Günümüzde birçok kişisel gelişim uzmanı tarafından insanların kendilerini fark etmesine yönelik ve potansiyellerini ortaya çıkarıp harekete geçirme amacıyla birçok eğitim ve seminerler verilmekte; kitaplar çıkarılmaktadır. Peki; ‘kişisel gelişim’ dendiğinde akla ilk gelen ve bizde çağrışım uyandıran ne olmalıdır? Bu soruya kendi ifademle ‘kişisel gelişimde durağan su ve akarsu’ kavramlarıyla açıklık getirmek istiyorum.
Durağan suyu hepimiz biliriz; adı üstünde durgundur; hareket etmez; içerisinde birçok bakteri vardır. Özellikle biraz da beklediğinde kokmaya başlar; içerisindeki bakteriler çoğalır; rengi bulunduğu yere-kaba göre yeşilimsi veya sarımsı bir hal alır kullanım veya içme amaçlı olarak tercih edilmez.
Akarsu ise durağan suyun aksine sürekli akar; berraklığını ve temizliğini sürekli korur serinliğini mis kokusunu sürekli zinde tutar. Akarken insanın ruhunu dinlendiren güzel bir sesi vardır ayrıca akarsu geçtiği yerleri de temizler.
İnsan ve su birbirine çok yakın varlıklardır. Fıtri olarak birbirlerine çok benzerler; bu dostluğun yanında insan suya muhtaç bir varlıktır onsuz yaşayamaz insan bedeninin %60-70 i; beyin ve kasların ise %75 i sudan oluşur. İnsandaki kişisel gelişimi de yukarıdaki örnekle netleştirebiliriz. Kişisel gelişimde asıl amaç insanın sürekli hareket halinde olmasını sağlamaya yönelik insandaki iç dinamikleri harekete geçirmeyi sağlamak ve farkındalık kazandırarak kendi varlığının değerini ve mükemmelliğini kavrayabilmesine yardım etmektir. Böylelikle birey toplum içerisinde ön planda olabilme ve mesleki alanda üretici ve gözde bir özellik kazanarak gelişimini hayat boyu sürdürme çabası içerisinde olacaktır. Neden kişisel gelişim denecek olursa; günümüz şartlarının kişisel gelişimi ve toplum önünde insanların etkin ve saygın bir hal alması ihtiyacını karşılamaya yönelik insanların kendilerini sürekli geliştirme gereksinimi olarak nitelendirebiliriz.
Kişisel gelişimde eğitim mi yoksa harekete geçme mi ön plandadır?
Birçok insandan duyduğum bir cümle “birçok kişisel gelişim kitabı okudum hatta birçok seminerlere katıldım fakat hayatımda herhangi bir değişim olmadı”
Kişisel gelişimde önemli olan faktör insan faktörüdür. Yani her şey kişinin kendisinde biter; ne kadar eğitim alınırsa alınsın hatta onlarca kitap bitirilse bile hareket(action) olmadığında; sürekli mücadele halinde olduğunuz içinizdeki ataleti(tembellik) yenip bir yerden başlayıp faaliyete geçmediğiniz takdirde yani ‘durağan su’ halinde olduğunuzda alınan eğitimler herhangi bir fayda sağlamayacaktır.
Cebinizde yeteri kadar para var çok üşüyorsunuz; paranızla ateş yakmak için tonlarca odun aldınız ve sayısız kibrit aldınız; kibriti tutuşturma girişiminde bulunmadığınız takdirde üşümeye devam edersiniz.
İnsan akarsu gibi olduğunda sürekli zinde kalacaktır; sürekli okumalı araştırmalar yapmalı ilgi alanları nispetinde eğitimlere katılmalı; çeşitli projeler ortaya koymalıdır. Böylece kişisel gelişim adına kendisindeki değişimi fark edecektir. Beynin çalışarak geliştiğini ve beyin kapasitesinin sınırsızlığını unutmamalıyız.
Sonuç
-Durağan insan durgun suya benzer.
-Sürekli çalışan üreten insanlar akarsuya benzer.
-Üretken insanlar akarsu misali etrafına pozitif bir enerji yayar; başkalarına da faydalı olur.
-Durağan olmak yerinde saymak değildir; bulunduğu konumdan daha geriye gitmektir.
-İnsanlar akarsuları tercih eder; hareket halindeki üretken insanlar büyük şirketlerin ilk tercihleridir.
-Durağan sular hiçbir zaman ilk sırada tercih edilmez çünkü içmek için daha temizi olan akarsular vardır. Aksiyon halindeki insanlar daha enerjik; üretken ve sisteme yararlıdır.
-İnsanlar kendini ateşleyici unsurları keşfetmeli ve bu ateşleyicilerle hareket etmelidir.
Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak şarttır. Balzac