Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ramazan Bayramında Beslenme

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
RAMAZAN BAYRAMI VE SONRASINDA BESLENME

 Ramazan ayındabeslenme alışkanlıklarımız değişti. Uzun bir açlık süreci yaşadık ve birçoğumuz bunu telafi etmek için bol kalorili yiyecekler tükettik; öğün sayısındaki azalışa bağlı olarak metabolizmamız yavaşladı. Ramazan pidesinin; geleneksel yemeklerin; güllacın özlenen lezzeti damaklarda keyifli bir tat bırakırken; oruç tutanlar kadar tutmayanların da kilo artışına neden oldu.

İki öğünle beslenmeye uyum sağlayan metabolizmayı; eski alışkanlıklardan kurtarmak ve sağlıklı beslenmeye yöneltmek için bayramla birlikte yeni bir dönem başlıyor.

Sağlıklı bir beslenme alışkanlığı kazanmak için yapmanız gereken; Ramazan Ayı öncesindeki yemek yeme biçiminizdeki sorunları belirlemek ve bu sorunlarla başa çıkmak için iyi bir beslenme programı yapmak. Bayram sonrası diyetisyeninize başvurup yeni bir dönem açabilirsiniz.

            Elbette geleneklerimizde bayramda gelen misafirlere meyve ya da sütlü tatlı sunmak gibi bir alışkanlık yok. Adı üstünde “Şeker Bayramı”. Her ortamda şeker; çikolata ve şerbetli tatlılar bulunacak. Yine yüksek kalori alınacak; sonrasında muhtemelen vicdan azabı duyulacak. Bundan en az etkilenmek için yapabileceğiniz çok basit uygulamalar var.

Dikkat etmeniz gereken en önemli unsur; bayram sabahına; makul bir kahvaltı ile başlamak. Ailenin bir araya geldiği bu sabahı zengin bir menü ile süslemek iyi bir fikir gibi görünse de; peynir; zeytin; domates; salatalık ve illa ki meyvelerden oluşan bir sofrayı tercih etmek gerekiyor.

          Kahvaltının ardından ilk konuklar gelmeye başlar ve bu bayram bir değişiklik yapıp; bayramda onlara şekerin; çikolatanın yanında; lezzetli ve sağlıklı bir ikram hazırlayın; fındık; ceviz; gün kurusu; kuru erik; hurma ve kuru incir ile şekerliğinizi zenginleştirin. Böylece; konuklarınızın kan şekerlerini düzenlemelerine yardımcı olursunuz ancak nişasta ile kurutulmuş tropik meyvelerden uzak durunuz.

         Bayramda ve sonrasında temel kural; içinde posa öğesi bulunmayan ve bu yüzden kan şekerini hızla yükselten “Basit Karbonhidrat”tan uzak durmaktır.

         Bu yüzden bayram için hazırlanmış; börekler; tatlılar ve şekerlemelerden en az düzeyde tüketmek; hatta en güzeli tüketmemektir.

        Oruç tutmanın metabolizmaya en önemli etkilerinden biri de sıvı alımının azalmasıdır. Vücudun sıvı tüketimini normal temposuna dönebilmesi için bolca su içmeniz gerekmektedir. Her yediğiniz şekerin ardından bir bardak su içerseniz; aldığınız kaloriyi yakmaya bir faydası olmasa da; vücudun sıvı dengesini normale döndürebilirsiniz. Çayı ve kahveyi de şekersiz içebilirseniz; aşırı şeker yüklenmesinden de kurtulursunuz.

        Elbette egzersiz yapmak da önemlidir. Ama gerçeği kabullenmek gerekirse bayram boyunca gelen gidenlerden egzersiz yapmaya vakit bulmanız çok güç olacak. Ama bu asla hareket etmemenizin bahanesi olmamalı. Ziyarete giderken mümkün olduğunca yürümeye; asansör yerine merdivenleri kullanmaya özen gösterirseniz hem kalori tüketir; hem de kan şekerinizi düzenlersiniz.

Ve akşam yemeği; iftar sofrasının zengin menüleri; tatlı bir anı olarak belleğinizde kalabilir; Kuru baklagiller ve bulgur gibi posa içeriği yüksek menüleri; salata ile zenginleştirdiğimizde; hem dengeli; hem de posa içeriği yüksek olan bu lezzetli menü sindirim sisteminizi de rahatlatacaktır.

BAYRAMDAN SONRA NELER YAPMALIYIZ?

Bol Posalı Ve Lifli Beslenin:

Ramazan ayı boyunca karşılaşılan; metabolizma hızının yavaşlamasıyla doğru orantılı ortaya çıkan kabızlık şikayetlerini hafifletmek adına posalı – lifli besin tüketimi; yani mevsim meyve-sebzelerinin; sebze yemeklerinin; kuru baklagillerin ve beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmeklerin tüketimi arttırılmalı.

Kompostoyu Şekersiz Yapın:

Sıvı tüketimine özen gösterilmeli. Oruçtan çıktığımız ilk günlerde artmış sıvı ihtiyacımızı karşılamalı su tüketimini arttırmalı; içecek olarak şekersiz komposto; taze sıkılmış meyve suları (kilo problemi ve diyabet yok ise); ayran ve mineral suyunu tercih edilmeli.

Ara Öğünleri Atlamayın:

Metabolizmamızı canlandırmak adına 3-4 saat aralıklı ana ve ara öğünlerden oluşan beslenme düzenine geri dönülmeli.

Kendinizi Kontrol Edin:

Bayram sonrasında; kendimizi besin tüketiminin kısıtlandığı bir dönemden çıkmış gibi hissetsek de kontrolsüz besin tüketimini engellemeli; masaya oturup bir anda fazla yemek yeme alışkanlığından vazgeçmeliyiz.


Yeni bir beslenme alışkanlığı kazanmak güç gibi görünse de metabolizmanız buna hazır. Yeter ki ölçüyü kaçırmamaya özen gösterin.

Unutmamalıyız ki bugün yediğimiz içtiğimiz her şey sağlıklı geleceğe yaptığımız yatırımdır.