Çay bitkisi; ya da Latince adıyla Camellia sinensis; dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecektir. Genel olarak dünya nüfusunun üçte ikisinde çay tüketilmektedir. Miktar olarak en önemlileri Hindistan; Çin; Sri Lanka; Japonya ve Tayvan olmak üzere çay; yaklaşık 30 ülkede üretilmektedir. Ülkemizde de çay üretimi ve tüketimi çok yaygındır. Dünya üzerinde çay tüketimi incelendiği zaman Hindistan ve batısında kalan ülkelerde siyah çay tüketiminin; başta Çin ve Japonya olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinde de yeşil çay tüketiminin daha (%90) yaygın olduğu görülmektedir.
Yeşil Çay ve Siyah Çay Arasındaki Farklılıklar
Çay türleri üretim şekline göre çeşitlilik kazanmaktadır. Yeşil çay; çay bitkisinin tepe tomurcuğu ve onu takip eden iki yaprak esasına göre hasat edilmiş taze sürgünlerinden üretilen; okside olmamış bir çay çeşididir. Siyah çay; çay yapraklarının ezilmesi sonucu ortaya çıkan polifenol oksidaz enziminin katalize ettiği oksidasyon sonucu oluşur. Siyah çay üretimi sırasında koparma; soldurma; kıvırma ve kurutma işlemleri yapılmaktadır. Soldurma işlemi sırasında kıvırma işlemi için yapraklar uygun hale getirilmektedir. Kıvırma işlemi sonucunda yaprakların hücre yapısı parçalanmakta ve fermantasyon süreci başlamaktadır. Teknolojik olarak değişiklik gösterebilen üretim yöntemlerine göre siyah çayın son durumu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle siyah çayın içeriği için tanımlayıcı bir kompozisyon betimlemek zordur.
İçerik Olarak Siyah Çay ve Yeşil Çay
İçerik olarak yeşil ve siyah çay birbirine benzemektedir. Antioksidan etkilerini farklı Bioaktif bileşiklerle gösterirler. Bu farklı bileşiklerinin oluşma sebebi üretim sürecindeki fermantasyon aşamasıdır. Yeşil çayda flavonoid grubundan polifenoller fazladır. Polifenol grubundan kateşinler; kateşinlerden de epigallokateşin gallat (EGCG) özellikle fazla miktarda bulunmaktadır. Ayrıca epigallokateşin (EGC); epikateşin galat (ECG); epikateşin (EC); kateşin (C); gallokateşin (GC) ve gallokateşin gallat (GCG) da değişik miktarlarda bulunmaktadır. Bilimsel çalışmalar siyah çay ve yeşil çay etken maddelerinin hastalıklara karşı korunmada benzer etkiler gösterdiğini belirtmektedir
Çaylar Ve Hastalık İlişkisi
1. Kalp ve damar hastalıklarından koruyucudur. Damar kalınlaşmasını engelleyerek ve kolesterolün damar içeriğinde birikmesine engel olarak; kalp ve damar hastalıklarından korunmamızı sağlar.
2. Yeşil çayda fazla miktar bulunan kateşinler; antioksidan kaynağı olduğu için KANSER hastalıklarından korur.
3. Tip 2 Diyabet hastalığının komplikasyonlarını önleyicidir.
4. Kilo vermek isteyen kişilerde yeşil çay tüketimi; iştah denetimi sağlar; aynı zamanda metabolizma hızlandırıcısı faaliyeti göstererek; obezite hastalığına engel olur.
5. Düzenli tüketilen çayın; hazımı kolaylaştırdığı; özefagus ve mide kanseri kouruycuusu olduğu görülmüştür.
Çayın tüketimi ve tüketim şekli; kültürden kültüre farklılık göstermektedir.
Uzak Doğu ülkelerinde çay çoğunlukla yeşil ve 2 dakikalık demleme ile tüketilirken;
İngiltere’de Siyah çay süt ile tüketilir.
Türkiye’de ise uzun süreli demleme özelliği gösterir.
Çayın tüketim şekli içeriğini de etkilemektedir. Uzun süreli demleme işlemi; yeşil çaydaki flavanoidlerin kaybına yol açmaktadır.
Yapılan bir klinik çalışma gösteriyor ki;Günde 2 fincan çay tüketen kişilerde 2 haftanın sonunda flavanoidler oranında %25 artış meydana gelmiştir.
Yapılan başka bir klinik çalışmada da yeşil çayı düzenli tükettiğini söyleyen bireylerde kandaki antioksidan kapasitesi siyah çayı sıklıkla tükettiğini belirten bireylere karşı daha yüksek çıkmıştır.
Sonuç olarak;
Her iki çay türünü de düzenli olarak tüketen bireylerde sağlığa katkı sağladığı görülmüştür. Gün içerisinde alınacak kafein miktarı düşünülerek; 2 şer fincan yeşil ve siyah çayın tüketimi sizi bir çok hastalığa karşı koruyacaktır. :)