınabilir.
Peki ya sonrası? Kadının memesiz kalması vücut bütünlüğü algısı açısından büyük psikolojik sorunlar ortaya çıkarabilir. Hastalar her ne kadar kanserden kurtulmuş olmanın mutluluğunu yaşasa da; zamanla kendilerini eksik hissetmeye başlayabilirler. Hatta bazi durumlarda esler arasinda sorun bile olusturabilir. Ne yazik ki bu tür kanserlerin daha genç yaşlarda görülmeye başlanmasıyla mastektomi uygulaması da daha genç yaşlara inmiştir. Bu oldugunda; yeniden bir meme yapilmadiginda evlenmemis kadinlarimiz hic evlenememekte ve bir aile kuramamaktadir.
Ancak yeniden bir meme yaratmak mümkündür. Hatta eskisi kadar guzal bir sekile ve boyuta sahip. Buna Plastik Cerrahide ‘’meme onarımı’’ diyoruz. Meme onarımları dokunun nereden geldiğine bağlı olarak iki ana başlık altında toplanabilir. İlki silikondan oluşan bir implantın derinin altına yerleştirilmesidir. İkincisi ise hastanın kendi dokusundan (özdoku) oluşturulan bir memenin yaratılmasıdır.
İmplantla meme onarımı: Bu teknik çoğunlukla iki aşamalı olarak yapilir. İlk aşamada derinin altına bir ‘’balon’’ yerleştirilir ve 3 ay gibi bir sürede balon serum fizyolojikle şişirilir. Meme bölgesi istenilen büyüklüğe ulaştığı zaman ‘’balon’’ çıkartılır ve yerine kalıcı olacak ‘’silikon implant’’ yerleştirilir. Bu tekniğin avantajları; basit bir yöntem olması ve ameliyatlarının daha kısa sürmesidir. En büyük dezavantajı ise; ‘’implant’’ ile oluşturulmuş memenin gerek görünüm açısından; gerekse dokunulduğunda; hastanın kendi dokularından yapılmış bir meme kadar doğal olmamasıdır. Ancak basit bir yöntem oluşundan pek çok hasta ve cerrahın tercih ettiği bir yöntemdir.
Özdokuyla meme onarımı: Bu teknik dünyada ‘’altın standart’’ olarak kabul edilir. Hastanın fazla göbek dokuları kullanılarak tek seansta doğal bir meme oluşturulabilir. Bu yöntemle hastalar eğer varsa fazla göbeklerinden de kurtulmuş olurlar. Diğer yönteme göre teknik olarak biraz daha zor olmakla birlikte; daha kalıcı ve doğal bir meme oluşturulduğu için hasta memnuniyeti çok yüksektir. Özellikle biraz kilolu kadınlarda ideal yöntemdir. Hastalarimiz bu yontemle gobek yaglarindan da kurtulacagi icin sanki estetik karin ameliyati ve karin gerdirme de olacaklarindan memnunuyet en ust duzeyde olacaktir. Daha ince olan ve göbeği olmayan kadınlarda ise bacak içi veya kalçadan alınan doku kullanılabilir. Tabi bu “altin standart” yontem icin cerrahin mikrocerrahi tecrubesi olmasi ve ozel bir egitim almis olmasi gerekir.
Plastik cerrah; onarımı gerçekleştirmeden önce; memeyi çıkarmış genel cerrah ve tıbbi tedaviyi vermiş olan kanser uzmanıyla (onkolog) görüşür. Hasta birlikte degerlendirilir. Onarım ameliyatları kanserin tamamen alındığından emin olunduktan sonra yapıldığı için onkolojik olarak son derece güvenlidir. Daha sonra hastalarin onkolojik acidan izlemlerinde sorun olmayacaktir. Bu yontemler iki memesi birlikte alinmis kadinlarimiz icinde guvenli ve basarili bir seklide uygulanabilir.
Meme kanseri sonrası memesini kaybetmiş kadınlarımız; her gün kanseri kendilerine hatırlatacak tek meme görüntüsüyle bir yaşama kesinlikle mahkûm değillerdir. Plastik cerrahi ve onarım cerrahisi yöntemleriyle yeniden bir memeye kavuşmaları ve mutlu bir yaşam sürmeleri mümkündür.
Peki ya sonrası? Kadının memesiz kalması vücut bütünlüğü algısı açısından büyük psikolojik sorunlar ortaya çıkarabilir. Hastalar her ne kadar kanserden kurtulmuş olmanın mutluluğunu yaşasa da; zamanla kendilerini eksik hissetmeye başlayabilirler. Hatta bazi durumlarda esler arasinda sorun bile olusturabilir. Ne yazik ki bu tür kanserlerin daha genç yaşlarda görülmeye başlanmasıyla mastektomi uygulaması da daha genç yaşlara inmiştir. Bu oldugunda; yeniden bir meme yapilmadiginda evlenmemis kadinlarimiz hic evlenememekte ve bir aile kuramamaktadir.
Ancak yeniden bir meme yaratmak mümkündür. Hatta eskisi kadar guzal bir sekile ve boyuta sahip. Buna Plastik Cerrahide ‘’meme onarımı’’ diyoruz. Meme onarımları dokunun nereden geldiğine bağlı olarak iki ana başlık altında toplanabilir. İlki silikondan oluşan bir implantın derinin altına yerleştirilmesidir. İkincisi ise hastanın kendi dokusundan (özdoku) oluşturulan bir memenin yaratılmasıdır.
İmplantla meme onarımı: Bu teknik çoğunlukla iki aşamalı olarak yapilir. İlk aşamada derinin altına bir ‘’balon’’ yerleştirilir ve 3 ay gibi bir sürede balon serum fizyolojikle şişirilir. Meme bölgesi istenilen büyüklüğe ulaştığı zaman ‘’balon’’ çıkartılır ve yerine kalıcı olacak ‘’silikon implant’’ yerleştirilir. Bu tekniğin avantajları; basit bir yöntem olması ve ameliyatlarının daha kısa sürmesidir. En büyük dezavantajı ise; ‘’implant’’ ile oluşturulmuş memenin gerek görünüm açısından; gerekse dokunulduğunda; hastanın kendi dokularından yapılmış bir meme kadar doğal olmamasıdır. Ancak basit bir yöntem oluşundan pek çok hasta ve cerrahın tercih ettiği bir yöntemdir.
Özdokuyla meme onarımı: Bu teknik dünyada ‘’altın standart’’ olarak kabul edilir. Hastanın fazla göbek dokuları kullanılarak tek seansta doğal bir meme oluşturulabilir. Bu yöntemle hastalar eğer varsa fazla göbeklerinden de kurtulmuş olurlar. Diğer yönteme göre teknik olarak biraz daha zor olmakla birlikte; daha kalıcı ve doğal bir meme oluşturulduğu için hasta memnuniyeti çok yüksektir. Özellikle biraz kilolu kadınlarda ideal yöntemdir. Hastalarimiz bu yontemle gobek yaglarindan da kurtulacagi icin sanki estetik karin ameliyati ve karin gerdirme de olacaklarindan memnunuyet en ust duzeyde olacaktir. Daha ince olan ve göbeği olmayan kadınlarda ise bacak içi veya kalçadan alınan doku kullanılabilir. Tabi bu “altin standart” yontem icin cerrahin mikrocerrahi tecrubesi olmasi ve ozel bir egitim almis olmasi gerekir.
Plastik cerrah; onarımı gerçekleştirmeden önce; memeyi çıkarmış genel cerrah ve tıbbi tedaviyi vermiş olan kanser uzmanıyla (onkolog) görüşür. Hasta birlikte degerlendirilir. Onarım ameliyatları kanserin tamamen alındığından emin olunduktan sonra yapıldığı için onkolojik olarak son derece güvenlidir. Daha sonra hastalarin onkolojik acidan izlemlerinde sorun olmayacaktir. Bu yontemler iki memesi birlikte alinmis kadinlarimiz icinde guvenli ve basarili bir seklide uygulanabilir.
Meme kanseri sonrası memesini kaybetmiş kadınlarımız; her gün kanseri kendilerine hatırlatacak tek meme görüntüsüyle bir yaşama kesinlikle mahkûm değillerdir. Plastik cerrahi ve onarım cerrahisi yöntemleriyle yeniden bir memeye kavuşmaları ve mutlu bir yaşam sürmeleri mümkündür.