1) Diyetle ilgili yanlış bir tutum içine girerseniz; sağlıksız düşünme sistemi kafanızda oturursa; kronik yoksunluk hali yaşamaya başlarsınız.
2) Pek çok kişinin diyeti bıraktıktan 5 yıl sonra kilolarını geri aldığı gözlenmektedir. Neden kilo vermeye çalıştığınızı unutursunuz; eski halinizi unutursunuz.
3) Hani çocuklara bir şeyi yapma dediğinizde inadına yaparlar ya; aynı durum sizin için de geçerlidir. Kendinizi mahrum hissetmeye başladığınızda; en çok o gıdalara karşı ihtiyaç hissetmeye başlarsınız ve canınız en çok onları çeker.
4) Yemek dışında şeylerden zevk almaktan vazgeçerseniz; diyetinizin hayatınızı katlettiğine inanırsanız; yemek yemem hapsi içinde hissetmeye başlarsınız. Yani diyet; sizin sahip olduğunuz tek eğlencenizi elinizden almış gibi düşünme hatasına düşersiniz.
5) Diyetle birlikte eğer profesyonel bir destek almıyorsanız; gıda saplantıları oluşabilir. Anoreksiden tutun da; tıkınırcasına yemeye kadar pek çok yeme bozukluğuyla karşılaşabilirsiniz.
6) Diyet yapmak sizi aksi ve huysuz birine çevirebilir. Şeker ve karbonhidratlardan yoksun olmak; yoksunluk haliyle sürekli gergin davranabilirsiniz.
7) Uzun süren diyet hali; sizi eğlenceden yoksun bırakabilir ve bundan bıktığınızı düşünürsünüz.
8) Eğer az kalori alırsanız; vücudunuz açlık moduna girer ve metabolizmanız yavaşlar. Bu kilo kaybını korkunç paradokslarından biridir.
9) Eğer dengeli biçimde yağ ve karbonhidrat tüketmezseniz; hormonal dengeniz ve beyin işlevleri için gereken yakıtı bulamazsınız.
10) Yanlış diyet uygulamaları yağ kaybı yerine; kas kaybına yol açabilir. Siz kilo kaybettiğinizi zannederken; aslında kaslarınızı eritirsiniz
11) Gıda alımındaki hatalı planlama; duygusal sorunların; yani temel yeme sorunlarının daha da artmasına neden olur. Altta yatan temel sorunu çözemezseniz; diyet sadece geçici bir çözüm olacaktır.
12) Birisi için başarılı olan diyet planı; başkası için uygun olmayabilir. Herkesin biyokimyası ve vücut analizi farklıdır. Diğerinin verdiği kiloları baz alarak hareket etmek hatalıdır.
13) Yemek yemediğiniz; beyindeki açlık uyaran nöronlar kendilerini yiyip bitirmeye başlıyorlar. Bu bir çeşit öz-yamyamlık hali diyebiliriz. Bu da sürekli açlık sinyali yollamanıza neden oluyor.
14) Eğer bir profesyonelle çalışmazsanız ve kulaktan dolma bilgilerle diyet yapmaya devam ederseniz; birkaç kilo verdikten sonra kısır döngüye girersiniz. Sürekli bir dilim pastadan bir şey olmaz; bir dilim börekten bir şey olmaz diye yaşarsınız.
15) Pek çok kişi için yemek bir konfordur. Strese girdiğinizde; canınız her sıkıldığında kendinizi yemekle avutmaya kalkmak; sizin bildiğiniz en kolay yoldur ve bunu değiştirmeniz gerekiyor.
16) Gün boyunca yapılan küçük atıştırmalıklar ve bunların farkında olmamak; diyetinizin başarısız olmasına enden olur. İçtiğiniz asitli içeceklerden tutun da; ağzınıza attığınız her küçük parça çikolata; sizin için diyet bozucudur.
17) Pek çok kişi ne zaman yediğinin farkında değildir. Bütün bir gün aç kalıp akşam bir öğünde yemek yediklerinde kilo verecekleri hatasına düşerler; oysa vücut kıtlık durumuna geçer ve bütün kiloları tutmaya başlar.
18) Eğer iş arkadaşlarınız sürekli karbonhidratlı ve kalorili yiyecekler tüketiyorsa ve siz de onların yanında diyet yapmaya çekinirseniz; diyetinizi devam ettirmeniz mümkün olmayacaktır. Sosyal baskıdan korkmayın ve bunu kafanıza takmayın.
19) Diyet ve kilo verme sürecini bir geçiş olarak gördüğünüzde; diyeti bıraktığınız anda kilo almaya başlarsınız. Kilo vermek değil; sağlıklı beslenmek ve sağlıklı yaşamak sizin hedefinizdir.
20) Son olarak diyetle birlikte spor yapmanız; her an her istediğinizi yiyebileceğiniz anlamına gelmez. Spor ekstra yediklerimizi telafi etmez. Bu da en büyük yanılgılardan biridir.