Dondurma; tüm dünyada her yaştan insanın severek tükettiği bir besindir. Ülkemizde özellikle yaz aylarında tüketilmesine karşın; her mevsim tüketilebilen; serinletici ve mutluluk sağlayan bir gıdadır dondurma. Aynı zamanda içerdiği karbonhidrat; protein; yağın yanı sıra başta kalsiyum olmak üzere birçok minerali içermesi nedeniyle de çok besleyici bir tatlıdır.
Gelelim dondurmanın geçmiş zamandan günümüze gelişine: Dondurmayla ilgili yazılı ilk belgelere 1769 yılında İngiltere’de yayımlanan bir dergide rastlanılmıştır (1). Yaklaşık 3000 yıllık bir tarihi olan dondurma; ülkemizde ilk olarak 1900’lu yılların başlarında İstanbul’da ve Kahramanmaraş’ta üretilmiştir (6). Yapılan araştırmalara göre kişi başına dondurma tüketimi yılda ABD’de 26 litre; Avrupa ülkelerinde ortalama 11 L; İtalya’da 12 L; İngiltere’de 25 L; İsveç’te 14 L; Yunanistan’da 7 L ve Japonya’da 15 L iken Türkiye’de ise sadece 1.5 L’dir (2; 3). Ülkemizde dondurma tüketiminin düşük olmasının en önemli nedeni dondurma kültürünün henüz gelişmemiş olmasıdır. Üretimde önemli gelişmeler olmasına karşın; dondurma tüketimi açısından Avrupa ve Amerika ülkelerinin çok gerisinde bulunmaktayız. Örneğin Avrupa ve özellikle de Kuzey Amerika’da dondurma hemen her mevsimde tüketilen bir ürün iken; ülkemizde ise dondurma çoğunlukla yaz aylarında tüketilmektedir.
Bu besleyici ve mutluluk sağlayıcı tatlının içeriğine bakacak olursak; karbonhidrat; protein; yağ gibi makro bileşenlerin yanında A; B; C; D; E vitaminleri ile kalsiyum; fosfor; magnezyum; sodyum; potasyum; demir ve çinko gibi mineraller bulunur. 100 gram sütlü dondurma yaklaşık 190 kkal içerir. Bu değer; hamurlu ve yağlı tatlılara kıyasla çok daha düşük bir değerdir. Kültürümüzdeki yemek sonrası tatlı alışkanlığı da düşünülecek olursa; dondurma çok güzel bir seçim olabilir. Ayrıca 100 gram sütlü dondurmada ortalama 148 mg kalsiyum; 115 mg fosfor; 63 mg sodyum; 181 mg potasyum; 0.1 mg demir; 440 IU A vitamini; 0.21 mg E vitamini; 0.21 mg B2 vitamini ve 0.1 mg niasin vardır. Glisemik indeksi orta seviyede olsa da tüketilen miktar fazla olursa glisemik yükü artar; yani kan şekerini hızlıca yükseltip düşürebilir. Bu nedenle tüketilen miktara dikkat edilmelidir.
Peki dondurmanın çok daha besleyici bir şekli ile tanışmak ister misiniz? Yoğurt dondurması! Yoğurt dondurması; dondurma ve yoğurdun bütün özelliklerini; özellikle de sağlığımız açısından çok önemli etkileri olan laktik asit bakterilerini taşıyan fonksiyonel bir gıda maddesidir (5). Avrupa ve Amerika’da uzun yıllardır sevilerek tüketilen yoğurt dondurması; ülkemizde pek fazla tanınma imkanı bulamamıştır (4). Normal dondurmadan %80 daha az yağ; 2 kat daha fazla protein ve %40 daha az kalori içerdiğinden; Amerika’da dondurma tüketen her 10 insandan 8’inin yoğurt dondurmasını normal dondurmaya tercih ettikleri ve daha ferahlatıcı buldukları gözlenmiştir (Mitten 1977).
1) Akbulut N; Kınık Ö. 1991. Soya sütünün dondurma üretiminde kullanım olanakları üzerinde bir araştırma. Ege Üniv Müh Fak Dergisi Seri: B Gıda Müh; 9 (2): 1-13.
2) Anon. 2004. Dondurmanın besin değerinden faydalanmıyoruz. www.ntvmsnbc.com/news/276136.asp (Erişim tarihi 16.9.2007).
3) Ateş Y. 2004. İster külahta ister pakette hepsi birbiriyle rekabette. www.sabah.com.tr/2004/04/17/gny102. html
4) Mann 1977. Özrenk ve Akyüz 2000
5) Abd El-Rahman ve ark. 1997; Jonkman ve ark.; 1999)