Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Mutluluğun Antidepresan Hali!!!

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Mutluluğun Antidepresan Hali

Mutluluğun Antidepresan Hali!

Artık “çektiği sıkıntılara” dayanamayıp psikiyatriste gitmeye karar vermişti. Fena da olmamıştı hani. Görüşme beklediğinden iyi geçmişti. Bir süre terapi seanslarına devam etmekle sorununun hallolabileceğini de öğrenmişti ama sevinememişti buna. Bunca iş güç arasında nereden çıkmıştı şimdi seans falan. En iyisi mi psikiyatristin verdiği ilaçları kullanıp kısa yoldan çözmekti sorunları; böylece terapi angaryasıyla da uğraşmak zorunda kalmayacaktı. Maalesef günümüzde yaşanan binlerce antidepresan hikayesinden bir tanesi daha yaşanmaya başlamıştı!

Kısa sürede değişim inanılmaz olmuştu. Moral bozukluğu; gerginlik ve tahammülsüzlük yerini gevşemeye; sebepsiz bir mutluluğa bırakmıştı. İşte! Tam da düşündüğü gibi olmuştu; psikiyatriste ihtiyacı da kalmamıştı; bu kutu bitti mi bir tane daha alır; sonra bir tane daha… Oh; hoş geldin sonsuz mutluluk!

Ama maalesef gerçekler beklediği gibi olmamıştı. Yavaş yavaş her şey bambaşka bir hal almışa benziyordu. Herkesin hayranlığını çeken neşesini arttırmanın yolu olarak gördüğü doz aşımı artık başına bela olmaya başlamıştı. İlaç almadan duramıyor; fiziksel yan etkilerinden dolayı her gün farklı bir sorundan yakınıyordu. Cinsel isteksizlik; adet düzensizliği; kronik yorgunluk... Dahası her şey kötüye gidiyor; hayata ilişkin ümitsiz duygu ve düşüncelerinin girdabında yok olup gidiyordu.

Yalnız Türkiye’de değil; bütün dünyada yapay mutluluk sağlayan ilaçlar olarak tanımlanan antidepresan ilaçları şeker; çikolata gibi çantaların vazgeçilmezi oldu. Moda akımı gibi yayılan antidepresan kullanımı depresyona giren; panik atak yaşayan; stresle başa çıkmaya çalışanların değil; aynı zamanda moral düzeltmek isteyenlerin de ilk tercihi olmuştu. Metropol yaşam koşullarının bir sonucu olarak “en kolaya daha hızlı ulaşma isteği mevcut problemlerle baş etmek yerine çözümü ilaçlarda bulmaya çalışan bir jenerasyon doğurdu. Peki mevcut yaşam koşullarının getirdiği problemlerle baş etmenin tek yolu mutluluk haplarından mı geçiyordu?

Antidepresanlar konusunda ki kuşkuları en iyi özetleyen isimlerin başında gelen Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitmenlerinden Prof. Dr. Irving Kirsch 2011 de dördüncüsü düzenlenen Ulusal Psikofarmakoloji Kongresinde; antidepresan ilaç tedavisi ve riskleriyle ilgili oldukça çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.

Antidepresanların etkinliğine ilişkin meta-analizi uluslararası arenada büyük tartışma yaratan Prof. Dr. Kirsch; antidepresanlar ve plasebo arasındaki farkı ortaya koymak amacıyla yaptığı araştırmaya kadar; antidepresanların tedavi edici etkisine inandığını söyledi. 20 yıllık veriler antidepresanların depresyon hastalarına yardımcı olduğunu gösteriyordu. Klinik deneylerle de kanıtlanan bu iyileşme durumu; antidepresanların işe yaradığını söylüyordu. Fakat bu analizden tatmin olmayan Kirsch; ilaçları alan hastaların iyileşmesiyle sahte hap alanların iyileşmesini karşılaştırmaya karar verdi ve aradaki farkın çok küçük olduğunu gördü. Plasebo alan hastalar; diğer ilaçları kullananların yüzde 75’i oranında iyileşmişti. Ve Kirsch’e göre; buradan yola çıkarak antidepresanlardan sağlanan faydanın 4’te 3’ünün plasebo etkisi olduğu söylenebilirdi.

Plasebo ve antidepresan kullanımını karşılaştırdığımızda klinik olarak ciddi bir farktan bahsetmek mümkün değildi. Aslında Kirsch; ilaçlar gerçek depresyon hastalarında etkili olduğunu fakat bu faydanın plasebonun sağladığı faydadan çok farklı olmadığını ve riskleri de beraberinde getirdiğini iddia ediyordu. Kirsch bu araştırma soncunda depresyondan muzdarip hastaların ilaçları bırakmasını değil; sadece ilaçların ağrı kesici olmadığını ve kullanılması gereken son çare olduğunu savunuyordu.
Peki ne yapmalı?

Her iş uzmanınca yapılmalı! Bir binayı doktor inşa edemez; bir ameliyatı da mühendis yapamaz. Ruh sağlığınız için de ne yapılması gerektiğini ancak psikiyatrist ve psikologlar bilebilir. Her türlü psikolojik sorununuz için hemen bir uzmana danışın; o neye ihtiyacınız olduğunu size söyleyecektir. Kanser teşhisi almış olsaydınız bir dakikanızı bile kaybetmez; her şeyinizi bu yola seve seve koyardınız. Ruh sağlığınızı da ikinci plana atmayın. Çünkü bütüncül bir sağlığın temeli öncelikle ruh sağlığıdır.
Ve gelin; bu işi; işin kolayına kaçmadan gerçekleştirin. Eğer size önerilen tedavi şekli terapi ise tedavinizi sonuna kadar götürün. İlaç alıp kendinizi uyuşturmak yerine sorunlarınızla yüzleşin; değişime terapinizle buradan başlayın. Bu sefer kaçmayın! Sorunlarınızı bulup yüzleşeceğiniz; kökten çözümlerle uzun vadeli iyilik haline ulaşabileceğiniz terapinizi ihmal etmeyin ve en kıymetli varlığınız olan ruhunuza; sağlığı hediye edin.

Psikolog ve Aile Terapisti
Mehmet CAN