Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hem İletişim; Hep mi İletişim...

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Hem İletişim; Hep mi İletişim...
Aile denince akla günümüzde en çok karşılaştığımız aile modeli olan "anne-baba-çocuk"tan oluşan çekirdek aile gelir. Ailenin önemli bir ferdi olan kadın; bir çok role sahiptir. Çocuğuna anne; eşine eş ve bir de çalışma hayatı eklendiğinde bazen kadın rollerinde çatışma yaşayabilir ve bu gibi durumlarda zorlanabilir. Kadınlar zaman zaman eşleriyle istedikleri gibi bir ilişki kuramadıklarından yada yorgunlukları sebebiyle çocuklarıyla vakit geçiremediklerinden ve kafa karışıklığından dolayı işlerine de tam konsantre olamadıklarından şikayet ederler. Hayatları modernleşmiş olsa bile; aile içinde kadından beklenen ev işleri hala geleneksel olmaya devam eder.
Hakkında bir çok seminer yapılmış; kitaplar yazılmış olmasına rağmen "iletişim" hala aile için en büyük problemdir ve bunun çözümü için aile ferdleri babadan kalma bilgilerin dışına çıkmamaya devam eder. Evliliklerde birbirini doğru anlamak çok önemlidir. İletişimin olmadığı yerde; anlaşma; mutluluk; huzur olmaz. "Nasıl olsa beni anlamıyor; ne konuşacağım onunla?" diye düşünmek çiftleri gitgide birbirinden uzaklaştırır. İletişim kopukluğu yaşayan çiftler bir süre sonra zihin okumaya başlar (başladığını sanar). Evliliklerde sıkça karşılaşılan zihin okuma; beraberinde ön yargıyı getirir. Halbuki konuşmayı başarabilen çiftlerin evlilikleri daha uzun ömürlü olur.
Yalan; öfke anında söylenen bir söz; kalp kırıklığı... Çiftler arası bu gibi sorunlar duygusal uzaklaşmayı getirir ve duygusal uzaklığı problem olarak yaşayan sadece çiftler değildir. Varsa evde çocuklar bu duygusal uzaklaşmalardan zannedildiğinden daha fazla etkilenir. Bu onların gelecekteki yaşantısını da fazlasıyla etkiler. Evde olan negatif elektrik evin huzur ve mutluluğunu da alır götürür. Uzun süren duygusal uzaklaşmalar ise beraberlikleri tamamen bitirebilir.
İlişkilerde mutluluğu yakalayamamanın bir sebebi de "vermeden almaya çalışmak"tır. Genelde çiftler bir şeylerin yapılmasını veya bir adımın atılmasını hep karşı taraftan bekler. Buna rağmen bu beklentilerden karşı tarafın haberi yoktur. Çünkü kişi beklentilerini açıkça ifade etmez. Sadece bekler ve anlaması gerektiğini düşünür. Bunlar da mutluluğun önünde koca bir engeldir ve kişi için artık aklındaki problemle birlikte "karşı taraf bu problemi neden anlamadı?" gini bir problem daha vardır.
Aile olabilmek ve aile içinde iletişimi sağlayabilmek bir beceridir. "Biz" duygusu gerektirir. Çocuklar aile içindeki biz duygusunu benimserler ve daha sağlıklı bir çocukluk geçirirler. Çocukların gelişiminde aile içi iletişim oldukça önemlidir. Aile bireyleri birbirlerine karşı duygularını samimi bir şekilde ifade etmeyi huy haline getirirlerse; birbirlerini daha iyi tanır; anlar ve artık her durumda özgürce duygularını ifade etmeyi seçerler.
Samimiyet olan çiftlerde problemler daha kolay çözülür ve böylelikle iletişimleri daha da kuvvetlenir.

Kuvvetli iletişimler dileklerimle...


GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE AİLE


Geçmişten geleceğe doğru bakıp azıcık düşünen her insan farkeder ki Türkiye aile yapısı git gide değişiyor. Aile içindeki geleneksel alışkanlıklar Osmanlı nın son dönemlerinden başlayarak Türkiye Cumhuriyeti nin de kurulmasıyla artık unutulmaya yüz tutmuş durumda. Özellikle kentlere yapılan göçler sebebiyle aile yapısıyla beraber toplum da batılılaşmaya doğru gidiyor. Bu değişim içinde aileyi sarsıcı problemlerin de sayısı oldukça fazla.

Büyük şehir; hayatı çok etkiliyor. Yaşam şartlarının gerektirdiği durumlar veya batılılaşma hevesi gibi bazı faktörler evimizin türünü; dolayısıyla sosyal hayatımızı da etkiler hale geldi. Önceden kültürümüzde çoğunlukta olan çok sayılı odalı evlerin içinde geniş aile olarak yaşam yerini; günümüzde özellikle de büyük şehirlerde bir iki odalı evlere ve çekirdek aile türüne bırakmıştır. Evlerin küçülmesine bir etkili sebep de; çocukların erken yaşta okul veya başka bir sebeple ayrı eve çıkıp yalnız yaşamaya karar vermesi... Bununla beraber yalnız; belki de asosyal bir nesil oluşmaya başladı. Gençler arasında sigara; alkol; madde bağımlılığı gibi kötü alışkanlıklar oldukça arttı.

Aile yapısı değiştikçe kadın emeği de iş piyasasına döküldü. Ancak bununla beraber aile içinde ve dolayısıyla toplumda bazı problemler ortaya çıkmaya başladı ve Türkiye; bu problemlerin çaresini düşünmeden kadın emeğinden faydalanmaya başlamıştı. Batıda çalışan kadın sayısı çok fazla ancak orada ortaya çıkabilecek problemlere karşı tedbirler de alınmış durumda. Türkiye nin aile yapısı olarak batılılaşmaya doğru giderken örnek almayı unuttuğu bazı detaylar var.

Gitgide artan aile içi problemler; geleneklerin unutulması; boşanmaların artması; gençlerin hatta çocukların kötü alışkanlıklarının artması; geniş aile ve akraba bağının unutulmaya başlaması gibi etkileri gözle görülüyor.

Olumlu veya olumsuz aile yapısının değişiyor olması aşikar ve tartışılabilir bir konu. Ancak Türkiye de aile yapısı hala da değişecek gibi görünüyor...

Aile Danışmanı
Hümeyra Yıldız