Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

İdeale Ulaşma Yolunda: Yeme Bozuklukları

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
İdeallik ve mükemmellik kavramları hayatımıza gireli çok olmadı ve etkileri yaşamımızı sarmaya çoktan başladı. İdeal beden ile ilgili kavramlar ve standartlar sürekli değişmesine rağmen; yaklaşık son 50 yıldır vücut şekilleri açısından insanların düşüncelerini etkiliyor. Güzellik kavramının ideal ile birleşmesi; kadın ve erkek olma tanımlarının değişmesine de neden oldu. Mükemmele ulaşma yolunda ve zayıf veya atletik olma uğrunda kilo kaybetmeye yönelik davranışlar her geçen gün artıyor. Sağlıklı beslenme anlayışının; diyet yapma ile karıştırılması ise ciddi yeme bozukluklarına yol açıyor. Dünya Sağlık Örgütü dikkat gerektiren “önemli tıbbi durum” olarak tanımladığı bu bozukluklar; özellikle ergenlik dönemindeki kızlar ve erkekleri etkiliyor. Fiziksel değişimlerle kendini belli eden yeme bozuklukları; zihinsel ve psikolojik değişimlerle ortaya çıkıyor ve benlik algılarındaki yanlışlarla şekilleniyor. Erken ölme riskini önemli derecede arttıran rahatsızlıklar arasında olan yeme bozukluklarına yakalanmış kişi; yaşıtlarına göre 18 kat daha fazla ölme riski taşıyor.

Yapılan araştırmalarla; genetik ve biyolojik nedenlere bağlı olduğu fark edilen bu bozuklukların; çoğunlukla da psikolojik sebeplerle meydana geldiği anlaşılmaktadır. Kişinin yeme ritüellerini tamamıyla değiştirmesi sonucu sağlıksız vücuda neden olan fiziksel değişimler; genellikle de gelişimin hızlı olduğu ergenlik döneminde; sosyal baskı ve bilişsel yanılsamalarla ortaya çıkar. Yeme bozuklukları genel olarak; kişinin vücut ağırlığı ve fiziksel görüntüsü hakkındaki düşüncelerinin yemek yeme davranışlarındaki negatif değişimlerle ortaya çıkan ruhsal bir rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır. Bedensel ve psikososyal boyutu olan bu bozuklukların; aşırı kilo alma ile aşırı kilo verme olmak üzere iki uçlu olduğu kabul edilir. Kendini aşırı yemek yeme veya çok küçük miktarlarda yemek yeme olarak ortaya koyar. Kişinin hayatında problemlere neden olan bu bozukluk; obsesyonlar ve takıntılar ile birleştiğinde ciddi bir hal alır.
Kadınlar arasında daha yaygın olmasına rağmen; erkeklerde daha değişik şekillerde görülebilmektedir. Bu farklılıklar genelde; kilo verme çabalarında gözlemlenir. Ergenlik ve erken yetişkinlik dönemlerinde başladığı ortaya konulan bu bozuklukların bazı durumlarda ya çocukluk döneminde ya da daha geç dönemlerde oluştuğu da görülmüştür. Özellikle gelişmiş ülkelerde; kadınlarda balerinlik; mankenlik; modellik gibi incelik gerektiren mesleklerde yaygındır; buna ek olarak erkeklerde ise vücut geliştirenler; güreşçiler; baletler ve jokeylerde daha çok görülmektedir. Yeme bozuklukları genel olarak; Anoreksiya Nervosa; Bulimia Nervosa ve Tıkanırcasına Yeme olarak üç başlık altında toplanmıştır.

Anoreksiya Nervosa; beden imajına aşırı takıntılı olma ile ortaya çıkan ve ideal vücut ölçülerine ulaşmak amacı ile kendi kendine aç kalarak; normal vücut ağırlığının çok altına düşene kadar kilo kaybetmedir. Kişi; ağırlığı normal olsa bile kendini kilolu hissederek; yemek yemeyi ısrarla reddeder. Kiloları üzerine obsesyon geliştiren bu bireylerin en büyük korkusu; kilo almak ve kilo verememek üzerinedir. Yemek yemeyi reddetme davranışı görünen bu kişiler; aşırı egzersiz ile de kilo verme çabalarını arttırmaktadır. Psikolojik boyutu yüksek olan Anoreksiya Nervosa’ya yakalanan kişiler; ayna karşısında ve tartı üzerinde vakitlerinin çoğunu geçirirler. Karbonhidrat ve yağlı gıdaları hayatlarından tamamen çıkarmış olan bu bireyler; ilginç olarak sürekli yemek tarifi toplar ve aile yemekleri düzenlemekten keyif alırlar. Bazıları kendilerini tamamen şişman olarak algılarken; bazıları vücutlarındaki bölgesel alanlara takılır. Aşırı kilo vermeleri ve zayıflıkları tehlikeli boyuttadır; bu hastalık kişinin sağlığını tehdit ederek ölüme neden olabilecek ciddiliktedir. Kilo kayıpları; kalp; tansiyon; stres hormonlarında artış; gelişme geriliği; beyin ve sinir sisteminde kalıcı hasarlar; amenore (menstürasyonun durması) gibi medikal rahatsızlıklara da zemin hazırlamaktadır. Kendilerinin etkisiz olduğunu düşünürler ve özsaygıları ile kontrol duygularını arttırmak için başarma duygusunu elde etmeye ve kilo kaybı ile tamamlamaya çalışırlar. Kendilik değerleri zayıflıklarına bağlıdır ve hem kendilerini hem başkalarını eleştirmeleri çok serttir. Anoreksiya’nın belirtileri; kişinin olması gereken kilonun çok altında olması; korkularının kilo almak üzerine olması; vücut şekline ve ideale takıntının çok fazla olması; kadınlarla menstürasyonun kaybolması olarak sıralanmaktadır.
Bulimia Nervosa’nın görülme sıklığı Anoreksiya’ya göre daha fazladır. Çok miktarda ve normal bir insanın yiyemeyeceği gıdanın kişi tarafından alınması sonrasında oluşturduğu rahatsızlık nedeniyle hepsinden kurtulmaya çabalamasıyla ortaya çıkar. Kısacası; yemeyi kısıtlama çabaları; aşırı yemek yeme dönemlerine neden olabilir. Böylece; kilo almayı engellemek için kusma; hiç yememe ya da aşırı egzersiz yapma gibi sağlıklı olmayan yollara başvururlar. Bu çabalar psikolojik boyutta; kişideki suçluluk ve pişmanlık duyguları sonucunda ortaya çıkar. Zamanla öğrenilen kusma davranışı; refleks haline gelebilir ve daha ciddi medikal rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Sürekli kusma; kişide sodyum ve potasyum dengesini bozabilir; mide rahatsızlıkları; reflü ve diş çürükleri; diş minesinin incelmesi; yemek borusu delinmeleri gibi sorunlara yol açar. Genellikle aşırı yeme davranışı kişi yalnız kaldığı zamanlarda ya da stres durumu ile kaygının arttığı ve gelen olumsuz duygular eşliğinde çok hızlı bir şekilde gerçekleştirilir. Aşırı yeme ve ardından gelen kusma; kontrolden çıkma ve kontrolü yeniden sağlamaya yönelik olduğu düşünülmektedir. Kişideki belirtileri; devamlı yemek ve kusmak; besin alımını kontrol edememek; kendi kendine kusmak; diyet hapları veya müshil kullanmak; aşırı egzersiz yapmak ve sürekli kilo ile vücut şekliyle meşgul olmak olarak sıralanmaktadır.

Anoreksiya ve Bulimia tanımlar açısından birbirlerine benzer gözükse de; tıkanırcasına yeme dönemleri ile bunu tolere etme davranışları ile farklılık gösterir. Anoreksiya’da kişi hiç yemeyerek normal vücut oranının altındadır; buna karşın Bulimia’da kişi kusma davranışları ile normal kilodadır veya olması gerekenin çok üstündedir.
Tanımlanmış üçüncü yeme bozukluğu olan Tıkanırcasına Yeme’de ise kişi belirli bir zaman içinde yeme açısından kontrolünü tamamen kaybederek; aşırı ve hızlı yemek yemesidir. Bu kişiler obez olmaya yakın kişilerdir ve kontrolsüzlükleri rahatsızlık hissi duymamalarından kaynaklanmaktadır. Genellikle yerken farkında olmazlar ve yedikten sonra suçluluk duygusu ağır basar ve özbenlik anlayışları sarsılabilir. Bulimia’dan farkı; çok yemelerine rağmen; ondan kurtulmak için kusma ve ilaç alımına başvurulmamasıdır.
Bu kadar ciddi sorunlara neden olan yeme bozukluklarının tedavisine önem verilmelidir. Tedavisi zordur ve mutlaka profesyonel bir yardım alınmalı; tedavide kişi ile beraber aile de yer almalıdır. Ciddi bir beslenme takibi gerektiren tedaviye psikolojik destek de şarttır. Çünkü davranışa dönüştürülen düşünceler; genellikle psikolojik nedenlerle; sosyal ve aile baskısıyla stres ortamında ortaya çıkmaktadır. Özellikle ergenlik dönemindeki çocukların yeme davranışlarının takibinde ailelerine büyük sorumluluk düşmektedir. Tedaviden sonra da tekrarlama oranı yüksek olan yeme bozukluklarında; takip ve destek sürekli olmalıdır. Benlik kaygılarının ve öz algılarının düzeltilmesi; korkularının giderilmesi ve oluşan kaygının azaltılması ile hiç yemek yememe veya aşırı yeme sonrasında çıkarma davranışlarının değişeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Referanslar
Kring; A.; Johnson; S.; Davison; G.; Neale;J. (2010). Eating Disorders. Abnormal Psychology. Wiley & Sons; 253-277.
Maddux; J. & Winstead; B.A. (2012). Common Problems of Childhood and Adolescence. Psychopathology. Routlegde: New York. 517-551.
Yalom; I.D. & Werne; J. (2006). Treating Eating Disorders. Jossey-Bass Inc.