infertilite başka bir deyimle kısırlık üreme çağındaki popülasyonda %10-15 oranında görülür.kadın ve erkekler eşit oranda etkilenir.üreme fonksiyonunu bozan herhangi bir sebepten kaynaklanabilir.tespiti ve tedavisi oldukça zorlu bir süreçtir.çiftlerin üstündeki sosyal baskı kaygı vericidir.
yapılan son çalışmalar çevresel toksinler ve atıkların rolüne dikkat çekmektedir.tarımsal pestisitler ; plastik yapımında kullanılan kimyasallar endokrin yani hormonal bozukluklara sebep olabilir.sigara hem kadın hem de erkek kısırlığında önemli etkendir.sigara içen erkeklerde sperm sayı ve hareketliliği olumsuz etkilenir.ayrıca sigara içen bireylerde düşük riski de artar.nikotin;siyanur;karbondioksit gibi sigara dumanında bulunan bazı bileşenler plasental yetmezliğe neden olabilir.bu durum da düşük riskini artırır.bu nedenle hem infertil çift hem de tekrarlayan gebelik kaybı öyküsü bulunanlar sigarayı bırakmalıdır.alkol kullanımının etkisi ile ilgili çalışma azdır.kafein ile ilgili çalışmalar ise göstermişki artmış kafein tüketimi subfertiliteye ve düşük riskinde artışa neden olmaktadır.günde 7 fincandan fazla çay ve kahve tüketimi zararlıdır.kadınlarda yumurtlama ile ilgili organ overin fonksiyonu kilo ile yakından ilgilidir.kilo ideal düzeyde olmalıdır.düşük kilo hipogonodizm fazla kilo ise insülin direnci ve anovulasyona sebep olur.kadınlarda kısırlığın en sık nedenlerinden polikistik over hastalığı vücut yağ oranı ve insülin direnci ile bağlantılıdır.diyet ve egzersiz vücut ağırlığında%5-10 azalma bile başarılı sonuçlara götürür.kilo fazlalığı kadar aşırı zayıflık da üreme fonksiyonunu bozar.bu grup hastada anovulasyon izlenir.yoğun egzersiz de amenore yani adet görmeme sorunu oluşturur.bütün bunların dışında en önemli etkenlerden biri de stresdir.henüz mekanizması anlaşılamamış olsa da yapılan çalışmalar yoğun strese bağlı anovulasyon ve infertilite ilişkisini ortaya çıkarmıştır.infertil çiftlerde diyet değişikliği veya besin desteğinin kesin yararı olmamasına rağmen günlük multivitamin desteği mantıklıdır.
genel olarak infertil çi;fte ilk yaklaşım nedeni bulmak ya da eşlik eden faktörleri saptamaktır.en uygun tedavi yöntemini seçmek gerekir. çiftin içinde bulunduğu kaygı yönetimini ihmal etmemek gerekir.cerrahi müdahele gerektiren durumlar saptanmalıdır.ancak bazı grup hastalarda sebep bulunamaz.bu grup sebebi belli olmayan infertilite grubudur.bu grup %30 olarak belirlenmiştir.hastaya uygun tedaviyi seçmek çok önemlidir.bu tedaviler; cerrahi tedavi;medikal tedavi ovulasyon indüksiyonu ;ıuı ;IVF gibi yardımcı üreme teknikleri şeklindedir.yardımcı üreme teknikleri hakkında çift detaylıca bilgilendirilmeli riskler ve başarı oranları paylaşılmalıdır.
ıuı(intrauterin inseminasyon: bu yöntemde semen işlenir.hareketli ve morfolojik olrak normal yapıdaki spermler plazmadan ayrılır.ovulasyon zamanı hesaplanır.yaklaşık olarak beklenen ovulasyon zamanında ince bir katater yardımı ile transservikal yoldan rahim içine verilir.hafif erkek faktöründe ve açıklanamayan infertilitede ilk seçenek olabilir.ancak üç kez ıuı uygulanmış ama olumlu sonuç alınamamış hastalarda daha fazla vakit kaybetmemek gerekir.yardımcı üreme teknikleri düşünmek uygundur. yardımcı üreme teknikleri altta yatan sebebi düzeltmeye yönelik bir tedavi değildir. bu durum çifte detaylıca anlatılmalıdır.amaç gebelik elde etmektir.prensip olarak yumurtanın hazırlanması;çıkarılması ve izolasyonu önemlidir.bunun için değişik teknikler mevcuttur.uyarılan overden toplanan yumurtalar ultrason eşliğinde transvajınal olarak toplanır.sonra fertlizasyonu sağlamak için sperm ve yumurta in vitro ortamda birleştirilir.başarı sağlanırsa canlı embriyolar yine ultrason eşliğinde endometrial kaviteye yerleştirilir.ne yazıkki embriyo sağlığını belirleme yöntemleri mükemmel değildir.bu yüzden gebelik olasılığını artırmak için birden çok sayıda embriyo transfer edilir.ancak bu durum da çoğul gebelik riskini artırır.çoğul gebelikler yardımcı üreme tekniklerinin önemli bir komplikasyonudur.ayrıca ivf ile elde edilen gebeliklerde plasenta previa;konjenital anomaliler de ileri anne yaşı nedeni ile riks artar.bu yüzden yardımcı üreme teknikleri ile elde edilmiş gebeliklerde daha yoğun prenatal takip gerekir.şu anda var olan bilgiler doğal yoldan elde edilen çocuklar ile ivf yöntemi ile doğan çocuklar arasında okul öncesi psikomotor gelişimeri açısından bir fark yoktur.