Evlilik; kadın ve erkeğin ömür boyu birlikte yaşama; birbirlerine destek olma ve hayatı paylaşma sözü ve inancıyla gerçekleşen bir akittir. Bu sözleşme uzun yıllar devam ettiği gibi; boşanma ile kısa sürede de sonlandırılabiliyor.
Son yıllarda artan boşanma oranları gözleri bir kez daha evlilik ve aile kurumu üzerine çevirmiştir.
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre;
2001 yılında 544.322 çift evlenirken; 91.994 çift boşanmıştır. 2013 yılına baktığımızda evlenen çift sayısı 600.138’de kalmış; buna karşın boşanan çift sayısı 125.305 olarak gerçekleşmiştir.Elde edilen verilere göre son 12 yılda evlilik oranı %10 artarken; boşanma oranı yaklaşık %38 artmıştır.
Evliliğin İlk Beş Yılı Oldukça Önemli!
Yine aynı verilere göre boşanmaların yaklaşık %40’ı evliliğin ilk beş yılı içinde gerçekleşmiştir. Evliliğin ilk yıllarınınevliliğe uyum süreci olduğunu düşünecek olursak; boşanmayı tercih eden çiftlerin bu süreci tamamlayamadıklarını ve evliliği sonlandırmaya karar verdiklerini söyleyebiliriz.
Çiftler Neden Boşanıyor?
Yaşadıkları sorunları çözemeyen çiftlerin bir kısmı boşanmayı gerekli bir seçenek olarak görmekte ve evliliklerini sonlandırmaktadırlar.
Peki nedir bu çözülemeyen sorunların kaynağı?
İletişimsizlik
Karşılanamayan beklentiler
Giderilemeyen ihtiyaçlar (Maddi ve manevi)
Sözel veya fiziksel şiddet
Aldatma
Sosyal medya bağımlılığı
Evliliğe dışarıdan müdahale vb.
Evlilik ile ilgili beklentiler gerçekçi olmalıdır. Çünkü yüksek olan ve karşılanamayan beklentiler hayal kırıklığına yol açar.
Eşler birbirini olduğu gibi kabul etmeli ve değiştirmek için baskı yapmamalıdır. Ancak koşulsuz kabul ve sevgi olursa değişim başlar.
Eşler birbirlerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmalıdır. Sorumluluklar ihmal edildiğinde veya yapılmadığında problemler ortaya çıkmaya başlar.
Kadınlar İçin Duygusal İhtiyaçlar Öncelikli; Erkekler İçin Bedensel İhtiyaçlar!
Giderilemeyen ihtiyaçlar kişide gerginlik ve öfkeye yol açar. Bu yüzden ihtiyaçlar mümkün olduğunca karşılanmaya çalışılmalıdır. İhtiyaçlardaki öncelik; kadın ve erkek için farklılık gösterebilir. Örneğin kadınlar için duygusal ihtiyaçlar (ilgi; sevgi vs) çok önem arz ederken; erkek için bedensel ihtiyaçlar (yemek; uyku; dinlenme vs) öncelikli olabilir.
Eşlerin birbirine zaman ayırması ve birbirini dinlemesi sevgi bağlarını kuvvetlendirir. İletişim azalmaya başladığında evlilikte çatırdamalar oluşmaya başlar. Bu durumu önlemek için ailece yapılan etkinliklerin ve paylaşımın arttırılması gerekir.
Aile ile ilgi meselelerde eşlerin birbirine danışması ve birlikte karar vermesi önemlidir. Zaman zaman evliliğe dışarıdan müdahaleler olabilir. Özellikle aile büyükleri iyi niyetle evliliğe müdahale edebilirler. Bu gibi durumlarda aile büyüklerini incitmeden ama onların aşırı müdahalesine de fırsat vermeden sorunu çözmeye çalışmak daha sağlıklı olacaktır.
Eşlerin birbirlerine saygı duyması ve iletişimde üslup konusunda hassas davranması oldukça önemlidir. Birbirine saygı duymayan ve konuşurken üslubuna dikkat etmeyen çiftler için uzun süreli bir birliktelikten söz etmek mümkün değildir.
Eşlerin aşamadıkları bir problem yaşadıklarında; problemin kendiliğinden geçmesini beklemeden bir Aile Danışmanından destek almaları sorunu daha sağlıklı çözmelerini kolaylaştıracaktır. Çünkü problemin çözümü ne kadar gecikirse; sorun o kadar kronikleşir ve çözümü daha zor bir hal alır. Bu yüzden sorun kronikleşmeden uzman yardımı almak gerekir.